Rus haber ajansı Sputnik´in aktardığına göre, Putin´in bu yılki büyük basın toplantısını izlemek için 1.600´den gazetecinin akreditasyon işlemlerini tamamladığı açıklandı. Basın toplantısını izleyen gazetecilerin sayısı her yıl artıyor. Basın toplantısının ´büyük´ olarak nitelenmesinin sebeplerinden biri de, Putin´in kendisine yöneltilecek sorulara verdiği yanıtları bu kadar fazla sayıda gazetecinin takip ediyor olması.
Putin, ´Bay bay Putin´ pankartı taşıyan gazeteciye söz verdi
Kremlin´den yapılan bir açıklamaya göre, bu yılki basın toplantısını, AFP haber ajansı, Bloomberg haber ajansı, CNN televizyonu, The Guardian gazetesi, Şinhua haber ajansı gibi büyük yabancı basın kuruluşlarının yanı sıra bir dizi yerel ajansın muhabirleri de izliyor.
2018 seçimlerine bağımsız aday olarak katılacağını belirten Putin, "Ancak buna rağmen diğer partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının desteğini bekliyorum" diye konuştu. Putin, "Seçim kampanyası müdürümün kim olacağı konusunda henüz bir karar yok. Bu konuyu henüz dün konuştuğumuzu gizlemeyeceğim" dedi.
Rus liderin daha önceki seçimlere hem bağımsız hem de bir partinin adayı olarak katıldığı olmuştu. Putin, 2000 ve 2005´teki seçimlere bağımsız olarak katılırken, 2012´deki seçime Birleşik Rusya Partisi´nin adayı olarak girmişti. Rusya yasalarına göre, bir kişinin bağımsız aday olarak seçimlere katılması için 300.000 seçmenden kendisini desteklediklerine dair imza toplaması gerekiyor.
Askeri harcamaların Rusya´nın sosyo-ekonomik programına olumsuz yansımayacağını ve ekonominin çökmesine neden olmayacağını ifade eden Putin, şunları söyledi:
"Savunma alanında ABD kadar harcama yapamayız. Rusya, savunmaya 46 milyar dolar ayırıyorken ABD, bu alanda 2018 yılında 700 milyar harcama yapmayı planlıyor. Rusya, ordusunun gelişimine dikkat edecek ancak silahlanma yarışına girmeyecek. Ordumuzu geliştirirken, bütçemize zarar vermeyeceğiz.
Rusya, Arktik´te askeri ve çevresel güvenliği sağlamak zorunda. Rusya´nın temel maden rezervleri Arktik´te bulunuyor. Ancak bu kaynakların geliştirilmesi, çevreye dikkat ederek ve bu hassas bölgedeki ekonomik faaliyetlerle gereklilikleri yerine getirerek gerçekleştirilmeli."
SURİYE´DEKİ KRİZİN ACISINI EN ÇOK ÇEKEN TÜRKİYE
Putin, Suriye´de 2011´den beri süren kriz hakkındaki bir soruya, "Bunun acısını en çok çeken Türkiye. Zira Türkiye, çok sayıda Suriyeli göçmeni kabul ediyor" yanıtını verdi.
Putin ayrıca, Rusya´nın göçmen sorununun çözülmesine yardım etmek istediğini söyleyerek, Suriye´deki krizi Şam´ın yalnız başına çözemeyeceğini, bunun uluslararası toplumun ortak çabasını gerektirdiğini belirtti.