Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi ve Mevlana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu´nun İzmir Güzelbahçe´de düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşma çarpıtılarak laiklik karşıtı söylemler ve kız çocuklarını aşağılayıcı sözler kullandığı şeklinde haberleştirildi. İlk olarak Cumhuriyet´te yayınlanan, sonrasında T24, Sputnik, Birgün´ün de hedef göstererek yaptığı haberler neticesince sosyal medya linçine maruz kalan Prof. Emiroğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından da yargısız infaza tabi tutuldu. Rektörlük, hiçbir delile dayanmadan ve tamamen uydurma olan haberlerden yola çıkarak yayınladığı açıklamada, Prof. Emiroğlu´nun üniversitenin kurumsal kimliğine zarar verdiği için görevden alındığını duyurdu.
Medyada çıkan haberlerde, Prof. Emiroğlu´nun "Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar", "Gençlerin dinden uzaklaşmasının temel nedeni laikliktir. Laiklik en büyük tehlikedir", "Kızlar adet olur, adet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir" ve "15 yaşındaki kızlar evlenebilir" dediği iddia edilmişti. Üniversitedeki odasının kapısına çarpı işaretleri konulan ve hakaret içeren sözler yazılan Prof. Emiroğlu´nun, Güzelbahçe Müftülüğü tarafından düzenlenen konferansa yaptığı 48 dakikalık konuşmanın kayıtlarında ise iddia edilen sözleri hiçbir şekilde kullanmadığı belirlendi.
Cumhuriyet gazetesi, konferansı izlemeden ve konuşmanın ses kaydını dahi dinlemeden haberi yaptı. Tamamen uydurma olan haberin kaynağı olarak ise Eğitim-İş sendikasının İzmir 1 No´lu Şube´sinin yaptığı açıklama ve suç duyurusu gösterildi.
Medya ve sosyal medya aracılığı ile itibar suikastına uğrayan 35 yıllık akademisyen Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu´na iftira atıldığının ortaya çıkması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Binlerce sosyal medya kullanıcısı bir ilim adamının iftiralar üzerinden linç edilmesine tepki gösteren paylaşımlar yaparken, Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu´nu ispatlanamayan iddialar üzerine görevinden alan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne de tepki gösterdi. Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar´a çarğıda bulunan kullanıcılar, 35 yıllık akademisyen olan Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu´na yapılan haksızlığın sona erdirilmesini istedi. Rektörlük, ses kaydının ortaya çıkmasına rağmen yeni bir açıklama yapmazken, üniversite yetkililerinin hatalı yaptırımdan dolayı İbrahim Emiroğlu´nu aramadıkları da öğrenildi.
Diğer yandan, Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No´lu Şube Başkanı Ali Kaya, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından görevinden alınan Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu´nun görevine iade edilmesi gerektiğini belirtti. Kaya, yaptığı açıklamada, DEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emiroğlu´nun katıldığı programa ait ses kaydını dinlediğini, konuşmasında ileri sürülen söylemlerin bulunmadığını ifade etti.
Emiroğlu´nun kimliğinden dolayı bir itibar suikastına uğradığını savunan Kaya, şöyle devam etti: "Ne yazık ki, rektörlük de hocasına tek bir kelimelik savunma hakkı vermeden, yüzlerce kelimeden oluşan gerekçeler üreterek onu jet hızıyla görevden almış, itibar cellatlarının önüne atmıştır. Bir sendika yöneticisinin aymazlığı sonucu, söylemediği sözlerden dolayı bazı medya organları tarafından hedefe konulan ve rektörlük tarafından yargısız infaza tabi tutularak görevden alınan Prof. Dr. İbrahim Emiroğlubir an evvel, itibarıyla birlikte görevine iade edilmelidir."
SÖZLERİ BAŞTAN AŞAĞIYA DEĞİŞTİRİLDİ
Prof. Emiroğlu´nun etkinlikte yaptığı ve tamamen çarpıtılan konuşmasından bölümler ise şöyle:
?Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar´ sözleriyle servis edilen konuşmanın aslı;
"Peygamberimiz diyor ki; eğitime önem verin. İslam´ın ilk emri okudur. Okuyacağız ama Allah´ın adıyla okuyacağız. Sadece maddi olarak değil maneviyata da eğilere okuyacağız İkinci problemimiz ailevi problemlerimiz; bazı gençler aileden intikam alıyor: ?Niye annem babam bana bunu dayatıyor, niye bana çalı diyor, niye bana yatağını topla diyor, niye bana pijamalarını katla diyor?´ Çok güzel, tabii sorumluluk aşılayacağız, anne baba çocuğuna sorumluluk aşılayacak. Bir söz vardır: Yap benim için öğren senin için. Tüm bunlar, çocukları yarın sosyal hayata, aile hayatına, iş hayatına hazırlamaya yöneliktir. Ama gençler otoriteye kızıyor: ?Babam annem bana niye söyleniyor, şöyle yap böyle yap´ diyor. Çocuklar sizin için! Bir de onlar kendilerini sorumlu hissediyor. Çünkü Kur´an ?kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz´ diyor. Seni dünyalık tehlikelerden koruduğu gibi ahiret tehlikesinden de koruyacak."
?Kızlar adet olur, adet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir.´ sözleriyle servis edilen konuşmanın aslı;
"Çevreyi kirletmeme, yeşile saygı, suya bevletmeme, yere tükürmeme gibi çevreye dair bazı değerlerimiz var. Bu değerleri eğitim olarak çocuğumuza anlatmamız gerekir. ?Peygamberimiz abdest alırken suyu ölçüyle kullan diyor. İşte bunun gibi temizlik alışkanlıklarını çocuklarımıza eğitim olarak anlatmamız lazım. Kızcağız hijyenik bazı hastalıklar karşısında ne yağacağını bilemeyebiliyor. Bunların mutlaka aileden terbiye olarak görülmesi gerekiyor."
(İlgili bölümde adet kelimesi hiçbir şekilde geçmediği gibi tedavi edilmesi gereken herhangi bir hastalıktan da kesinlikle bahsedilmemiştir.)
?Gençlerin dinden uzaklaşmasının temel nedeni laikliktir. Laiklik en büyük tehlikedir.´ sözleriyle servis edilen konuşmanın aslı;
"Biraz sonra bazı problemlere değineceğim, çağımızın en büyük tehlikesi sekülerleşmedir. Laikleşme yani hayatın kutsaldan arınması, ölüm ötesi endişenin olmayışı, ?işte yaşıyoruz boş ver, peygambermiş kutlu doğummuş, ahiretmiş, mezarmış, kabirmiş, hesapmış, cehennemmiş, cennetmiş? Ya geç bunları boş ver gençsin ye iç gül oyna. Bu hedoist bir telkindir. Hayatın hedefi bu mudur yani?"
´15 yaşındaki kızlar evlenebilir.´ sözleriyle servis edilen konuşmanın aslı;
"Bizim toplumumuzda bir tehlike de şu: Evlilik neredeyse öteleniyor. Evlilik yaşını uzatıyoruz. Bu da bir tehlike. Yani mesela benim babam 15 yaşında evlenmiş, ablamla annemin arasında 16,5 yaş farkı var. Abim ilkokul öğretmeniydi, 19 yaşında evlendirdik. Ben 21 yaşında evlendim. Üç çocuğumu da 25 yaşında evlendirdim. Peygamber yaşında, Peygamberimiz de 25 yaşında evlenmiş. Torunlarım da herhalde 32-35´i bulur. Bu da iyi değil."