Ankara-Moskova arasındaki İdlib gerilimi, Rus basınında yakınından takip ediliyor.
Gazeta. Ru, "Savaşa bir adım kala" başlıklı yazısında, Mihail Hodarenok adlı askeri uzmanın değerlendirmelerine yer verdi:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güvenlik ve dış politikadan sorumlu danışmanı Mesut Hakkı, ‘Rusya ile savaşmaya hazır olduklarını' açıkladı.
‘Rusya'da 25 milyon Müslüman var, geçmişte 16 kez Rusya ile savaştık, tekrar yapacağız, intikamımız oldukça korkunç olacak' diyen Mesut Hakkı'nın bu sözlerinin kişisel görüşleri olduğuna dair henüz üst düzey bir Türk yetkiliden açıklama gelmedi. Ama onun sözlerini onaylayan da olmadı.
Erdoğan'ın gücü ve kaynakları, sayılı günler içerisinde İdlib'de Esed birliklerini bozguna uğratmak için yeterli.
Moskova ile sadece geleneksel imha araçlarını kullanan bölgesel bir çatışma durumunda, Türk lider insan kaynakları ve teknik anlamda üstünlüğe sahip olacaktır.
Savaş alanının uzaklığı ve birliklerin ve maddi kaynakların transferi için teknik olanakların olmaması nedeniyle Rusya ise kısa vadede avantajsız durumda olur.
Türkiye ayrıca her an Boğazları ve hava sahasını kapatarak Rusya'nın Suriye'deki birliklerine maddi ve teknik kaynaklar ile personel sevkiyatının önünü tıkayabilir.
İran ve Irak üzerinden uçmak çok daha uzun, ayrıca bu ülkelerin olası Rusya-Türkiye savaşında nasıl duruş sergileyecekleri belirsiz.
Onar da hava sahalarını kapatırlara, Suriye'ye Cebelitarık ve Akdeniz üzerinden Avrupa'dan uçmak gerekir. Bu durumda Suriye'ye ancak sınırlı sayıda stratejik bombardıman uçakları gönderilebilir.
Bu durum, Türkiye'nin iktidar çevrelerinden gelen savaş benzeri açıklamaları büyük ölçüde açıklıyor. Ankara, Moskova ile olası bir savaşta sahip olacağı avantajların bütünüyle farkında.
Genel olarak ise Türkiye'nin askeri ve ekonomik potansiyeli Rusya'nın çok gerisinde. Ancak koşullar ve bölgesel etkenler güç dengesine etkide buunuyor.
Savaş çıkması halinde muhtemelen NATO Türkiye'ye destek vermez, ama Ankara'nın önünde engel de çıkarmaz.
Sorunun Batı ülkelerinin veya BM'nin himayesi altında değil, Türkiye ile Rusya arasında çözüleceğini umuyoruz.”