ABD´nin adı ?Amerika Yalnızlık Devletleri? oldu! Amerikan ?Time? dergisi ?Yalnız Amerika? kapağı ile çıktı. Trump´ın Beyaz Saray´daki bir yılının ardından ?ABD´nin yalnızlaştığını ve en önemli müttefiklerinden bile uzaklaşmaya başladığını? yazan dergi, ?ABD´yi tek başına kalmış bir ülke olarak? tasvir etti!
Time´ın kapağı, ?Donald Trump´ın suyunun ısındığının? habercisi gibi duruyor.
?The Post? ile ?Mark Felt: Beyaz Saray´a Yıkım Getiren Adam? adlı filmler; 1974´te istifa etmek zorunda kalan Başkan Nixon´ı tam da bu dönemde sopaladığına göre, Hollywood´un eliyle verilen dolaylı mesajın da ?Time? dergisinin kapağıyla ?aynı kapıya çıktığını? düşünebiliriz!
Neyse; biz yine şu yalnızlık meselesinden devam edelim:
Son yıllarda, ısrarla ?Türkiye´nin yalnızlaştığından? söz ederek, ?Ankara´yı, Washington ve Tel Aviv´e yönlendirmeye? yeltenen içerideki muhtelif etki ajanları; ?Putları Amerika´nın malum yalnızlığı? kapak olduğunda birden dut yemiş bülbüle döndüler?
-Eyvahlar olsun!
*
Ya, şu son birkaç yılı ?Ortadoğu´da, Suriye´de ne işimiz var?? diyerek geçiren, Sam Amca´sının kadrolu elemanlarına ne demeli?
?Zeytin Dalı Harekatı?nın ardından, kamufle olabilmek için adeta yırtınıyorlar!
?Sayın Cumhurbaşkanım, lütfen çıkarın ülkemizi artık bizi bu Ortadoğu denilen bataklıktan; yüzümüzü yine Batı´ya döndürün!? diye yazan (29 Eylül 2017) Özel Harp Gazetecisi Ertuğrul, mesela?
Afrin harekâtının başlamasıyla birlikte yazısına ?Adını koyalım, o çuvalın rövanşı şimdi alınıyor? diye başlık atıyor! (26 Ocak 2017)
Bukalemunluğu, ?saklanma? ihtiyacındandır!
Peki, Sam Amca´sının bu kaşar dublajcısının 23 Eylül 2017 tarihli yazısına attığı başlık neydi; tam sırası gelmişken onu da hatırlayalım...
Irak ve dahi Suriye´ye yönelik muhtemel bir sınır ötesi harekât için ?Bir adım içeriye girerseniz dünya karşınıza dikilir? diyordu! En başta, -put yapıp taptığı- Amerika´sı ile korkutuyordu, aklınca!
Bu Ertuğrul´un, iki yıl önce Bild gazetesindeki yazısında ?Radikal Kürt Partisi!? diye tanımladığı terör örgütü PKK, şu sıralar Afrin´de vuruldukça; Özkök´ün namı hesabına çalıştığı ABD´si de vurulmuş oluyor!
Elbette ?Gladio´cu Leopar´ın Benekleri? değişmez de?
Anında kamufle olup asıl misyonunu gizleyebilmek için, ?gerektiğinde, vakit geçirmeden yüz seksen derece dönmesi? de şu ?Görevimiz Tehlike!? filmindeki rolünün, misyonunun icabıdır!
*
Ertuğrul mu; 14 Ekim 2006 tarihli yazısının başlığından ?Tam dansöz gibi yazmışım? diye sesleniyordu!
1 Mart (2003) tezkeresinin TBMM´de reddedilmesini, medyada ondan daha fazla ?yerden yere vuran? yoktu?
?Şimdiden iki nesil kaybettik; ekonomimiz çökecek vs.? diye defalarca yazdı. 11 Mart 2006´da da şöyle diyordu:
?1 Mart tezkeresinin kabul edildiği günden itibaren hep şu tezi savundum: Türkiye bu kararıyla Ortadoğu´da aktif bir aktör olmaktan vazgeçtiğini bütün dünyaya ilan etmiştir??
Sonraki yıllarda da ısrarla benzer lafları etti?
Bir gün bir baktık ki (1 Aralık 2017´de) köşesinde aynen şu satırlar okunuyordu:
?O Meclis ki, bundan on dört yıl önce 1 Mart 2003´te iktidarı ve muhalefeti ile Amerikan askerine geçiş iznini reddederek bütün dünyanın gözünde bir itibar abidesi haline gelmişti. 2003´lerden sonra Türkiye´yi yükselen yıldız yapan direklerden biriydi, o karar??
Yani?
-Dön baba, dönelim!
Gezici araştırma şirketi, ?Türkiye´nin en güvenilir kişileri? anketinde işte bu Ertuğrul´u on üçüncü sırada gösteriyordu! (29 Aralık 2017)
?Şaka gibi!? mi diyorsunuz?
Gerçekten de; okuyucularını/kamuoyunu ?adamakıllı yanıltma; hipnotize etme? bahsinde onun eline kimseler su dökemez!
*
Ayağı kırıldıktan sonra bazı kararlar almış, sütununda onları açıklamıştı, Ertuğrul: İşte bu ?Kırık Ayak kararlarından ikisini ?Artık çok daha az milli meseleler? ile ?Artık çok daha az, ağır ol da molla desinler? diye tarif ediyordu?
Ertuğrul dediğimizde; ?iliştirilmiş gazetecilik? hayatını, ?gayrı millilik? misyonuyla geçiren (sürdüren) bir Özel Harp elemanından bahsetmiş oluyoruz!
?Ağır ol da molla desinler? kısmına gelince; yirmi beş yıl öncesine gidip, Uğur Mumcu Suikastı´nın ardından gazetesi Hürriyet´te yaptığı yayınları, attığı manşetleri hatırlayabiliriz, pekâlâ?
Mumcu´nun katillerini ?İran´la bağlantılı? yahut ?radikal İslamcı? gibi göstererek perde arkasındaki Gladio´nun üzerini itina ile örtenlerden birisi de kendisiydi!
Bir de; 6 Mayıs 2000´de ?Cinayetle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan? masum gençleri, kamuoyuna ?katiller!? diye sunan ?Umut Operasyonu? dönemi var?
Utanmaz Adam Ertuğrul´un yönettiği gazete ?uydurma katilleri enseleyenler!? arasında başı çekiyordu!
Hürriyet, 7 Mayıs 2000´deki manşetinden sonra bu defa 5 Haziran 2000 tarihinde ?el yükselterek? şu başlığı atmıştı?
?MOLLA BÜLBÜLÜ ÖTTÜ: Başta Mumcu Suikastı olmak üzere tüm faili meçhuller aydınlandı?
-Öttü dedikleri ?İranlı? mı? Uydurma bir şahıstı!