25. 09. 2018 Salı
İSTANBUL - Ayşe Büşra Erkeç
Polonyalı matematikçi Prof. Dr. Miroslaw Majewski, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde teknolojinin ve yapay zekanın sanat alanında üst düzey bir başarı elde edeceği ve etkili olacağı hakkındaki düşüncelere katılmadığını belirterek, sanatın insani dokunuşlara ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Sanata yansıyan zenginliği ve mana derinliğini yapay zekayla ortaya çıkan çalışmalarda görmenin mümkün olmayacağını dile getiren Majewski, "Benim için sanat, bir insanın geliştirip elleriyle beyniyle ve anlayışıyla ortaya koyduğu bir şeydir. Makinelerin yani yapay zekanın ortaya koyduğu sanatı kabul etmiyorum çünkü yapay zekayla ortaya çıkan çalışmalar çok mekanik, insansız ve insan dokunuşundan uzak oluyor." dedi.
Majewski, bir bilgisayar kullanarak binbir çeşit çalışmayı ortaya koymanın mümkün olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bilgisayarla binlerce deseni ortaya çıkarabilmek mümkündür. Orada kusur olmaz yani kusuru eksik kalır ve yapay zekayla ortaya çıkan sanat eserinde insani bir dokunuştan söz edemezsiniz. Teknoloji artık hayatımızın her alanına girmeye devam ettiği için teknolojiden kaçınmamız ve onu durdurabilmemiz mümkün değil. Fakat gündelik yaşama baktığımız zaman bir halı dükkanına girdiğinizde karşınıza yüzlerce halı getirirler ve bunların hepsi makine işi halılardır. Bir de o dükkandan çıkıp başka bir dükkana gittiğinizde el dokuması halıların satıldığını görürsünüz. Fiyatlarını karşılaştırdığınız zaman ise makine yapımı halıların çok uygun fiyata satıldığını, diğerinin de el dokuması halı olduğu için değerinin ve fiyatının çok daha yüksek olduğuna şahit olursunuz."
Mekanik sanat çalışmalarını tasvip etmediğini vurgulayan Majewski, "Makineyle dokunan halı bir baskı ürünüdür. Halının deseni hoşunuza da gidebilir ama eminim tercih etme şansınız olsaydı, siz de el yapımı olan halıyı tercih ederdiniz. Ben geleneksel sanatların tarafında olduğumu belirtmek istiyorum. Birbirinin kopyası olan mekanik üretimleri tasvip etmiyorum." şeklinde konuştu.
Majewski, İslam dünyasında ortaya çıkan geometrik desen ve şekillerin, özel bir anlam taşıyıp-taşımadığının her zaman sorgulandığını aktararak, "Bu durum, felsefemize göre değişiklik gösteren bir konudur. Kimi insanlar sanatsal eserlerinde belli başlı anlamlar ararken, kimileri de kendi anlamlarını yansıtmak ister. Bir başka kesim de der ki ´Hayır, bunlar sadece desendir, herhangi bir özel anlam aramamak gerekir... desen, desendir.´ diye düşünür. Bu durum bir tartışmaya yol açabilir ve katıldığımız veya ayrıştığımız noktaları ortaya çıkarabilir. Bu konuda herhangi bir doğru veya yanlışı ortaya koymak mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşık 20 senedir geometriyle ilgilendiğini söyleyen Majewski, şunları aktardı:
"Son 10 yılda, senede iki kere İstanbul´a geliyorum ve neredeyse İstanbul´un bütün camilerini gezdim, mevcut anlaşılabilecek bütün fikirlerin üzerine çalıştım. Türkiye´nin geneline baktığımız zaman gerçekten çok ciddi bir gelişimden söz edebiliriz. Selçuklu´dan Osmanlı Devletine kadar geometri sanatında ve desenlerinde çok farklı fikirler geliştirilmiştir. Bu fikirleri gidip keşfetmeniz, aramanız ve nasıl yapıldığını öğrenmeniz gerekir. Acaba sanatçının ortaya koymak istediği konsept nedir bunu düşünmek gerekiyor. İstanbul´da ise her şey mevcut ve herşey elinizin altında duruyor.
Eğer bir Müslüman ülkede yaşıyorsanız ve her gün işe gidiyorsanız, yolda giderken farklı farklı camilerde ortaya koyulmuş birbirinden muhteşem desenleri görmemeniz imkansız bir hale bürünüyor. Ben de camilerde gördüğüm her desenden sonra ´Bu desen nasıl yapılmıştır ve neden böyle ortaya koyulmuş?´ gibi soruları sormaya başladım. Bu alana olan ilgim yavaş yavaş gelişmeye başladı ama çok uzun zamandır üzerine çalışıyorum."
Polonyalı matematikçi Majewski, İstanbul´da görülen geometrik sanat eserleriyle dünyanın farklı ülkelerinde ortaya çıkan eserlerin farklılıklar taşıdığını anlatarak, "Özbekistan´a gittiğiniz zamanda farklı desenler, çizimler ve fikirler karşınıza çıkıyor. Mısır´a gittiğiniz zaman da yine farklı sanat formlarının geometrik desenler kullanılmasına rağmen üslup farklılığıyla karşınıza çıktığını farkediyorsunuz." dedi.
Mısır´ın çok uzun süre Osmanlı hakimiyeti altında olduğunu ifade eden Majewski, şunları kaydetti:
"Osmanlı izleri olmasına rağmen, Mısır´da ortaya çıkan sanat eserlerinde bambaşka üsluplarla karşılaşabiliyorsunuz. Fas´ta da yine geometrik desenler var fakat kullanılan malzemelere bakıldığında bu malzemeler sizi daha değişik desenlere götürüyor. Mesela Fas´ta seramik kesme işlemleri yapılır ve bu durum yolunuzu Kündekari sanatına yönlendirir."
Majewski, Osmanlı Devletinde ortaya çıkan geometrik eserlerin, üstün yetenekli insanlar tarafından yapıldığını vurgulayarak, "İnsan, istediği her alanda kendini geliştirebilir. Yapmanız gereken farklı örneklere bakmak ve yeni fikirlere karşı zihninizi açık tutmaktır. Böylece yeni fikirlere, uğraşlara ve anlayışlara yelken açabilirsiniz. O desenlere baktığınız zaman bambaşka bir dünya görebilirsiniz." diye konuştu.