Dünya, tarihinin en büyük siyasi kriziyle çalkalanan Suudi Arabistan´da neler olduğunu merak ediyor.
Çünkü Suudi Arabistan, açık bir toplum olmadığı gibi içine kapalı bir hanedanlık tarafından yönetildiği için neler olup bittiği ayrıntılarıyla bilinmemektedir.
Ancak, sızan bilgilere bakılırsa Suudi Arabistan´da ciddi bir değişim yaşanıyor.
Prensler, bakanlar ve zengin işadamları gözaltında.
Hepsi yolsuzlukla suçlanıyorlar. Bankalardaki mal varlıkları da dondurulmuş durumda.
Amerikan Wall Street Journal Gazetesi´ne göre ise el konulan hesaplardaki varlıkların toplamı 800 milyar doları (3.1 trilyon TL) buluyor.
Bu dev yolsuzluk operasyonunun ardındaki baş aktör ise 32 yaşındaki veliaht Prens Muhammed bin Selman olduğu artık gizlenmiyor.
Suudi Prens Mansur bin Mokren´in Yemen sınırındaki bir helikopter kazasında hayatını kaybettiği bildirildi.
Kaçışları önlemek için özel jetlerin kalkışı yasaklandı.
Prens Mansur bin Mokren´in kaçarken helikopterinin düşürüldüğü iddiaları ileri sürülüyor.
Kaza mı? Suikast mı? Henüz belli değil.
Ancak; ülkedeki büyük yolsuzluk operasyonları ve Yemen´den atılan bir füzenin başkent Riyad´daki uluslararası havaalanı yakınlarında durdurulması gibi gelişmelerinin hemen akabinde yaşanmış olması iddiaları doğrular mahiyettedir.
Bütün bu olayların aynı zaman dilimi içinde birbiri ardından meydana gelmesi bir rastlantı olamaz.
?Peki,son gelişmeler gerçekten samimi bir yolsuzlukla mücadele girişimi mi yoksa Prens Muhammed bin Salman´ın iktidarı tüm gücünü elinde toplama çabası mı?? sorusuna ise benim cevabım:
?Her ikisi de var.
CIA VE MOSSAD İŞİN İÇİNDE Mİ?
İlk olarak Prens Muhammed bin Salman´ın ülke dışında da güçlü müttefikleri var. Washington´da ABD Başkanı Donald Trump´ı ziyaretinin ardından, VeliahtPrens Muhammed bin Salman ve Beyaz Saray arasında sıkı bir bağ kuruldu.
İsrail´in istihbarat örgütü MOSSAD ajanları ABD´de Veliaht Muhammed bin Salman ile buluşarak hanedan içinde kendisine ve babasına yönelik bir saray darbesi hazırlıklarının yapıldığı bilgisi iletildi.
Devamında Veliaht Prens Muhammed Bin Selman´ın, ülkesinin 1979 öncesindeki ?ılımlı? İslam´a geri döneceğini açıklaması İslam dünyası başta olmak üzere uluslararası kamuoyunda büyük yankı bulmuştu.
Bu gelişmenin hemen ardından yolsuzluk operasyonları başlatıldı.
Sizin anlayacağınız, Suudi Arabistan tarihinde hiç olmayan operasyonlar başlatıldı ve devam ediyor.
Bu ani gelişmeler kötü şeylerin olacağına işaret ediyor.
Çünkü bu işin içinde emperyalist güçler var.
Olayların seyri, isnat edilen suçlar ve gözaltına alınan kişilerin gücü, hanedan içindeki etki alanlarına bakıldığında yaşanan olayların sıradan gelişmeler olmadığı açıktır.
Yolsuzluk kapsamında zikredilen miktarlar birçok ülkenin bütçesini ya aşıyor ya da denk bir seviyededir.
Bu dev operasyonlarla haksız kazançların hanedan mensuplarından hanedan devlet bütçesine dönüştürülmesi hesaplanıyor ise de işin içinde elbette bir de iktidar hırsı yani taht kavgası olduğu bir gerçek.
Bu dev operasyonları Suudilerin kendi başına başaracakları bir iş olmadığı diğer bir gerçektir.
Çünkü, Suudiler, profesyonel operasyonlar gerçekleştirme konusunda bu kadar derin deneyim, tecrübe ve birikime sahip değiller.
Bir plan dahilinde ve çok profesyonelce gerçekleştirilen operasyonlar işin içinde CIA ve MOSSAD parmağı olduğu şüphesini artırmaktadır.
Ve yine, bu operasyonlar sadece Suudi Arabistan ile sınırlı değildir.
Çok yakında ABD, İran´a, İsrail ise Lübnan´a yönelik kuşatma ve bazı operasyonlar düzenlemesi kuvvetle muhtemeldir.
Bu operasyonların finansörü Suudi Arabistan, yerelde destekçisi ise Mısırolacaktır.
Suudi Arabistan´da yaşananlar bölgesel büyük operasyonlara zemin hazırlamak niteliğindedir.