Tarih: 02.11.2020 17:52

Rıza Bey’deki ‘sessizlik’ bekleyişleri

Facebook Twitter Linked-in

Ne desek, hangi kelimelerle acımızı anlatabilsek.

6,6 diyenler olduğu gibi 7 diyenler de oldu.

İzmir’deki depremin şiddeti hiç bu kadar olmamıştı.
Bir İzmirli olarak çok depremler yaşadım.

Yerin altından gelen ve sizi yerinize çivileyen o ürkütücü gürültü. Bazen ‘güm’ diye vurma şeklinde gelir ve sonra kocaman bina sağa sola sallanmaya başlar.

Kimi zaman da gürültü duyduğunuzda toprağı hırpalarcasına sallayan ve koca apartmanı bir sağa bir sola sallar.

Hangisi olursa olsun korkunç…

İzmir’in Bayraklı semti.

Dere yatağına inşa edilmiş binalar.

Kardeşimin evi de aynı semtte olduğu için hemen onu aradım. Yıkılan ‘Rıza Apartmanı’ da onun evinin çaprazındaydı. Diğer yıkılan apartmanlar da hemen çevrede.
Yazları gittiğimde hep gördüğüm apartmanlardı onlar.

Geçen yaz, ondan önceki yaz evine gittiğimde hep ürperirdim.

Neden mi?

Geceleri yazımı kaleme alırken deprem olursa diye.

Tam da dere yatağına yapılmış binada olduğum için. Ve İzmir depremlerini yaşamış, depremin ne olduğunu da bildiğim için.

Belki de bu korkum 1974 depremini anne karnında hissettiğim içindir.

Hiç unutmam 1992 yılıydı.

Üniversite giriş sınavları için masamda oturmuş ders çalışıyordum. Ve bir anda 8 katlı apartmanımız sallanmaya başladı. Ürkütücü deprem sesi ve kolonların sallanması…

Masadan düşen kitaplarımı toplarken sallantının hala devam ettiğini hatırlarım.

O geceyi dışarda geçirmiştik.

İzmir ve depremler.

Artık bunu ezberlemiş olmamıza rağmen demek ki hala daha akıllanmadık. Plansız kentleşme, malzemeden çalan müteahhitler ve ruhsat verilmemesi gereken binalara ruhsat veren sorumlular ve sorumsuzlar.

Kolonları kestirip yer açtıran paragözleri de unutmayalım.

Onlarca vatandaşımız hala daha enkaz altında.

Umuyoruz ki, canlı olarak kurtarılırlar.

Tek temennimiz bu.

Rıza bey apartmanındaki çalışmaları hepimiz takip ediyoruz.

Merakla ve umutla.

Beni etkileyen de kurtarma çalışmaları esnasında verilen sessizlik bekleyişleri.

Sanki bütün İzmir’in nefesini tutup beklemesi gibi.

Herkes susuyor ve enkaz altından ses bekleniyor.

‘Sesimi duyan var mı?’ sorusuna gelecek kısık ve cılız bir ses bekliyoruz.

Bekliyoruz umutla ve duayla.

Sevgi ve Bilgiyle kalın

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —