“Hamas’ı yüzde 90 oranında bitirdik, bir tek Refah’ta dört tugay kaldı" diyen İsrail için fiyaskoyu bundan daha iyi tanımlayan ne olabilir? Filistinlileri dize getiremedi; nedamet görüntüsü yakalayamadı. Filistin davasını gömdüklerini sanıyorlardı; sorunun “Filistin” değil "İsrail meselesi" olduğu daha net görüldü.
İsrail Gazze’de soykırım dosyasına kanıt üstüne kanıt eklerken diplomasi cephesi çarpıcı gelişmelere sahne oluyor. Hamas ateşkes taslağını kabul ederken açığa düşen İsrail Refah’ı işgal için el yükseltti.
İsrail’in Refah’a girme hamlesi ateşkesten önce bütün cephaneliği Filistinlilerin üzerine boşaltıp çekilme niyetini mi yoksa ‘dur’ çağrılarına meydan okuyup sonuna kadar gitme kararlılığını mı yansıtıyor?
İsrail ilk etapta sınır kapısını ele geçirirken müzakere heyetini de Kahire’ye gönderdi.
Hamas’ın kabul ettiği üç aşamalı ateşkes planı İsrail açısından hezimet; Başbakan Benyamin Netanyahu ve IŞİD kafalı kabinesi için sonun başlangıcı anlamına geliyor.
Ateşkesin 42 günlük ilk aşamasında, rehine-tutsak takasının yanı sıra Gazze’de güney-kuzey istikametinde geçişlere izin veriliyor. İsrail’in insanlara dönebilecekleri ev bırakmasa da geçişleri açması "Filistinsiz Filistin" hayaline nokta koyuyor.
İkinci aşamada asker rehineler ve tutsaklar karşılıklı bırakılırken İsrail, Gazze’den tamamen çekiliyor. Çekilme sahada yeni gerçeklik yaratma ve kukla yönetim kurma planlarını çöpe atıyor.
Filistinli aşiretlere İsrail yanlısı yönetim kurmaları teklifi ters tepmişti.
Bunun üzerine Gazze’yi Batı Şeria’daki istihbarat şefi Mecid Ferac’a emanet etme yönünde hazırlıklar yapıldı. El Cezire’ye göre Ürdün’de eğitilen dörder kişilik 10 ekip insani yardım yüklü 10 kamyonla Refah’a sokuldu. Ama hızlıca açığa çıktılar ve tutuklandılar. Ferac, ABD’nin onayıyla Savunma Bakanı Yoav Galant tarafından önerilmişti.
Ateşkesin 42 günlük üçüncü aşamasında cenaze takası, yeniden inşaya geçilmesi ve ablukanın tamamen kaldırılması yer alıyor. Yani 2014’teki senaryonun tekrarı.
İlan edilmiş hedefler açısından bakıldığında hezimet tablosu beliriyor:
İsrail "Kökünü kazıyacağım" dediği Hamas’la pazarlık ediyor. Hamas’a baskı için Türkiye ve Katar kanalı zorlanıyor. “Hamas’ı yüzde 90 oranında bitirdik, bir tek Refah’ta dört tugay kaldı" diyen İsrail için fiyaskoyu bundan daha iyi tanımlayan ne olabilir?
Filistinlileri dize getiremedi; nedamet görüntüsü yakalayamadı. Filistin davasını gömdüklerini sanıyorlardı; sorunun “Filistin” değil "İsrail meselesi" olduğu daha net görüldü.
***
Hamas “Tamam” deyince İsrail, arabulucuları hile yapmakla suçlayarak üste çıkmaya çalıştı. Hile varsa, CIA Başkanı William Burns de oradaydı, haliyle Amerikalılar da suçlu olmalı!
* Hafta sonu Hamas heyeti Kahire'deydi. Uzlaşma sağlanamadı. Heyet ayrılmak üzere havaalanına gittiğinde Mısır ve Katarlı yetkililer yeni bir metinle peşlerinden yetişti. Heyet bunu değerlendireceklerini belirtip Doha’ya uçtu. Burns hala Kahire’deydi. Hamaslıları yakın planda tutmak için o da Doha’ya gitti. Tel Aviv’e uçma planını Hamas’ın yanıtını beklemek için erteledi.
