Tarih: 07.09.2018 06:08

RUSYA TÜRKİYE´İ ABD´YE Mİ İTİYOR?

Facebook Twitter Linked-in

07. 09. 2018 Cuma

İlk bakışta yukarıda belirlediğim başlık da nerden çıktı sorusu akla gelebilir. Çünkü yıllardan beri ABD ile Rusya düşman kardeşler olarak sunuldu ve işin garip tarafı gelişmekte olan ülke halkları da buna inandırıldı. Gelişmekte olan ülkeler Rusya´nın hamlesi karşısında kendilerini ABD´nin kanatları altına attılar, ABD´nin karşı hamlesi karşısında da Rusya´yı koruyucu olarak algıladılar. Hâlbuki İkinci Dünya Savaşı´nın sonuna doğru dünya ABD, İngiltere ve Rusya arasında nüfuz alanlarına ayrıştırılmış, hangi alan hangi ülkenin payına düşmüş ise varılan anlaşma gereği ABD ve Rusya birbirlerine destek olmuşlardır. Bu durum soğuk savaş yıllarında böyle olduğu gibi Sovyetler Birliği´nin dağılmasının ardından yapıda fazlaca bir değişiklik olmamıştır. Kısacası, İngiltere ve ABD bu konuda bir tarafı oluştururken diğer tarafta da Rusya ve peykleri yer almışlardır. Dikkat edilirse geçen yaklaşık 70 yıl boyunca ABD ve Rusya bir çatışmanın içinde olmamışlardı. Zaman zaman çatışma noktasına gelmişlerse de bir çatışma söz konusu olmamıştır. Bunu söylerken çatışmaları gerektiğini savunuyor değilim. Sadece, aralarında dünyayı sömürü alanlarına ayırmış bu sömürgeci güçler çıkarları neyi gerektiriyorsa öyle davranmışlardır.

 

 

 

Bu girişten sonra yukarıdaki başlığı atmama sebep olan iki haberi aktarmak istiyorum. İlk haberimiz Rusya kaynaklı ve haberin başlığı şöyle:

?Rusya´dan üçlü zirve öncesi ilginç çıkış: Ankara ile İdlib´deki amacımız örtüşmüyor?.

İkinci haberin başlığı ise şöyle:

?Amerika Birleşik Devletleri: Türkiye´yle İdlib´de hemfikiriz?.

İki taraftan yapılan açıklamalar böyle ama Suriye´de olayların başlangıcından itibaren Türkiye ABD ile aynı safta yer aldı. Hatta diyebiliriz ki ABD´den gelen telkinlerde Suriye´de birkaç ay içinde iktidarın değişeceğine inandı/inandırıldı. Bırakın birkaç ayı yıllar geçti Esad iktidarını korudu hatta Türkiye´nin geleceği konusunda söz söylemeye başladı. Buna karşılık Rusya Esad´ın yanında yer aldı, bir yandan da Türkiye´nin endişelerini haklı bulduğu yönünde açıklamalar yaptı. Bir adım daha atarsak geçen zaman gösterdi ki ABD´nin de hedefinde Esad´sız bir Suriye söz konusu değil. Meseleye bu açıdan bakıldığında ABD ve Rusya´nın Esad´lı bir Suriye noktasında buluştukları açıkça ortaya çıktı. Bu arada, ABD ve Rusya Suriye´de sahip olacakları kontrol alanları konusunda da bir anlaşmaya varmışlardı.

 

Tüm bunları sıralamaktan maksadım, İkinci Dünya Savaşı´nın ardından sömürgeci güçlerin dünyanın paylaşımı konusunda sağladıkları mutabakatta bugün de bir değişiklik olmadığı, bu sebeple gelişmekte olan ülkelerin arada bir emperyalistlerin aralarında sürtüşme varmış görüntüsü vermelerine aldanmamaları gerektiğini gösteriyor. Bu yüzden öncelikli olarak gelişmekte olan ülkelerin sömürüden kurtulabilmeleri için kendi aralarında bir birlik oluşturmaları gerektiği kesin olarak görülüyor. Çünkü ister Rusya ve ABD ya da bir başka sömürgeci güç olsun aralarında sömürü konusunda rahatlıkla bir mutabakat sağlayabiliyorlar. Hâlbuki sömürüden kurtulabilmeleri için gelişmekte olan ülkelerin birliğine ihtiyaç var. Bu birlik sağlanamadığı sürece dünyanın sömürü gelişmiş ülkeler tarafından hiçbir engel ile karşılaşmadan devam edip gidecektir. Türkiye, Rusya ve İran arasında Tahran´da yapılacak toplantı öncesi Rusya ve ABD tarafından böyle bir açıklama yapılmış olması da sanıyorum ABD ve Rusya´nın aralarında sömürü mutabakatının bir kanıtı olabilir.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —