Geçen haftadaki makalemde, “PKK ne yapmak istiyor ve amacı ne?” sorusunu cevaplamaya çalıştım. Vardığım sonuç şuydu: “Bu olanları alt-alta ve üst üste koyup sentezleştirdiğimiz zaman, PKK’nın uzun vadeli ve stratejik hedefini saptayabiliriz. Bu uzun vadeli hedef de Kürdistan Bölgesi’ni yıkmaktır. Bu hedef sömürgeci dört devletin de hedefidir. Onun için PKK’nın yaptıklarını sömürgeci devletlerin yaptıklarından bağımsız düşünmek olanaklı değildir. PKK bu amaçtan dolayı, Kürdistan Bölgesi’nin egemenliğini, iktidarını, düzenini, hukukunu tanımıyor. Kürdistan Hükümeti’ni, siyasi partileri, Kürdistan liderleğini meşru kabul etmiyor. Onlara akıl almaz düşmanlık yapıyor. Oysa kendisi yabancı, işgalci, terörist bir güç odağıdır.”
Bu haftaki makalemde de “PKK’ya karşı çözüm ne olmalı” sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Kürdistan’ın bütün parçalarında PKK’nın büyük bir tehlike oluşturduğu kabul görmektedir. Ama ben Kürdistan’ın bütün parçalarına ilişkin değil, Kürdistan Bölgesi’nde PKK’ya karşı çözüm ne olmalı sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Kürdistan Bölgesi’nde PKK’ya karşı çözümün ne olması gerektiği, Irak Federal Hükümeti ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti arasında, BM Temsilcisinin gözetiminde yapılan, ABD ve AB’nin desteklediği Şengal anlaşmasından sonra PKK’nın Kürt siyasilerine, Kürt güvenlik güçlerine, Pêşmerge’ye saldırması ve katliamlar yapmasından sonra daha güncel, somut hale geldi.
Benim de aralarında bulunduğum, Kürdistan’ın dört parçasından 206 siyasetçi, yazar, gazeteci, hukukçu, sanatkâr, iş kadını ve adamı öneri ürettiler. Bu öneri 11 Kasım’da Kürt ve Kürt basını yoluyla ile kamuoyuna açıklandı. Bu kampanya devam ediyor. Şu anda bu çözüm isteyenlerin sayısı 400’e çıktı. Biz bu çözüm önerimizi, Kürdistan Bölgesi’nde yapacağımız basın toplantısı, Kürdistan Parlamentosu, Hükümeti, siyasi partileriyle yapacağımız toplantılarla sunma olanağı bulacağız.
Çözümümüze bakalım...
PKK’nın Pêşmerge’ye saldırısından sonra, Kürdistan Bölgesi’nde durum çok tehlikeli bir hal aldı. Bundan dolayı PKK karşısında tutumun netleşmesi gerekir. Biz de bunu yapıyoruz.
Bilindiği gibi Körfez Savaşından sonra Kürdistan’ın büyük bölümü ABD’nin desteğiyle özgürleşti.
Dört sömürgeci devlet, Kürdistan devletinin kuruluşuna yol açacağı korkusuna kapıldı. Kendileri Kürdistan’a müdahale etmek istiyorlardı. Ama ABD’nin korkusundan bunu yapamıyorlardı. Bundan dolayı PKK eliyle Kürdistan’a saldırmaya başladılar.
Sömürgeci devletler, özellikle de Kürdistan Parlamentosu ve Hükümetinin kuruluşu, federalizmin ilanından sonra daha çok saldırganlaştılar. Kürdistan’daki egemenliği ve özgür yapıyı yıkmak için PKK’ya açık destek verdiler. PKK da Kürdistan’da iktidarı, hukuk düzenini tanımadı. Bunun sonucunda 1992 yılında büyük bir çatışma gelişti. Bu çatışmada 3500 Pêşmerge şehit oldu. Çatışma sonunda PKK teslim oldu. Kürdistan’da iktidarı ve hukuki düzeni tanıdığını ve ona göre davranacağını kabul etti. Ama PKK daha sonra bu anlaşmasına uymadı.
Kürdistan Başkanı Sayın Mesud Barzanî o dönem PKK’nın bu terörist saldırısı hakkında 25 Avrupa devletine bir rapor sundu. O zaman PKK saldırıları Kürt yurtseverleri tarafından sömürgeci devletlerin bir operasyonu olarak tanımlandı ve karşı tutum alındı.
