Kürdistan Bölgesi’nde son aylarda PKK’nın saldırıları, dünya Kürtlerinin uykusunu kaçıran, onları endişeye sürükleyen gelişmeler oluyor. Bu gelişmelere karşı, Kürt ve Kürdistan sevdalıları, Kürdistan Bölgesi’ni bütün Kürtlerin evi sayan vatanseverler, milli dava adamları, bu gelişmelere karşı yazılı olarak karşı tutum gösteriyorlar ve bu gelişmeler lanetliyorlar. Çözüm önerilerini sunuyorlar.
Biz 400 Kürt aydını, hukukçusu, siyasetçisi, yazarı, iş adamı ve iş kadını, gazetecisi, kanaat önderleri olarak da bu gelişmeler hakkındaki görüşlerimizi basın yoluyla Kürdistan ve dünya kamuoyuna; Kürdistan Parlamentosu, Hükümeti, Başkanlığı ve siyasi partilerine görüşerek ilettik.
Gelişmelerin de gösterdiği gibi bu tehlikeli gelişmeler tırmanarak devam ediyor. Ben de konuya ilişkin analizlerime devam etmeyi aydınlatma açısından önemli görüyorum.
PKK saldırıları, geçmiş saldırıların bir devamıdır…
Bazı Kürt yazarları, aydınları, siyasetçileri PKK’nın son dönemde Kürdistan Bölgesi’nde, Pêşmergelere, güvenlik görevlilerine, sivillere, devlet kurumlarına, siyasi partilerine yönelik saldırılarını, bu dönemde ortaya çıkmış gelişmeler gibi ele alıp, yorumluyorlar. Bu doğru değildir. Gerçeği, bütün boyutlarıyla, tarihsel bağlamda ele almamak ve görmemektir.
Gençlerin PKK saldırılarını böyle yorumlamaları, yaşları gereği anlaşılır bir durumdur. Ama onları aydınlatmak da yaşlı kuşağın görevidir.
Bilinen gerçek şu ki, PKK Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana, özellikle 1990’lardan sonra, önce Özgür Kürdistan Bölgesi’ne, daha sonra Kürdistan Federe Bölgesi’ne karşı saldırlar yapmıştır. Bu saldırılarını, KDP ve KYB Pêşmergelerine ayrı ayrı, ikisine karşı birlikte gerçekleştirmiştir. Bu 1992 saldırıları, 3500 Pêşmergenin şehit olmasına neden olmuştur.
PKK, Kürdistan’daki yönetimi, egemenliği, hukuku tanımamıştır.
Kürdistan’da Kandil’i, Mahmur’u, Şengal’i, Kürt köylerini işgal etmiş, köylerin üretimi engellemiş, köylülerin 12-13 yaşındaki çocuklarını kaçırmış, öldürtmüş ya da kendisi direndikleri için infaz etmiştir. Köylülerden haraç almıştır. Kürdistan’daki alt yapıları bombalamıştır. Bir yıkıma yol açmıştır. Kürdistan siyasi partilerini, liderlerini meşru kabul etmemiştir. Kendisi siyasete müdahale ederek, kendisine bağlı kurumlar oluşturmuştur.
Bu durum sürekliliğini korumuştur. Bundan dolayı, PKK’nın son saldırıları, geçmişteki saldırıların bir devamı olarak ele alırsak, saldırıların amacını anlamak da olanaklı olur.
PKK, son dönemde de tekil değil yaygın bir saldırı içindedir…
PKK, son dönemde de tekil, değil, yaygın, tehlikeli, yok edici, düşmanca darbelere yol açan saldırılar içindedir. Halkımız PKK’nın bu saldırılarını Kürdistan televizyonlarında ve yazılı basınında yakından izlemektedir.
Ekonomik amaçlarla yapılan gösterileri kullandı. Parti binalarını yaktı, devlet kurumlarını tahrip etti, talana yol açtı, Pêşmergeleri ve sivilleri öldürdü. Seçimle iş başına gelen hükümete karşı bileşenleri (YNK, Goran, İslamcıların bir kesimi) ile birlikte bir ayaklanma (serhildan) hayat geçirmek istedi. Bu yıkıcı ve terörist eylemlerden dolayı PKK taraftarlarının yakalanması son günlerde şahit olduğumuz gelişmelerdir. Bunların salıverilmesi için 16 Ekim Kerkük hainlerinden destek görüyor.
