Fransa'da Paris savcılığı, Fransız ordusunun Ruanda’da 1994 yılında meydana gelen soykırımda sorumluluğu olduğuna dair kanıt bulunamadığı gerekçesiyle yeniden dava açılması talebini reddetti.
Reuters'ın aktardığına göre yapılan açıklamada “Soruşturma hakimleri Fransız askeri birliklerinin mülteci kamplarında işlenen ihlallere doğrudan katılımına veya soykırım işleyenlere yardım ettikleri veya onlarla herhangi bir suç ortaklığı içinde olduklarına dair bir kanıt bulamadı” denildi.
Savcılık daha önce de 2021 yılı mayıs ayında Fransa'nın Ruanda’daki soykırımın gerçekleşmesinden sorumlu olduğuna dair suçlamaları araştırmak için hiçbir gerekçe olmadığı sonucuna varmıştı.
Geçtiğimiz mart ayının sonunda, Fransa’nın 1994 yılında Ruanda’da yapılan soykırımdaki rolünü araştıran tarihçiler, 2021 yılı mart ayında Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a teslim ettikleri bir raporda Paris'in Ruanda’daki soykırımda 'ağır ve ezici sorumluluk taşıdığı' görüşünü dile getirmişti.
Tarihçi Vincent Duclert başkanlığındaki toplam 15 üyeden oluşan komisyonun raporunda, Ruanda’daki soykırımla ilgili Fransa’nın sorumlu olduğu ancak suç ortağı olarak değerlendirilemeyeceği bildirilmişti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un imzasıyla 2020’de yayımlanan genelgede, 1990 ile 1994 yılları arasındaki dönemle ilgili devlet arşivlerinin kamuya açıldığı duyurulmuştu.
Ruanda'da 1994'te Hutular, dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana'nın uçağının düşmesinden sorumlu tuttukları Tutsilere karşı soykırım başlatmıştı. Ülkede 100 gün süren katliamda 800 binden fazla Tutsi hayatını kaybetmişti.
Fransa, soykırımı yapan Hutu hükümetinin uzun süre destekçisi olduğu için uluslararası kamuoyunda ve ülke içinde eleştiriliyor. Fransa, 23 Haziran 1994'de ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu'nu başlatmıştı. Paris, soykırımı engellemek yerine soykırımcılara silah ve mühimmat desteği sağlayarak, Ruanda Yurtsever Cephesinin (RPF) ilerleyişini kısıtladığı için kınanmıştı.
Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülakatta, "O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil" ifadesini kullanmıştı.