Tarih: 02.12.2017 13:07

Rıza Sarraf itiraf etti: "Tehdit edildim!"

Facebook Twitter Linked-in

ABD tiyatrosunda sona yaklaşıyoruz..

Tiyatronun sonuna yaklaştıkça..

Seyircilerin kahkahaları da artıyor..

Kahkahalar nasıl artmasın..

Oynanan tiyatronun başrol oyuncusu Rıza Sarraf´a, duruşma sırasında soruluyor:

?FBI neden sizi koruma altına aldı??

Sarraf cevap veriyor:

?Cezaevinde tehdit edildim.?

Vay vay vay..

Cezaevi..

Ve tehdit..

Neresi orası?

ABD´nin cezaevi değil de..

Mafyanın, rehin aldığı adamları sorgulayıp, işkence yaptığı bir mekan mı?

Ne demek, cezaevinde kalan bir tutuklunun tehdit edilmesi?

Kim, nasıl izah edebilir bunu?

Ama ne hikmetse..

Bizim büyük hayretimizi mucip olan bu iddia, mahkeme salonunda hiç kimsenin merakına layık olmuyor..

Ne hakim..

Ne savcı..

Ne FETÖ´cüler..

Ne güvenlik güçlerinin salondaki temsilcileri..

Ne Adalet Bakanlığı´nın yetkilileri..

Ne de diğerleri..

?Sen ne diyorsun arkadaş? Söylediğin şeyi, kulakların duydu mu?? demiyorlar..

?Kim tehdit etti?? 

?Niye tehdit etti??

?Ne ile tehdit edildin?? diye soran da yok..

Bunun açıklamasını yapan da yok..

Hakim de..

?Sen ne diyorsun arkadaşım? ABD gibi böyük bir devlette.. Cezaevinde kim kimi tehdit ediyormuş? Hemen anlat bakalım!? demiyor..

?Önümüzdeki davaya biraz sonra başlarız.. Önce sen bize, şu tehdit işini bir anlat bakalım.. Önce bunu halledelim..? demiyor..

Adeta..

?Ha, tehdit mi edildin?.. Üzülme arkadaş.. Olur böyle şeyler.. Sakın canını sıkma.. Cezaevinde sık sık oluyor böyle şeyler..? diyerek teselli ediyorlar..

Hani ben buna da şükrediyorum..

Olur ya..

FETÖ´cü hakimin saflığına gelip..

Şu itirafı da dinleyebilirdik, kendisinden:

?Rıza bak, sen genç bir arkadaşsın.. ?Cezaevinde tehdit edildim´ diye sakın bu işi onur meselesi falan yapma.. Cezaevinde kalan insanlar tehdit ediliyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz, tehdit edilen tutuklular, savcı ile işbirliği yapmışlar.. Ardından geliyorlar buraya.. Bir anlatıyorlar, bir anlatıyorlar ki.. Susturamıyoruz.. ?Roma´yı ben yaktım. Hz. İsa´ya saldıran bendim.. Büyük dedemi de ben öldürdüm.. İki ay sonra doğacak olan oğlumu da ben öldürdüm.. İnanın bak..´ diye bir başlıyorlar ki.. Durduramıyoruz..? 

?

Sahi, Rıza duruşmaya çıkmadan önce..

Savcı ile yaptığı anlaşmada ne diyordu?

?Hiçbir baskı ve tehdit altında kalmadan, hür irademle bana yüklenen suçları kabul ediyorum.?

İyi de..

Bu belgeye imza atmadan bir hafta önce..

Tehdit edilmişsin işte..

Hem de cezaevinde..

Cezaevinde tehdit edilmişsin, ardından birileri seni oradan çıkarıp, dışarda bir belgeye imza attırmış..

Şimdi bizden o belgede yazılı olan ?Hiçbir baskı ve tehdit altında olmadan?ifadesini doğru kabul etmemizi istiyorlar..

Nerde öyle bir şapşal, söyleyin de..

Devamını yazmayalım.. Anladınız siz onu!

