Yerel seçimler 31 Mart 2019´da yapıldı ama daha kesin sonuçlar belirlenmedi. İtirazlarla hukuki süreç devam ediyor. İstanbul´da ortaya çıkan veriler, seçimin İstanbul´da yenilenmesini getirebilir.
Yerel seçimler, yüzde 82´nin üzerinde bir katılımla gerçekleşti. Bu dünyada benzeri olmayan bir durumdur. Türk siyasetindeki katılım açısından incelenmeye değer bir konudur.
Genel oy oranı üzerinden seçim sonucuna bakılırsa, Cumhur İttifakı yüzde 53, Millet İttifakı yüzde 37 oy kazanmış durumda. Cumhur İttifakı´nın aldığı oyların, cumhurbaşkanını seçecek, mecliste çoğunluğu sağlayacak konumda olduğu uzmanlarca belirtilmektedir.
Seçimin kesin sonuçları açıklanmamasına rağmen, verili durum üzerinden bir analiz yapmam doğru olacak.
Öncelikle iki tespit yapalım:
1) Yerel seçimlerde Kürt millet meselesi ana parametre özelliğini taşımıyor. Siyasi partilerin karşılıklı hesapları seçimin kaderini tayin etti. Bu nedenle, ?Kürtleri inkâr ve ret edenler seçimi kaybetti? tezi doğru bir tez değildir. Seçime katılan her iki ittifak da devletin Kürt meselesindeki ana stratejisine sahipler, Kürdistan´da işgal ve sömürgeciliğin devamından yanadır. Kürtlerin yordamınca milli haklarına kavuşmasını istemiyorlar. Eğer eğri oturup doğru konuşacaksa, Kürtlerle ilgili adım atmadan bahsedilecekse, akla AK Parti gelir.
2) Kemalistler, askerler yoluyla darbe yapma olanağını kaybettiler. Son yıllarda PKK/HDP kanalıyla seçim darbesi yapıyorlar. Genel seçimlerde, HDP´nin oylarını yükselterek AK Parti´nin hükümetten düşürülmesini sağlamaya çalıştılar. Bundan sonuç alamadılar. Yerel seçimlerde aynı şey yapıldı. Bundan sonuç alındı.
Oylar sayılmadan kısa bir süre önce, "Bu yerel seçimlerde sürpriz sonuçlar beklenmeli. Sürprizi sağlayacak olgu, PKK/HDP´de toplanan Kürt oyları ve ittifak sistemidir" diye yazdım. Seçim sonuçları, tespitimi doğruladı. Eğer İttifak sistemi olmasaydı, PKK/HDP CHP´ye oy vermeseydi; CHP´nin başarı şansı olmayacaktı. Metropollerde PKK/HDP oyları seçimin kaderini değiştirdi.
Eğer HDP´nin oyları CHP´ye verilmeseydi, uzmanların tespitine göre, CHP´nin kazanacağı en fazla birkaç belediye başkanlığıydı. Ben de bu görüşe katılıyorum.
HDP´de toplanan Kürt oylarının, Adana, Mersin, Antalya, Ankara, İstanbul ve başka birçok şehirde Millet İttifakı (CHP) lehine sonuçları etkilediği açık. Yoksa CHP´nin ismi geçen ve geçmeyen şehirleri kazanması kesinlikle olanaklı görünmüyordu. Bu da CHP´nin desteklerle seçimden kazançlı çıktığını ortaya koyuyor. Ama radikal sol unsurlarla ve PKK/HDP ile birçok açıdan başının belada olacağının verileri var.
Başka bir gerçek, PKK/HDP seçmeninin, Millet İttifakı´nı desteklemesinden memnun olmadığı, HDP´nin Kürdistan´da aldığı sonuçlardan belli oluyor. PKK/HDP´nin Millet İttifakı´nın gizli üyesi olduğu kendi açıklamalarıyla açığa çıktı. Destekleme nedeni, hükümete darbe vurmak, PKK´ye yönelik operasyonları durdurmaktı. Bu yanlış bir hesaptı. Yerel seçimlerin hükümet değişikliğini sağlamayacağı biliniyordu. HDP bu siyasetiyle Kürtleri ve Kürdistan gençlerini daha büyük tehlikeye sürmüş oldu.
AK Parti´nin, Ankara´yı ve Antalya´yı kaybetmesi onun için çok önemli. İstanbul´daki konumu da iç açıcı değil. Buna rağmen, AK Parti 778 belediye başkanlığını kazanmış durumda. Ankara´da 25 ilçeden 22´sini kazanması, İstanbul´da 39 ilçeden 25´ini kazanması; Ankara ve İstanbul belediye meclislerinde ezici çoğunluğa sahip olması başka bir gerçek.
Cumhur İttifakı´nın Adana ve Mersin´i kaybetmesi de önemlidir.
AK Parti, asıl olarak Kürdistan illerinde çok kazançlıdır. Oylarını Kürdistan´da hayli arttırdı. Bu illerin ezici çoğunluğunda (Sivas, Antep, Urfa, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Erzurum, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Muş) belediye seçimlerini kazandı ya da kazanmadığı Kürdistan şehirlerinde de oylarını artırdı.
AK Parti´nin asıl kazancı HDP´nin elindeki belediyelerin önemli bir kısmını almış olmasıdır. Bunlar; Şırnak, Ağrı, Bitlis, Muş belediyeleridir. Kaybettiği şehirlerde de birçok ilçe ve belde belediyesini kazanmış durumdadır.
Seçimin asıl kaybedeni PKK/HDP´dir.
PKK/HDP´nin Diyarbakır´ı, Van´ı, Mardin´i, Batman´ı, Siirt´i kazanması bekleniyordu. Ama Siirt´i çok zorlanarak alması da bir gerçektir. Bu illerde AK Parti´nin birçok ilçeyi kazanması da gözden kaçırılmaması gereken bir olgu. Daha önce de belirttiğim gibi HDP, Dersim´i ölüm tehditlerine rağmen TKP´ye kaptırdı. Dersimliler, tehditlere papuç bırakmama anlamında önemli bir sınav verdi.
44 belediyeyi kaybetti. Bu belediyelerden Dersim hariç hepsini AK Parti aldı. Özellikle, Hakkari´de Çukurca´yı, Derecik´i, Şemdinli´yi, bütün beldeleri; Siirt´te birçok ilçe ve beldeyi, Urfa´da Suruç dışında sınır boylarındaki Ceylanpınar ve Viranşehir dahil tümünü AK Parti kazandı. En önemlisi de Mersin´de Akdeniz Belediyesi´ni AK Parti´ye verdi. Kazandığı illerde ve ilçelerde de oyları düştü.
Antep´de desteklediği DSP Adayı Celal Doğan´ı, Adıyaman ve Urfa´da ise Saadet Partisi´ni destekleyerek hezimete uğradı.
PKK/HDP´nin seçimi kaybetmesinde önemli nedenler var:
*Kürt ve Kürdistan partisi olmadığının anlaşılmasıdır.
*Kürtlerin milli çıkarlarını savunmamasıdır.
*Kürtlerin devlet olmasına karşı olması ve Kemalist solculuğunun açığa çıkmasıdır.
*Hendek savaşı denilen vekalet savaşı ile binlerce Kürdistan gencinin ölümüne sebep olmasıdır.
*PKK´nın silahlı güçlerinin tasfiye edilmiş olmasından dolayı halk üzerinde etkisini kaybetmesidir.
*Mukayese ile halkın HDP´nin belediyecilikle alakasının olmadığının anlaşılmasıdır.
*Millet İttifakı´nı desteklemekten duyulan huzursuzluktur.
*Maalesef bağımsız Kürt adaylarının aldığı oylar, Kürdistan milli hareketinin konumunu ciddi bir şekilde sorgulanmasını, gözden geçirilmesini, yeniden yapılanmayı önümüze koymuş durumda.
Asıl kaybeden Kürtler. Çünkü devlet ve sistem partilerinin kurbanı ve altlığı olmaya devam ediyorlar. Bu bağlamda da Kürtlerin kendilerini temsil edecek güçlü bir ulusal kurtuluş örgütlenmesine ihtiyaç var.