Reyhanlı Katliamı tutuklusu Gezer: Emniyete defalarca ihbarda bulundum, engellenmedi

Reyhanlı Katliamı'nın talimatını verdiği iddiasıyla tutuklanan Mehmet Gezer ifadesinde, emniyete defalarca ihbarda bulunduğunu, buna karşın patlamanın kasıtlı biçimde engellenmediğini iddia etti.

Reyhanlı Katliamı tutuklusu Gezer: Emniyete defalarca ihbarda bulundum, engellenmedi

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve 53 kişinin öldüğü katliamın planlayıcılarından olduğu iddiasıyla tutuklanan Mehmet Gezer, mahkemedeki ifadesinde saldırı öncesi defalarca emniyete ihbarda bulunduğunu, buna karşın patlamanın kasıtlı biçimde engellenmediğini anlattı.

T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre, 30 Haziran’da ABD’den Türkiye’ye getirilen Mehmet Gezer, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Reyhanlı Katliamı davası kapsamında verdiği ifadesinde dikkat çekici bilgiler verdi.

Saldırı öncesinde defalarca ihbarda bulunduğunu, jandarma ve emniyette istihbarat raporları hazırlandığını, buna karşın patlamanın kasıtlı biçimde engellenmediğini anlatan Gezer, şunları söyledi:

“2013 Şubat ayında 1 senedir tanıdığım Suriyeli Kifah Milhim isimli bir albayın kahve daveti üzerine yanına gittim. Kahve içerken dün Şam'da olduğunu ve Suriye'de bir grubun Türkiye'den intikam almak için eylem yapacaklarını söyledi. Yanından ayrıldıktan sonra, adam senin ülkende eylem yapacağım insanları katledeceğim diyor diye düşündüm. Beni zarfladı mı bilmiyorum ama bunun üzerine ben ertesi gün erkenden Türkiye hududuna sıfır noktada olan ve telefonun full çektiği Kesep ilçesine giderek Türkiye'den birkaç polise ulaşmaya çalıştım beceremedim. Daha sonra tanınmış bir esnafa ulaşarak, “çok önemli beni terörle mücadeleden biriyle görüştür Türkiye tehdit altında” dedim. Yarım saat sonra beni bir polis ile görüştürdü. Polis bana, ‘Memet bey bu ihbar yetersiz ama önemli bir ihbar lütfen daha çok bilgi edinmeye çalışın’ dedi, ben de bildiklerim bunlar ama öğrenmeye çalışırım dedim ve telefonu kapattık.”

Daha sonra Suriyeli Albayı sık sık ziyaret etmeye başladığını ve bu görüşmelerden birinde Mihraç Ural, Yusuf Nazik, Nasır Eskiocak, Temir Dükkancı gibi isimlerin saldırı hazırlığında olduklarından emin olduğunu kaydeden Gezer, eve geçtiğinde Antakya’daki A.A isimli arkadaşını arayarak yanına gelmesini istediğini aktardı. Gezer şöyle devam ettti:

“A.A ertesi gün geldi. Ona ilk gün albayın bana anlattıklarından, emniyet ile konuştuklarımdan sonraki dönemde Mihraç Ural, Nasır Eskiocak, Yusuf Nazik, Temir Dükkancı ile geçen süreci anlattım. ‘Daha önce bir ihbarda bulunmuştum, Türkiye'de bir katliam olacak git terörle mücadeledeki müdürle görüşmek şartıyla bu konuyu izah et’ dedim. Eylemi Yusuf Nazik, Nasır Eskiocak, Temir Dükkancı ve Muhammed isimli kişilerin yapacağı bilgisini verdim ve onu gönderdim. A.A isimli arkadaşım ertesi gün gittiğini ve gerekli tutanakları tutturduğunu söyleyerek, “bunların arasına ne kadar girebilirsem girmemi, 1 kelimenin bile çok önemli olduğunu” belirterek bana yeşil ışık yaktı. Ben de bu bunların arasına sonsuz güvenle girdim. Elimden geldiği kadar yanlarında durmaya çalıştım.

BENİ ARADILAR KIZILAY’DALAR: Ben birinci ihbarda eylem olacak demiştim. İkinci ihbarda dedim ki bu eylemi bu insanlar yapacak, üçüncü ihbarda da dedim ki bu insanlar yarın geliyor, Konya ve Ankara'da keşif yapacaklar. Çıktılar Antakya'ya gittiler. Polisin bilgisi dahilinde bunlara 600 dolar para verdik bunların gidip gelmesi için. Adamlar yola çıktılar. Bir gün sonra Yusuf Nazik'i aradım neredesin dedim. O da Ankara Kızılay’dayım buralar kalabalık dedi. Terör eylemi için keşif yapıyordu. Onunla telefonu kapattık daha sonra beni A.A isimli arkadaşım aradı. Polisleri kastederek ‘Teyze çocukları soruyor, sen bu arkadaşlar oraya gidecekler dedin ama gitmediler’ dedi. Ben de ‘ayakta mı uyuyorsunuz beni bu numaradan aradılar Kızılay’dalar’ dedim, aradıkları numarayı verdim. Yarım saat sonra beni geri aradılar, orada olduklarını teyit edip daha dikkatli olacaklarını söylediler.

POLİS GÖRÜNTÜLERİNİ ALDI: Daha sonra bu isimler Suriye’ye geri geldiler. Yusuf Nazik, Nasır Eskiocak, Temir Dükkancı, Muhammed isimli Suriyelinin tekrar Türkiye’ye gitmesi konuşuldu. Ben yine A.A isimli arkadaşımı arayarak, “Ben onların yanına gidiyorum, seni onların önünde arayıp, şakayla ‘bu arkadaşlar aç gelir, sen cezalısın bu arkadaşları restorana götür ve yemek yedir’ diyeceğim dedim. Sonra polisleri aradım, bunlara yemek yedireceğimizi, restoranda gerekli tedbirleri almalarını söyledim, görüntülerini almalarını sağladım. Yaman Restoran diye bir yere davet ettirdik orada polisler tarafından eylemi yapacak 4 şahsın görüntüleri alındı.

PATLAYICILARI, DEPOYU, KAPORTACIYI DA BİLDİRDİM: Daha sonra Yusuf geri geldi. 2 tane Ford marka araba satın aldıklarını söyledi. Bunların bilgilerini de marka model ve duyduğum kadarıyla plaka bilgisi ile birlikte polise bildirdim. Nasır Eskiocak'ın depo bakmaya başladığını biliyorum. Yusuf Nazik geri döndüğünde patlayıcı taşımak için Cengiz Sertel ve Ercan Bayat’la görüşmelere gidiyordu. Bunu da çok acil bir şekilde polise bildirdim. Daha sonra Nasır Eskiocak geldi depo kiraladığını söyledi, Yusuf 2 günlüğüne Türkiye'ye gidip geri geldi. M.G isimli kaportacıda arabaları bıraktıklarını söyledi. Bunları da polisi arayıp arabalar M.G isimli kaportacıda yapılıyor diye bildirdim.

 

Devamı >>>