?

Olayın bir de şu yönü var..

Gözümüzde büyütüyoruz..

Daha doğrusu büyütmek isteyenler, anlatıyorlar da anlatıyorlar.

?ABD şöyle bir devlettir.. ABD böyle bir devlettir..?

Eeee!.

Bu ne şimdi?

Koskoca(!) ABD, cezaevindeki tutukluların bile can güvenliğini sağlayamıyor mu?

Ki..

Üzerinde durmadık ama..

Tehdit olayında, bıçaklandığı bile iddia edildi..

Evet evet.. 

Yanlış okumadınız.

?Rıza nerde?.. Cezaevinde mi, yoksa serbest mi bırakıldı?? diye ABD´den değişik haberler geldiği günlerde..

Türkiye´nin, ?Bir vatandaşımız olan Rıza Sarraf´ın can güvenliğinden şüphe ediyoruz? diye nota verdiği günlerde..

Rıza Sarraf´ın cezaevinde bıçaklandığı için, koruma amaçlı olarak dışarı çıkarıldığı iddia edildi..

İlk aşamada dedik ki, ?Bir numaralar çeviriyorlar.. ?Savcı ile işbirliği yapmak üzere çıktı´ diyemiyorlar da.. ?Bıçaklandı´ diyerek, konuyu şimdilik gözlerden kaçırmaya çalışıyorlar..?

Ama sonrasında..

Duruşmada da ?tehdit? olayı tekrarlandığına göre..

Her sözüne, büyük bir değer verilerek, ?Rıza ne dedi? Rıza kimi suçladı? diye ağzına baktığımıza göre..

Rıza´nın, ?Tehdit edildim.. FBI korumasına onun için alındım? sözüne de, mahkemede bir değer verilmesi gerekmez miydi?

Gerekirdi..

Ama, ABD çakallığı işte bu..

Yapacak bir şey yok..

?

Dünkü duruşmada yaşananlar ise..

Rezalete tüy dikti..

Hakimin, ?Bu tapenin teyidini almamız gerekir, çok önemli? diye takdim ettiği bir telefon konuşmasını, merak ettim, başından sonuna kadar dinledim.

Hakan Atilla ile, Rıza Sarraf arasında geçiyor..

Rıza Sarraf, Dubai´den gıda malzemelerini İran´a yollayacaklarını, gümrük beyannamelerini bankaya vereceklerini söylüyor..

Hatta, gıda malzemelerinin ayrıntısını da söylüyor..

?Pirinç, şeker vesaire var? diyor..

Hakan Atilla, ?Bunu nasıl yapacaksınız? diye soruyor, sorguluyor..

?Dubai´de o kadar büyük gıda şirketi var mı? diyor..

Rıza Sarraf, ?Başka devletlerden alıp satacağız.. Üretici değiliz? diyor..

Hakan Atilla ?Ben bir inceleyeyim? diyor..

Ve bu konuşma, hakim tarafından, ?Davanın seyrini değiştirebilir? diye takdim ediliyor..

Kusura bakmayın ama, bu davanın seyrini değiştirir, değiştirir de..

Sanıkların mahkumiyeti şeklinde değil..

Bu tapeyi suç delili olarak dosyaya takdim eden savcının, masum kişilerekasten suç isnadı yapmaktan yargılanması şeklinde değiştirir..

7 dakikalık konuşmayı tekrar tekrar dinledim.

Tek bir noktasında, ?Biz dandikten gıda yollamış gibi yapacağız..? diye bir ifade yok..

Buna rağmen, o mahkemede olumsuz bir karar çıkarsa..

Kusura bakmasınlar ama..

Kendi rezilliklerini tescillemiş olurlar..

?

Dün akşam saatlerinde, İstanbul Başsavcılığı´nın, Rıza Saraf´ın malvarlığına tedbir konulduğuna dair açıklamasını öğrendim..

Güzel bir gelişme.. 

Tezgah kuranların tezgahları başlarına geçecek inşallah..




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —