Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Poşet atmasaydınız

Milat Gazetesi yazarı Cenap Şirin, ?Poşet atmasaydınız? adlı yazısında, çevre temizliği için zararlı kullanıma sahip bulunan poşet materyali üzerinden, Ortadoğu´da, Ortasya´da ve Kuzey Afrika´da bulunan Müslüman ülkelerde had safhaya çıkan çevre kirliğin

Poşet atmasaydınız

İran, Özbekistan, Tunus, Fas, Lübnan, Suudi Arabistan gibi İslam ülkeleri ile Hindistan, Nepal gibi Asya ülkelerin de arazi ve tarlalarda, gözünüzün alabildiğine poşet serpilmiş olduğunu görürsünüz.

İran´da tarlalar, poşet tarlası gibidir, yüzlerce binlerce poşetin uçuşmadığı bir tarla görmezsiniz. Tarlalara, arazilere içiniz sızlar.

Lübnan´da bir mahallenin sokaklarında atılmış poşet yığınlarına bakarak Müslüman mahallesi mi, Hristiyan mahallesi mi olduğunu kesin bir şekilde anlayabilirsiniz.

Avrupa ülkelerinin hiç birinde, Finlandiya´dan İspanaya´ya, Estonya´dan İtalya´ya ne sokağında ne arazisinde tek poşet bulamazsınız.

Bu durum, taa 1400 sene öncelerde, geçtiği sokakta ayağa takılacak taşı kaldıran bir Peygember´ in(sav) ümmeti için yüz karası bir durumdur.

Siz o poşetleri kendiniz kontrol etseydiniz hükümetin poşet tedbiri almasına gerek kalmazdı.

25 kuruş bunu önleyecekse, illa ki alınsın, geç bile kalındı. 25 kuruş için kıyameti koparıp, yırtınmayın.

Ülke; çöplüğümüz değil, 25 kuruşunuza kıyamıyor, ülkenize kıyıyorsunuz.

Sabahları yürüyüş yapıyorum. Özellikle sayıyorum her 100 adımda 60-80 arası izmarit görüyorum, peçete, pet şişe, poşet, her tür plastik atık cabası...

Atmayın efendim!..

 

***

Kemalist akvaryum

Eğer sokaklarınızda zenciler dolaşmıyorsa, siz bir dünya ülkesi değilsiniz.

Şehrinizde zenciler dolaşmıyorsa, şehriniz dünya şehri değil, siz de bir dünya insanı değilsiniz!

Siz, bir oünya insanı değilseniz, ülkeniz de global bir güç değildir.

İngiltere´nin, İspanya´nın, İtalya´nın, Fransa´nın, sokaklarında zenciler dolaşır.

90´lara, kadar Türkiye´de tek zenci görülmezdi.

Türk insanı, ?Kemalist Akvaryum? da steril yaşardı.

Sanki, Misak-ı Milli, düşmanın giremeyeceği değil, Türk´ün çıkamayacağı sınırlardı.

Sadece ?Asimile Türkler? ?Batı´nın asimile ettiği Türkler? ülke dışına gider gelir, dünyada ne olup bitiyor onlardan haber alır, dünyayı onların gözünden tanırdık.

Asimile Türkler, gidip gördükleri efendilerine hayranlıklarını döktürür; allandırır, pullandırır, ?Adamlar yapıyor, efendim? diye sayıklar, iç çeker, iç geçirirlerdi.

Türkler, asimile Türklerin bu baskısı altında ezim ezim ezilir, ağzıyla kuş tutsa ?yapıyor adamlar?a bir türlü erişemeyeceklerine inanırlardı.

Özal, ?çikita muz? ithalatını serbest bırakınca, dünyada bizim parmak kadar olan muzlarımızdan başka muzlar da olduğunu, bizden başka insanlar da yaşadığını anlamış olduk.

Bu bir devrimdi.

?Çikita devrimi?.

Çikita, Kemalist akvaryumu çatlatmıştı.

?Çikita devrimi? ile o zamana kadar hiç bilmediğimiz birçok meyve ile birlikte, zenciler de Türkiye´ye girdiler ve dünyaya merhaba dedik.

Kafes kırılmış, akvaryum çatlamıştı.

Özal´a bu nedenle pek kızarlar.

Sonra, ABD Conilerinden kaçan yüzbinlerce Iraklı akın akın Türkiye´ye girince, mikrofon uzatılanların Türkçe konuştuğunu gördük, afalladık, Türkmen olduklarını söylüyorlardı.

Aaa!

Türkiye dışında da Türkler vardı.

Sovyetler yıkılıncaya kadar yer yüzünde ?Azerbaycan? diye bir ülke olduğundan haberimiz yoktu, özellikle haberdar edilmedik.

En nihayet, Afrin´e, El-Bab´a girdik, akvaryum bir kez daha çatladı, kafes bir daha parçalandı.

Türk aslına rücu etti.

Asya bozkırlarından taşan, Viyanalara çağlayan Türk, doğası gereği özgür semalara kanatlanıyor, engin denizlere açılıyor.

Ergenekon ikinci kez delindi



Anahtar Kelimeler: Poşet atmasaydınız

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER