Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Rize 2-1 olur mu?

Yıldıray Oğur, Erdoğan’ın memleketi Rize’de var olan ve giderek muhalefetten yana görünen siyasi durum üzerinden Rize özeli ile Türkiye genelini kapsayacak bir değerlendirmede bulunuyor.

Rize 2-1 olur mu?

Tabii ki Cumartesi günü oynanacak Birinci Lig’deki Manisaspor-Rizespor maçı hakkında değil bu yazı.

Rize’nin üç milletvekili var.

Bir zamanlar bu sayı dörttü ama şehir göçlerle nüfus kaybettikçe sayı 3’e düştü.

Ama bu özgül ağırlığı fazla olan üç milletvekili.

Tabii bu ağırlık Cumhurbaşkanı’nın Rizeli olmasından mütevellit.

Bu yüzden 2002’den beri Rize’de seçim kazanmak AK Parti için kritik.

2002’den önce de ANAP için kritikti.

Çünkü partinin genel başkanı Rizeli Mesut Yılmaz’dı.

Rize, 1950’den bu yana 1973 seçimleri dışında sağ partileri seçti, özellikle iktidardaki sağ partilere oy verdi.

Bir de hemşerilerini seçimlerde hiç mahcup etmedi.

1987’de ve 1991’de Mesut Yılmaz’ın listenin başında olduğu ANAP Rize’den tulum çıkardı.

1991’de ANAP Türkiye’de ikinci parti olurken, Rize’de açık ara sandıktan birinci çıktı.

1995 ve 1999 seçimlerinde ANAP Türkiye genelinde oy kaybederken Rize’den yine birinci parti çıktı ve 3 milletvekilinden 2’simi aldı.

2002 seçimlerinde ANAP Türkiye’de yüzde 5’in altındayken Rize’deki oyu yüzde 29’du.

2007’de seçime Rize’den bağımsız giren Mesut Yılmaz, yüzde 23 oy alarak 27 Nisan travmasına rağmen Meclis’e girmeyi başardı.

2011’den itibaren yapılan seçimlerde ise şehirde Rizeli Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti’nin mutlak bir üstünlüğü var.

Son 2018 seçimlerinde Erdoğan’ın oy oranı yüzde 77, AK Parti’nin oy oranı yüzde 69’du.

Ama 2019 yerel seçimlerinden itibaren artık bu trend artık aşağıya doğru dönmüş durumda.

2019 yerel seçimlerinde yüzde 72 ile belediyeyi kazanan AK Parti’nin il genel meclisi seçimlerindeki oyu yüzde 57,5’a düştü.

Peki, AK Parti’den giden oylar nereye gitmişti?

MHP’ye.

Hatta AK Partili eski başkanları aday göstererek MHP, AK Parti’den iki belediye almayı da başardı.

Bir belediyeyi CHP aldı, diğerini de az farkla kaçırdı.

Yani Rize’de siyasette uzun süredir sabit olan taşların yerinden oynamaya başladığı bir seçime doğru gidiyoruz.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun Amasra’da kader olmayan maden faciası yüzünden iptal edilen gezisini izlemek üzere hafta sonu Rize’ye giderken siyaset, uçak yeni açılan Rize-Artvin Havalimann’nda tekerleklerini yere değdirdiği anda başladı.

Önce klasik bir alkış koptu. Sonra yolculardan biri “Helal olsun Tayyip” diye bağırdı.

Bu ilk kez gelenler için bir çeşit “Rize’ye Hoşgeldiniz” anonsuydu.

Cengiz Holding tarafından denizin üzerine yapılan Rize- Artvin Havalimanı önce şıklığıyla dikkat çekiyor. En kaliteli malzemeler kullanılarak tarihi esere benzeyen bir mimariyle bir havalimanı yapılmış. Çay bardağı şeklindeki gözetleme kulesi dışında göze batan hiçbirşey yok.

Rizeliler havalimanı için bir buçuk saat mesafedeki rakip şehir Trabzon’a gitmek yerine yarım saat uzaklıktaki havalimanlarına gitme lüksünden çok mutlu. Hala gökyüzünden geçen uçaklar takip ediliyor.

Havalimanından çıkıp, Mesut Yılmaz’ın memleketi Çayeli’den geçip Rize merkeze doğru giderken yolda iki şey dikkat çekiyor.

Mesut Yılmaz döneminde, o devrin de iktidara en yakın müteahhitti Mehmet Cengiz’in yaptırdığı otoyollardaki uzun tüneller ve belediye billboardlarında yer alan Davutoğlu’nun Rize programını duyuran yırtılmamış afişler…

Afişlerin MHP’li Çayeli ve AK Partili Rize belediyelerinin billboardlarına asılabilmiş olması bile Türkiye’deki demokrasi mevsim normallerinin üzerinde bir durum.

Afişlerin yırtılmadan günlerce kalmış olması ise Rize’deki AK Parti ve Erdoğan asabiyesinin hararetinin geçtiğinin bir göstergesi.

Bundan bir yıl önce Meral Akşener’in ziyaretinde olayların çıktığı, DEVA Partisi kurucusu olduğu için eski AK Parti Milletvekili Hasan Karal için gıyabi cenaze namazı kılınmış, şehrin girişinde sizi “Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize’ye hoşgeldiniz” tabelasının karşıladığı, şehrin meydanında iki duvarda dev Erdoğan resimlerinin sabit olarak asılı olduğu bir şehirden bahsediyoruz.

Rize’de Gelecek Partisi’ni sırtlayan isim partinin gelen başkan yardımcısı olan, eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci.

Temurci, Çayelili ve ailesi Çayeli’nin ve Rize’nin en meşhur lokantalarından Lale Lokantası’nın sahibi.

Temurci’nin gençliği de bu lokantada garson olarak geçmiş. O yüzden ilçedeki herkesi çok iyi tanıyor. “Kurufasülye götürmediğim esnaf yoktur” diye anlatıyor o günleri.

Temurci, Mesut Yılmaz’ın köylüsü. Eski ANAP’lı Çayeli Belediye Başkanı da Gelecek Partisi saflarında. Partinin Rize İl Başkanı da ANAP gençlik kollarından gelen bir isim.

Rize’de İYİ Parti’nin de kurucu il başkanı ANAP’ı eski il başkanıydı. DEVA Partisi ve CHP’de de eski ANAP’lı siyasetçiler var.

Peki, muhalefetin Rize’de önümüzdeki seçimlerde bir şansı var mı?

Sürpriz ama var.

Ekonomik kriz Rize’de siyasetin kalbinin attığı esnafları kötü etkiledi. Köylüler de çay politikasından şikayetçi.

Bu ikisi Rize’deki Reisçilerin bile hararetini düşürmüş, memnuniyetsizlerin sayısı artmış durumda.

Bu memnuniyetsizlerin henüz bir adresi ise yok.

Görünen son seçimde yüzde 13 alan CHP ve yüzde 6 alan İYİ Parti’nin bu oylarını muhakkak artıracağı.

Ama bu milletvekili kazanmak için yetmeyecek.

Gelecek ve DEVA şehirde aktif. Henüz oylarının nereye varabileceği belirsiz. AK Parti’den kopan genç ve şehirli seçmenler için bu iki parti adreslerden biri.

Yeniden Refah Partisi de AK Parti’nin daha mütedeyyin küskünleri için güvenli bir çıkış kapısı.

AK Parti ile tamamen bütünleşen MHP ise artık AK Parti küskünlerinin partilerine ders için tercihi olmaktan uzakta.

Şehirdeki sağ oylar için bir adres olabilecek İYİ Parti ise sık sık il başkanı değiştirerek, ANAP eski il başkanı olan kurucu il başkanının yarattığı ivmeyi kaybetmiş.

CHP ise iyi bir aday ile şansını bu kez zorlayabilir.

Ama seçim sistemi değiştiği ve ittifak için artık oylar kalktığı için partilerin bunu tek başlarına yapmaları zor.

Tek çare bir partinin çatısı altında seçime girmeleri.

Bu partinin hangisi olacağı o kadar önemli değil.

Çünkü Ankara’dan ve anketlerden görülmeyen başka değişimler de var şehirde.

90’lar ve 2000’lerde köylerde yaşayanların çocuklarını iyi okullara göndermek ve kaloriferli evlerde oturmak için şehir merkezlerine indiği Rize’de de diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi hızlı bir şehirleşme ve sekülerleşme yaşanıyor.

Kafeler, lokantalar tıklım tıklım. Sokaklar kadınlarla dolu. Başörtülü, başı açık kadınların sayısı birbirine yakın.

Bu yeni hayatta “CHP’ye eli gitmemek” artık bir nesil dışında anlamını yitirmeye başlayan bir politik davranış biçimi haline geliyor.

İnsanların nerdeyse boğaz boğaza geldiği muhalafetin adayı kim olmalı sorusuna verilen İmamoğlu, Yavaş, Kılıçdaroğlu isimleri arasında ivme ilk akla gelebileceği gibi İmamoğlu’ndan yana değil.

Mansur Yavaş’ı “oturaklı, ciddi adam” bulanlar çok ama Kılıçdaroğlu’na da son zamanlardaki performansı yüzünden kredi açılmış durumda. Gül hala ismi zikredilen adaylardan biri.