Ne yazık ki PKK ondan sonra Irak ve İran devletlerinin desteğiyle Kürdistan’a tam anlamıyla yerleşti. Türk devleti de bunu stratejik gerekçe gösterek bugüne dek Kürdistan’da 30’dan fazla askeri operasyon yaptı. Kürdistan’da “güvenlik bölgesi” ve karakollar oluşturdu.
PKK, Kürdistan’ın güneyinde “Behdinan-Botan Hükümetini” ve “Zap Cumhuriyetini” kurmakla ve bütün diğer karşı eylemlemleriyle, Kürdistan’daki hukuku, egemenliği, iktidarı tanımadı. Bundan dolayı Kürdistan’da birçok köyü işgal etti. Köylülerden haraç aldı. Köylülerin üretim yapmasını engelledi. Kürt çocuklarını ve gençlerini kaçırdı ve, öldürttü. Kürdistan’ın içişlerine karıştı.. Kendine bağlı illegal ve legal örgütler kurdu.. Kürdistan siyasi partilerini ve liderlerini meşru kabul etmedi.
Çok iyi bilinmeli ki PKK, Kürdistan’ın güneyinde işgalci bir güçtür. Kandil’de, Maxmur’da, Şengal’de, birçok Kürdistan köyünde yıllardır bu işgali sürdürüyor.
Irak Federal Hükümeti ve Kürdistan Hükümeti, PKK ve Haşdi Şabi’nin Şengal’den diğer bölgelerden çıkması için bir anlaşma yaptılar. Fakat PKK Şengal’den çıkmamakta ısrarlı ve bundan dolayı da Kürdistan’a savaş ilan etmiş durumdadır. Pêşmerge ve Asayiş güçlerine saldırmaktadır. Biz, PKK’nın stratejik amacını yakından ve iyi tanıyoruz. PKK, Kürdistan Bölgesi’ni ortadan kaldırmak istiyor. Kürdistan Bölgesi bu aşamada bütün Kürdistan parçalarının ve dünya Kürtlerinin umudur. Onun bir zarara uğraması, bütün Kürtlerin zarar görmesine yol açar.
Açık olan bir şey var ki PKK, Kürdistan Bölgesi’nde yabancı, işgalci, terörist bir güç. PKK, Kürdistan’ın güneyinde, diğer Kürdistan parçalarında kendi dışındaki Kürt yurtsever parti-örgütlerine, Kürt yurtseverlerine uygulamakta hayli cesur davranmıştır. Bu nitelikliğinden dolayı PKK ile diyalog önerisi, onun Kürdistan’daki meşruiyetini kabul etme anlamına gelir. Ayrıca tecrübeler de gösteriyor ki PKK ile diyalog bir çare değildir. Bundan dolayı, halkımıza ve gençlerimize zarar gelmemesi, öldürülmemeleri için PKK’nın kendi isteğiyle silah bırakmasını, kayıtsız şartsız Kürdistan Bölgesi’nin egemenliğini ve hukukunu kabul etmesini; Kürdistan Bölgesi’nin egemenliğini ve hukukunu kabul etmemesi halinde Kürdistan’dan çıkmasını talep ediyoruz.
Eğer PKK bunu yapmazsa, Kürdistan Hükümeti ve Irak Federal Hükümeti birlikte, kendi egemenliklerini sağlamak ve korumak için her devletin kanun dışı, silahlı, işgalci güçleri tasfiye ettiği metodla, PKK ve tüm silahlı güçleri tasfiye etmelidirler. Bunun için de kamuoyuna açık bir yol haritasını dikte etmeleri gerekir. Biz bu yol haritasını destekleyeceğimizi açıkça ilan ediyoruz.
Tabi ki Kürdistan Bölgesi’nde ve Irak’ta, PKK ile ilişkili olan tüm parti ve örgütlerin ilişkilerini kesmeleri gerekir. Irak ve Kürdistan gükümetleri PKK sorununu çözmedikleri ve PKK Kürdistan’dan çıkmadığı sürece Türk devletinin saldırı, müdahele, operasyonlarından kurtulamazlar. Kendi egemenliklerini korumaz hale düşerler.
Biz PKK içindeki silahlı Kürt gençlerine çağrı yapıyoruz ve diyoruz ki, Kürdistan’a ve Kürt milletine zarar verecek eylemlere destek vermeyin. PKK’nın, sömürgeci devletlere hizmet eden yanlış siyasetlerine karşı çıkın. Silahı bırakın.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar k24 medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.