Emrullah Bayrak yazdı;
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi‘ni Türkiye’nin taşıyamadığının en iyi göstergesi ekonomideki gelişmeler.
Herkes dertli.
Bir dokun bin ah işit.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, uçan ekonomimizi şöyle özetliyor:
“Bu ülkede yoksulluk intiharı diye bir kavram oluştu. Pırıl pırıl gençlerimiz yarınlardan ümitsiz. Türkiye‘de ‘ev genci‘ diye bir toplum kesimi oluştu. Okulda da işte de değiller. İşsizlik, tarihin en yüksek seviyesinde.”
Sistem üzerinde revizyon çalışmaları devam ediyor.
En önemli ayağını yine seçim barajı oluşturuyor.
Bir dönem yüzde 10 barajında direnen MHP lideri dahi barajın aşağıya çekilmesini istiyor.
Hedef yüzde 5.
Acaba neden?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “AK Parti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni güçlendirecek, ‘temsilde adalet’ ilkesini pekiştirecek ve demokratik siyasetimize katkı sağlayacak her türlü adımı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir dikkatle ve titizlikle atacaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 seçimlerinden Cumhur İttifakı ile birlikte inşallah hem Cumhurbaşkanlığı’nda hem Meclis’te zaferle çıkacağız.” diyor.
Seçimler, 2023’de değil sanki sonbaharda yapılacakmış gibi duruyor.
Çünkü AK Parti’nin çalışmaları bu yönde.
Partinin kongreleri hızlandı.
Ekonomide ve hukukta atılacak reformlar, kamuoyuna sunma aşamasına geldi.
Ülkenin İçişleri Bakanı dahi yargıdan dert yanıyorsa biz kime yanalım?
Reform kime göre ve neye göre yapılacak?
İlk defa AK Parti‘nin yapacağı reformlarla ilgili tek bir şey bile kamuoyuna yansımıyor.
Oysa daha önceleri, teklif taslağı çarşaf çarşaf yazılırdı.
‘Özgür Basın’ dahi AK Parti’nin lehine olmasına karşın topa girmiyor.
Öyle ki Erdoğan’ın telefon görüşmelerine dahi yanındaymış gibi yazan yazarlar dahi kalem oynatamıyor.
Varsa yoksa CeHaPe..
Vur abalıya!..
Merak edilen reformları, kamuoyu ilk defa Erdoğan’ın ağzından duyacak.
Bakalım şapkadan nasıl bir tavşan çıkacak.
Seçime yatırım ön safta olacaktır.
Şiddet sarmalı körükleniyor.
Gerginlik artırılmaya çalışılıyor.
Kimileri saldırıları kınamaktan dahi imtina ediyor.
Seçim öncesi sertleşme daha da artacaktır.
Ülkenin gerçek gündemi olması gereken ekonomiyi kimseler tartışmıyor, konuşmuyor.
Hergün önümüze konulan ve halkı da hiç de ilgilendirmeyen bir meseleyi gece-gündüz çiğneyip duruyoruz.
Balon gibi şişirip patlatıyoruz.
Kısacası erken seçimin şimdiden kilometre taşları döşeniyor.