Nahda Hareketi Partisinin adayı Gannuşi, 217 üyeli Mecliste 123 oy alarak salt çoğunluğu sağladı.
Mecliste yapılan oylamada Demokratik Akım Partisinin adayı Gazi Şavaşi 45, Yaşasın Tunus Hareketi Partisinin adayı Mervan Felfal 18, Özgür Anayasa Partisinin adayı Abir Musa ise 21 oy aldı.
Nahda Hareketi, başbakan adayını cumaya kadar açıklayacak
Gannuşi, Meclis Başkanı seçilmesinin ardından gazetecilere verdiği demeçte, partisinin en geç cuma gününe kadar başbakan adayını açıklayacağını söyledi.
Henüz hükümet konusuna girmediklerini, bunun yakın gelecekte konuşulacağını belirten Gannuşi, "Başbakan Nahda'nın ilk sırasından veya onuncu sırasından olabilir. Nahda'nın dostlarından da olabilir, ancak bu çevrenin dışından olmayacak." dedi.
Bir gazetecinin "Tunus'un Kalbi Partisi hükümette yer alacak mı?" sorusu üzerine Gannuşi, "Bizimle temasa geçmeyi kabul eden tüm partilerle iletişim kurduk, veto uygulamadık. Halkın seçtiği hiçbir partiyi boykot edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Seçim sisteminin ortaklığı ve uzlaşıyı gerektirdiğini vurgulayan Gannuşi, parlamentoda daha önce yaptıkları gibi tüm taraflarla iletişime geçeceklerini dile getirdi.
Gannuşi, "Mecliste diğer partilerle uzlaşmadan hiçbir yasanın çıkması mümkün değil. Tunus'un Kalbi Partisi de dahil diğer partilerle iş birliği yapmadan Meclis Başkanı konusunu çözemezdik." diye konuştu.
Nahda Hareketi Partisi, Tunus'ta geçen ay yapılan genel seçimlerde 52 milletvekili çıkararak Meclisteki birinci parti konumunu korumuş, ancak tek başına iktidar için yeterli çoğunluğa ulaşamamıştı.
Raşid el-Gannuşi kimdir?
Tunus'un yeni Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi, 1941'de ülkenin güneyindeki Gabes vilayetine bağlı El-Hamme kentinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Arap dünyasının köklü eğitim kurumlarından Zeytune Medresesinin bölgedeki bir şubesinde öğrenim gören Gannuşi, başkentte üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek tahsiline Kahire ve Şam'da devam etti.
Gannuşi, Paris Sorbonne Üniversitesi'nde başladığı felsefe alanındaki doktora eğitimini 1968'de tamamladı.
Bir sivil toplum kuruluşu olarak Nahda Hareketi'nin ilk tohumlarını 1970'li yıllarda attıktan sonra ülkenin kurucu lideri Habib Burgiba ve halefi Zeynel Abidin Bin Ali rejimlerinin baskısına uğrayan Gannuşi, gençlik yıllarında uzun yıllar hapiste kaldı.
1990'larda İngiltere'ye yerleşen Gannuşi, 2011 yılında ülkesinde yaşanan devrime kadar sürgündeydi.
Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi, devrim sonrasında ortaya çıkan özgürlük ortamında Tunus siyasetinde baş aktörler arasında yerini aldı.
Tunus'un geçiş dönemindeki siyasi suikastlar, protestolar ve bölgesel baskılar karşısında siyasi rakiplerine karşı verdiği tavizler ve uzlaşı adımlarıyla tanınan Gannuşi, teşkilat içinde bilge kişi anlamıyla "Şeyh" lakabını kazandı.