Müslümanlar olarak şu son çeyrek asırda en büyük sıkıntıyı önderlik edecek ulemanın yokluğundan ötürü çektik ve hâlen çekiyoruz. İslami şahsiyeti ve ilmi yeterliliği beraberinde bulunduran âlimlerimizin sayısı çok azdır. Giderek daha da azalıyorlar.
Ruhi Özcan hocamız, Rabbani bir âlim, derin bir fakih ve güzel bir davetçi idi. Sünnet-i seniyyeye uygun bir hayat sürdürmeye azami gayret gösterirdi. Hayatı örnek alınacak bir şahsiyetti. Kısacık ömrüne çok şeyler sığdırabildi. Her şeyden önce ciddi bir Müslüman´dı. Arkadaşlarının tamamının şahitliği onun kahkaha atarak asla gülmediği, her işe ciddiyetle sarıldığı, boş iş ve boş sözle asla meşgul olmadığı yönündedir.
Münafık karakterli şahıslardan hiç hazzetmezdi. Zaten onlar da hocamızı mahkeme kapılarında süründürmek için ellerinden geleni geriye koymamışlardı. O dönem kurulu düzenin çarkını çevirenlerin bir kısmı ölüp gittiler, bir kısmı da çeşitli hastalıklarla pençeleşiyorlar. Peki, geriye ne kaldı? Hocamızın ciddiyet, samimiyet, şahsiyet ve vakarı konuşulurken onu türlü iftiralar atarak üniversiteden attıranların kalleşliği ve ilkellikleri konuşuluyor. Asıl hesaplaşma ise mahşerde olacak. Bu gün de üç günlük dünya menfaatinin peşinde takla atanlar yarına sadece yüklerini artırmaktan başka bir iş tapmadıklarının artık farkına varsınlar.
Ruhi Özcan hocamız, fıkhi meselelere yaklaşırken Müslümanların maslahatlarını düşünür, fetvayı esasattan taviz vermeden onların yararına olacak tarzda veriyordu. Fakültede anlattığı herkesin bilebileceği basit fıkhi bilgileri bile çok çarpıcı bir dille anlatır, çıt çıkarmadan herkese dinletmeyi başarırdı. Başka hocalar yoklama yaparak öğrenciyi derse girmeye zorlarken, onun ders yaptığı sınıflar daima tıklım tıklım dolardı. Zira üniversitenin her fakültelerinden duyarlı öğrenciler gelip onun dersini ayakta dinlerlerdi.
İşte bu muhterem hocamızı genç nesle yeniden tanıtmak için geçtiğimiz hafta Salı günü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ?Doç. Dr. Ruhi Özcan´ı Anma ve Anlama? konulu bir panel gerçekleştirdi. Bu panel vesilesiyle Ruhi Özcan hocamız ve savunduğu değerler yeniden tüm Türkiye´nin özellikle de Çanakkalelilerin gündemine geldi.
Panelin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Yücel Acer şu önemli noktalara dikkat çekti: ?Gerek İslam dünyasının, gerekse toplumumuzun yetiştirdiği âlim ve bilim insanlarını tanımadığımız gerçeğini hatırlamamız lazım. İslam dünyasında yetişmiş olan âlimlerin yaşamlarını belgesellerde görüyoruz. Oysaki en çok bizim tanıtmamız gerekmektedir. Bugün, Çanakkale Bayramiç´ten çıkmış olan ve yerelde kalmayarak, uluslararası boyutta önemli bir değer haline gelen, akademisyen ve âlim hocamızı anma ve anlama vesilesiyle bir araya gelmiş olduk. Doç. Dr. Ruhi Özcan, hem eğitim hem de çalışmalarıyla, ülkemizin sınırlarını aşmış bir şahsiyettir. Bu sebepten, tanımamız ve eserlerini bilmemiz gereken bir âlimdir. Ben inanıyorum ki bu anma programı öğrencilerimize Çanakkale´de yetişmiş âlim ve bilim adamlarını tanıma ve anlama imkânı vermiş olur.?
Prof. Dr. Tevhit Ayengin dostumuzun yönettiği panelde hocamızın çalışma arkadaşları ve dostlarından Prof. Dr. Şerafettin Gölcük ve Prof. Dr. NasrullahHacımüftüoğlu´nun yanı sıra öğrencilerinden Prof. Dr. Orhan Atalay dostumuz ve bendeniz birer sunum yaptık. Ayrıca çeşitli mazeretleri sebebi ile programa katılamayan dost ve arkadaşlarından Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı ve Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma ile kardeşi Dr. Nuri Özcan´ın birer görüntülü mesajı yayınlandı.
Vefatının üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen halen daha gönüllerden silinmemiş olarak hayırla yâd edilmesi hocamızın ihlâs ve samimiyetinin bir göstergesi ve Cenab-ı Hakk´ın ona olan ikramının bir tecellisi olsa gerektir.
Türkiye´de Ruhi Özcan denilince ?Vahiy Kültürü? kavramı akla gelir. O, sürekli olarak, ?Dertlerimizin başı kitapsızlığımız, çare ise bu kitabı edinmemizdir? diyordu. Ancak o bu çağrıyı, şu an bazı sözde Kur´an´a dönüş çağrısı yapanların düştüğü hastalığa düşmeden yapıyordu. Çünkü o samimi ve dertli bir Müslüman´dı. O, Müslüman´ın mutlaka edinmesi gereken bilgi anlamında ?Vahiy Kültürü? kavramını kullanıyor ve bu kavramın içeriğinde Kur´an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebevi´ye birlikte yer veriyordu.
Bu vesile ile Ruhi bu anma programını gündeme getiren ve gerçekleşmesini sağlayan kıymetli dostlarımız Prof. Dr. Tevhit Ayengin ve Prof. Dr. Orhan Atalay kardeşlerime, programa katılan kıymetli hocalarımız Prof. Dr. Şerafettin Gölcük ve Prof. Dr. NasrullahHacımüftüoğlu´na ve programın gerçekleşmesini sağlayan rektör Prof. Dr. Yücel Acer Bey´e teşekkürlerimi iletiyorum. Rabbim başta Ruhi Özcan hocamız olmak üzere hak davanın savunucusu tüm hocalarımıza rahmet eylesin.