* Axios’a göre ABD, İsraillileri hafta sonu Kahire'ye davet etti ama bir heyet gönderilmedi. Hamas’ın kabul ettiği tamamen yeni bir teklif. Burns dahil müzakerelerde yer alan Amerikalı yetkililer yeni teklifi biliyorlardı ama İsrail'e söylemediler. Teklif üzerindeki son rötuşlar pazartesi sabahı Doha'da Biden yönetiminin bilgisi dahilinde yapıldı. “İsrailliler oyuna getirildi.”
* AP’ye konuşan Mısırlı bir yetkili ve Batılı bir diplomata göre Hamas'ın kabul ettiği taslak, ABD'nin İsrail'e onaylattığı metinden sadece küçük ifade değişikliklerini içeriyor. Ayrıca değişiklikler Burns ile istişare edilerek yapıldı.
* Middle East Eye ise her iki metni gördüğünü, aralarında iki küçük değişiklik olduğunu ve bunların anlaşmayı engelleyecek önemde olmadığını öne sürüyor. Metinde Katar, Mısır, ABD ve BM anlaşmanın garantörü olarak yer alıyor.
* Hatta El Cezire’ye göre Hamas heyeti, Biden yönetiminin anlaşmanın tam olarak uygulanmasını sağlayacağı konusunda Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan güvence alındı.
Axios’a konuşan bir Amerikalı yetkiliye göre ABD savaşın sona erdirilmesi konusunda Hamas'a garanti vermedi.
***
Burns’ün Kahire-Doha hattında dolaşması Netanyahu’yu tedirgin etti. Aceleyle operasyona devam kararı aldı. İsrail basınına göre Netanyahu, iki hafta önce Refah’a girilmesi önerisini savaş kabinesine sundu ama bakanlar "Hamas ateşkesi kabul etmeye yakın, operasyon görüşmeleri tehlikeye atar" diyerek karşı çıktı. Yine de Netanyahu, Hamas'tan olumlu yanıt beklemiyordu. Ters köşeye yattı.
Hamas "Yolun sonuna geldik, Refah’a da girerse işimiz bitti" diyerek boyun eğmiş gözükmüyor. İsrail’in çekildiği kuzey, orta ve güney kesimlerde direniş sürüyor. Amerikalılar da Netanyahu’yu buradan sıkıştırıyor: Refah işgaliyle Hamas’ın bitirileceğine dair ikna edici bir plan ya da bir çıkış stratejisi yok. Açıkçası İsrail, Gazze’yi ikiye bölen, 7 km uzunluğunda 1 km genişliğinde tamponu andıran ve ‘Netzarim Koridoru' adı verdiği bir yol açtı ama burada asker tutmakta zorlanıyor. Üstelik orduyu kuzeyde Hizbullah’ın açtığı cepheyi toplama misyonu bekliyor.
İsrail soykırım savaşını Filistinlilerin iradesini kırmak ve direnişi teslim almak için yürüttü. İstediğini alamadı. Hedeflediği sonucu Refah’a sığınmış 1.4 milyon insanın üzerine tekrar giderek almayı deniyor.
Gazze’de Şifa Hastanesi’ni “Hamas’ın ana karargâhı”, Han Yunus’u “ana üssü” olarak kodlamıştı. Yerin altını üstüne getirdiler. Sadece dünyanın en rezil ordusu olduklarını ispatladılar. Şimdi Hamas’ın Refah’ta sıkıştığı iddiasıyla soykırımı buraya taşıma çabasındalar.
Tabii Mısır’a bağlanan eski tünelleri "işte terör kanalları" diye sunabilirler. Bu tüneller Mısır tarafından 2013’ten itibaren kapatıldı. 2014’te Sina merkezli İslamcı militanların 33 Mısırlı askeri öldürmesinin ardından Cumhurbaşkanı Abdulfettah el Sisi’nin emriyle sınırdan kaçak geçişleri önleme adına 685 hektarlık ekili tarım arazisi yerle bir edildi ve 800 ev yıkıldı.
Yine de İsrail ordusu ulaştığı tünel altyapısından yalan makinesine bol malzeme çıkarabilir. Normalde Gazze’ye nefes borusu işlevi görmüş bu tüneller İsrail’in utancı sayılmalı.
Refah 1.4 milyon sığınmacısıyla birlikte ölümü bekliyor. 3 bin yıllık geçmişiyle çok sayıda imparatorluk görmüş bir kent. 1906’ya kadar tek parçaydı. Osmanlı’nın kontrolündeki Filistin ile İngilizlerin kontrolündeki Mısır arasında sınır çizilirken ikiye bölündü. 1949’da Gazze Mısır’ın kontrolüne geçerken Refah yeniden birleşmişti. İsrail’in 1967’de Sina’yı işgaliyle bu durum değişmedi. 1979’daki anlaşmanın ardından İsrail 1982’de Sina’dan çekilirken 1906 sınırı boyunca Refah yeniden bölündü.
***
ABD’nin de mühimmat sevkiyatını erteleyerek sıkıştırmaya çalıştığı Netanyahu, Hitler’in elinden aldığı "soykırımcı" mazbatasıyla sonuna kadar gidebilir. Neticesi ne olur? İsrailli emekli askerlerin tekrarladığı gibi Refah’ı işgal ettikten sonra çekilmek zorunda kalır. Fakat bir taraftan da Mısır-Gazze sınırını kontrol etmeyi kafaya koydular. Netanyahu ocakta "Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nu ele geçirmemiz lazım" demişti. Bunu Mısır lideri Abdulfettah el Sisi’ye kabul ettirmek için birkaç girişimde bulundular. Geçen ay askeri istihbarat şefi ve Şin Bet Başkanı Kahire’deydi. Mısır medyasına göre "İsrail, Refah’a girerse karşılık veririz" denildi.
Philadelphia neden önemli? Gazze karadan ve denizden abluka altında. İsrail, Mısır sınırını Hamas’ın beslendiği yegane hat olarak görüyor. İsrail, Filistinlilerin Mısır’la bağlantısını koparmak için koridoru ele geçirmek istiyor. Philadelphia Koridoru 1979'da Camp David Anlaşması’yla Mısır-Filistin toprakları arasında ağır silahlardan arındırılmış 14.5 kilometre uzunluğunda 100 metre genişliğinde bir tampon bölge olarak oluşturulmuştu. Akdeniz’den Mısır-Gazze-İsrail üçgenindeki Kerem Ebu Salim (Şalom) Kapısı’na kadar uzanıyor. İsrail 2005’te Gazze’den çekilirken Kahire ile anlaşmayı güncelledi ve koridorun kontrolü Filistin Yönetimi’ne bırakıldı. İsrail, Filistin’le yaptığı Hareket ve Erişim Anlaşması (AMA) ile kapıyı kontrol ediyordu. 2007’de Hamas’a darbe girişimi başarısız olmuş, El Fetih çekilmiş ve Gazze’yle birlikte kapıdaki kontrol el değiştirmişti. Mısır'ın rızası olmadan koridora girmesi ve Refah kapısını kontrol etmesi anlaşmalara aykırı. 1979’daki anlaşmaya göre İsrail sadece dört piyade taburundan oluşan sınırlı bir kuvvet konuşlandırabiliyordu. 2005’teki anlaşmayı çöpe atıp 1979’a dönseler bile İsrail tank, topçu ve füze bataryaları konuşlandıramaz. O yüzden Mısır’ın meseleyi nasıl ele alacağı önemli. Gazzelilerin Sina’ya sürülmesi seçeneğini savaş nedeni sayacağını duyurmuştu.
Sonuç olarak Hamas ateşkesi onayladıktan sonra İsrail’in Refah’a gitme inadı büyük bir itiraz cephesi yarattı. Refah Mısır’la ilişkileri patlatma, Ürdün’le bozuşma, dost olmaya hazır Araplarla kopuş potansiyeli taşıyor. Ayrıca Batı'da İsrail’e açılmış kredinin sonuna işaret ediyor.