“Kılıçdaroğlu bir şeyler yapmaya çalışıyor ama…” cümlesi sık duyuluyor.

Fakat muhalefet denince herkesin ağzından önce artık parti ve aday adları değil Altılı Masa’nın adı çıkıyor.

Bir taraftan tek adam rejimini eleştirip ama seçimleri kazanmak için aklı hep tek adamlara giden kanaat önderleri, bazı gazeteciler ve anketçiler Altılı Masa’yla bir türlü heyecanlanamasa da muhalefeti Rize gibi şehirlerde potada tutan en önemli motivasyon Altılı Masa’daki işbirliği.

Çünkü tek başına hiçbir partinin güçlü AK Parti karşısında şansı yok. Ama Altılı Masa’nın var.

Rize’de açık ki Erdoğan’ın hala yüksek ama heyecanı azalan bir popülaritesi var.

Havaalanı, bitmeyen şantiyeler ve iyi çalışan AK Partili belediye şehirde AK Parti’yi tutan etkenler.

 Ama 21 yılın yorgunluğu, torpil, yolsuzluklar, ekonomik kriz, herkesin bir yakınına dokunmuş FETÖ gözaltıları ve KHK meseleleriyle soğumuş muhafazakar insan sayısı da çok.

Eğer Altılı Masa Rize’den bir parti çatısı altında seçime girerse ve AK Partili seçmenlerden oy alabilecek bir aday gösterirse Erdoğan, Rize’de Cumhurbaşkanlığı için yine Türkiye genelindeki en yüksek oyunu alır ama Meclis seçiminin sonucu 2-1 olur.

Rize’de bile skor bu olursa, Türkiye genelinde muhalefet Meclis’te çoğunluğu elde eder.

Ama bütün bunlar için tek bir şeye ihtiyaç var ve bu ihtiyaç duyulan bir süperman Cumhurbaşkanı adayı değil, sadece matematik.

Altılı Masa’yı küçümseyenler bu basit matematiğe de inanmıyorlar. “Anketlerde önde çıkan belediye başkanlarından birini aday yapın, bütün seçimleri alıp gelsin” diye özetlenecek Etyen Mahçupyan’ın tabiriyle bir “beleşçilik” peşindeler.

Ama bu sadece beleşçilik de değil.

Bu aynı zamanda iktidarı kimseyle paylaşmak istememek, başkaları rağmına bir iktidar istemek, başka türlüsünün kesmemesi de…

Özellikle bazı yorumcuların ağızlarından sık sık kaçırdıkları gibi Altılı Masa’daki partilerle, onların temsil ettiği muhafazakar kitlelerle, masaya dışarıdan destek veren Kürtlerle iktidarlarını paylaşmak istemiyor ve anketleri de buna karşı kullanıyorlar.

Kılıçdaroğlu ile ilgili rezervleri olanların bir kısmı gerçekten de onun adaylığını riskli bulduğu için itiraz ediyor olsa da, tepkilerin önemli bir sebebi Kılıçdaroğlu’nun en başından iktidarı başkalarıyla paylaşmanın sinyallerini vermesi, bunun sembolü haline gelmesi.

Başörtüsü çıkışı sonrası muhalif çevrelerde Kılıçdaroğlu’na tepkilerin alenileşmesi herhalde rastlantı değil.

O yüzden başka hiçbir liderden beklenmeyen üstün, süpersonik vasıfları olmadığı için Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vuran yazılar rağbet görüyor, iktidar eleştirileri için yazılarına son verilmiş, televizyonlara çıkma yasaklı Etyen Mahçupyan ise Mansur Yavaş’ın adaylığına itiraz eden sözleri için her akşam ana akım televizyonlarda boy gösteren her devrin utanmazlık rekortmenlerinin kötü isim şakalı yazılarının hedefi olabiliyor.

Bir kez daha hararetli fikirleriyle bu kez Kılıçdaroğlu’na karşı biraraya gelen bu koalisyon çok tanıdık ve bu onların büyük iddialarla gittikleri ilk seçimleri de değil.

O seçimlerin sonuçları ise malum.

2018’de tam da dişlerine göre olan Muammer İnce’nin kuantum vaatlerine bile yükselenler, seçim sonuçlarını kabul ettiği için kendisine küsüvermişlerdi.

Belki bu sefer bir ders çıkarırlar beklentilerini boşa çıkaran bir özgüvenle yine son sürat arabalarını malum duvara doğru sürmekteler.

En azından Rize’de skoru değiştirecek şu ana kadar denenmemiş taktik açık.

Yoksa sonuç daha seçime bile gitmeden 3-0 hükmen mağlubiyet olacaktır.



Anahtar Kelimeler: - ?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER