Futbol başta olmak üzere, toplumsal hareket dediğimiz ve kitleri ilgilendiren sporun esnek (her konuya/yöne çekiliyor olması) iyi niyet taşımayan kesimin iştahını kabartmakla kalmıyor, art niyetli anlayışın malzemesi haline getirilmeye devam ediliyor. Bu süreçten en çok nemalanan Siyonist ve Haçlı sermaye. Sömürü anlayışıyla, ülkelerin ekonomisinde önemli rol oynayan siyasi anlayışın, her dönemde farklı şekilde oraya çıktığını görmekteyiz. Toplumların sahip olduğu milli ve manevi değerlerini ilk başta yontan, sonrasında ise belli kalıba/anlayışa sokan, sonrasında ise kendisi gibi düşünmeye/hareket etmeye mecbur bırakan bir ideolojiden bahsediyoruz. Her zaman olduğu gibi tüm bunları elbette durduk yere değil de, sporu/futbolu bir araç olarak kullanılarak toplumsal mesaja bir yenisi eklendiği için söyleme gereği duyuyoruz. Bu örneğin yapıldığı yer Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020), konunun aktörü, futbol yıldızı Cristiano Ronaldo. Portekizli oyuncu, Macaristan maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında, turnuva sponsorlarından Coca Cola’nın iki şişesini kameralar karşısından alarak, Dünyaya ‘Su için’ mesajı verdi. Yayın organlarına düşen habere göre, Ronaldo’nun bu hareketi, Coca Cola hisselerinin 56,10’dan 5,22’ye düşmesine neden oldu. Haberlere yansıdığına göre, bu düşüşün karşılığı 4 milyar dolar. Bu hareketin bir manası da, tüm Dünyanın gözü üzerinizde bir kişiyseniz, her bir hareket ses getirmekle kalmıyor, konunun muhataplarına ‘ültimatom’ mesaj niteliği taşıyor olması. Bu mesajı da ancak bir (branşında) dünya starı yapabilirdi!.
RONALDO’NUN VİCDANLARA SESLENİŞİ
Cristiano Ronaldo, vicdanının sesini dinleyerek (öyle ihtimal veriyoruz) Coca Cola’ya tepkisini yorumlarken, (tevafuk olsa gerek, Yazar Ahmet Turgut’un Kapı Yayınlarından çıkan HORASAN ŞEHİDİ isimli romanını okuyorduk. Türklerin İslamiyet’le tanıştığı asra bizi götüren kitabın bir bölümünde şu ifadeler dikkat kesiliyoruz; “…Kişi kötü, çirkin, yanlış bir işte olduğu fark ederek kendi kınayabiliyorsa, vicdanının uyanık oluşundandı bu. Bilakis kendini kınamayıp şer karşısında ‘Acaba?’ bile diyemiyorsa, öncelikle körelen vicdanını uyandırması için yakarmalıydı Allah’a….” Sosyal medyada bir anda ‘çığ’ gibi yayılan haberle Ronaldo görevini yapmış ve herkesi ‘su’ içmeye davet etmiş. Bizim için bu mesaj hangi manaya geliyordu? Devam edelim… Ronaldo’ya göre insan sağlığı için tehlike manasına gelecek düzeyde olan bu ürüne verilen her bir kuruş, bir nevi hangi sermayeye hizmet ediliyor manasına gelmeli. Ve bu sermaye kazancını hangi kaynaklara aktarıyor, bu uygulama toplumun hangi değerleri üzerinde etkili oluyor, hiç düşündük mü? Ronaldo ‘su’ diyor da, hemen aklımıza, ülkemizde gazlı içecek piyasasına hâkim olan Coca Cola gibi, kaynağını kendi topraklarımız olan dolum (ambalajlı) su piyasasının, yine hangi sermayeye çalıştığını araştırdık mı? Her bir soru karşılık bulur ama, bizim konuya ne denli hassasiyet gösterdiğimiz, burada önem taşıyor olsa gerek!.
KAPİTALİST SERMAYENİN SPOR CEPHESİ
Cristiano Ronaldo örneği, kapitalist savaşların yaşandığı spor/futbol cephesinde ne ilk ne de son olacağa benziyor. Çok değil, bundan bir yıl önce Adidas ve Mercedes’in sponsor oldukları Mesut Özil’den desteğini çekmesi. Söz konusu firmaların bu faşist tutumunun gerekçesi, Türk asıllı Alman futbolcunun, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte aynı karede yer alması. Şimdi sorumuz şu; ‘Gerek Coca Cola, gerekse Adidas ve Mercedes, buna Nike’ı da eklerseniz, Türkiye ekonomisinde ne kadar pay sahibi?’ Rakamın rolünü/etkisini elbette ki ekonomistler daha iyi bilir. Ama, bizim bildiğimiz sponsor oldukları A Milli Futbol Takımımız başta olmak üzere, ‘Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez’ atasözünü hatırlatan bu firmalar, ülkemizdeki sermayelerini artırma adına çalışmalarını aralıksız sürdürmektedirler!.