PKK/PYD’nin Kürdistan’ın batısında ENKS ve parti bürolarına saldırıları da Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırıların bir devamıdır. Çünkü PKK/PYD, ENKS’yi Kürdistan Bölgesi’nin peyki, ajanı olarak nitelendirmektedir.
Kürdistan’ın batısından yapılan PKK/PYD saldırısının amacının Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak olduğunu daha net hale getirdi…
PKK, sivil gösteriler kullanarak yaptığı terörist yıkıcı eylemlerden sonra, Amedi’de Pêşmergelere saldırdı. Kürdistan’ın batısından 50-60 kişilik grupla Kürdistan Bölgesi’ne saldırdı. Pêşmerge sınır üslerini ele geçirmek istedi. Bu PKK’nın amacını daha somut hale getirdi. Bu amacın da Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak olduğu bir kez daha tescil edildi.
Kürdistan Bakanlar Kurulu da bu gerçeği somutça kendi basın açıklamasında ifade etti: “Kürdistan Bölgesi Hükümeti, bu tür saldırıları kırmızı çizgisinin aşılması olarak görmektedir. Bölge Hükümeti, PKK’nin bugün Peşmerge Güçleri’ne düzenlediği saldırıyı, Kürdistan Bölgesi ve resmi kurumlarına yönelik saldırı olarak nitelemektedir.”
PKK saldırısı sadece KDP’ye karşı değildir, Kürdistan Bölgesi’ne karşıdır…
PKK, halkı ve Kürdistan kamuoyunu manipüle etmek için, çatışmanın kendileriyle KDP arasında olduğunu ileri sürmektedir. Bu koca bir yalandır. PKK, diğer Kürdistan partilerini nötr hale getirmek için bunu yapmaktadır. KDP ve Barzanileri yıktıktan sonra diğer siyasi partileri kolaylıkla alt edeceğini düşünmektedir.
Kürdistanlılar, Kürtler, Kürdistan partileri ve sivil kurumları bu oyuna gelmemeli, bu tuzağa düşmemelidirler. Kürdistan Hükümeti’ne ve resmi yetkililerinin açıklamalarını önemsemelidirler ve ona göre politika ve davranışlarını tayin etmelidirler.
Kürdistan Hükümeti bu konuda diyor ki: “Kürdistan Bölgesi; Kürdistan halkının siyasi ve yasal statüsüdür. Peşmerge Güçleri de Kürdistan halkı ve toprağının koruyucu gücüdür. Dolayısıyla bu tür saldırılar, tüm Kürdistan halkına yöneliktir. Kürdistan Bölgesi Hükümeti, kardeş kavgasına karşıdır, bu tür saldırıları da kırmızı çizginin aşılması olarak görmektedir. Bugün, PKK tarafından Peşmerge Güçleri’ne düzenlenen saldırıyı en sert şekilde kınıyor ve saldırıyı, Kürdistan Bölgesi ve resmi kurumlarına yönelik bir saldırı olarak niteliyoruz. Bu çerçevede Kürdistan Bölgesi Hükümeti olarak, Bölge’nin güvenliğinin bozulmasının önüne geçeceğiz.”
Pêşmarge Bakanı Şoreş Îsmaîl’in PKK saldırıları hakkında Uluslararası Koalisyon Güçleri’ni bilgilendirdikleri açıklaması önemlidir. PKK/PYD’nın Kürdistan’ın batısından Kürdistan Bölgesi’ne büyük bir silahlı grupla saldırması, Uluslararası Koalisyon güçleri ve özellikle de ABD için önemlidir diye düşünüyorum. Bilindiği gibi ABD, PKK ile PYD’nin birbirinden ayrı olduğunu, PKK’nın terörist, PYD’nin terörist olmadığını ileri sürüyor. Oysa Kürdistan Bölgesi’ne yapılan toplu saldırı, gerçeğin de hiç de ABD’nin dediği gibi olmadığını ortaya çıkarıyor.
Bu gelişmenin kendisi, Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin PKK/PYD konusunda kendilerine daha fazla çekidüzen vermeleri gerektirdiğini bize anlatıyor. Kendi askerlerinin (PKK/PYD’nın) gelip kendi müttefikleri olan Kürdistan Bölgesi’ne saldırması kabul edilemez bir durumdur.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar k24 medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.