Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Perde arkası: Piyasa kapanınca ABD hazinesinde yaşananlar

SERDAR TURGUT- 14.08.2018

Perde arkası: Piyasa kapanınca ABD hazinesinde yaşananlar

Amerikan hazine bakanlığı, yaptırımlar ile piyasa oyuncularının beklentileri ile oynayıp finansal operasyon yapıyor ama piyasalar kapandığında burada yapılan toplantılarda Türk lirasının değer kaybetmesinin zafer konuşmalarına yol açtığı sanılmasın.

Bu konuda konuştuğum bilgili kaynak "Sorun tek boyutlu ele alnamayacak kadar karmaşık. Amerika, Türkiye´ye yönelik finansal operasyonunda bir optimal nokta arayışı içinde" dedi.

MISSION ACCOMPLISHED

"Bu optimal noktanın anlamı nedir" diye sorduğumda da şu cevabı aldım: "Piyasa kapandıktan sonra bakanlıkta ve diğer birimlerde, özellikle Ticaret Bakanlığı´nda kimse ´Misyon başarıyla tamamlanmıştır´ (mission accomplished) diyemiyor. Çünkü birçok şirket ve bankadan Türkiye ekonomisinde yaşatılanlardan duyulan rahatsızlığı ileten telefonlar ve acil toplantı istekleri gelmeye başlıyor. Bu yüzden Türk lirasına yönelik politikaların bir an önce gözden geçirilip bahsettiğim optimal noktanın bulunması gerekiyor. Bu nedenle bundan sonra artık hızlı değil, temkinli, sonuçları tüm boyutlarıyla düşünüp hareket etmek gerekiyor."

OPTİMAL NOKTA

Ben bu ön bilgileri aldıktan sonra Hazine´de alt düzeyde de olsa oldukça aktif bir görevi bulunan bir uzman kaynakla buluştum ve bu optimal nokta kavramını açmasını istedim. "Geçtiğimiz cuma gününü ele alalım. Başkan Trump´ın Türkiye´den çelik ithal vergisini yüzde 50´ye ve alüminyum ithalatı vergisini yüzde 20´ye çıkarma açıklamaları ile Türk lirası o gün hayli darbe aldı. Piyasalar kapandıktan sonra başta Hazine ve Ticaret Bakanlığı olmak üzere yönetimin hiçbir biriminde ´Misyon başarıldı´ havası yoktu. Çünkü ABD ve birçok Avrupa bankasından, ihracatçı şirketlerden telefon yağmaya başladı birimlere. Bunların birçoğunun Türkiye tahvillerine yatırımı da var, bunu biliyoruz. Hepsinin ortak dediği şuydu; yönetimin Türkiye ile siyasi tartışmasını anlıyoruz. Ama bunun için yapılanlar sadece Türkiye´ye değil, bizlere de hem Avrupa´ya hem de ABD´ye zarar veriyor. Örneğin bugün (Cuma) Wall Street borsasında yaşanan düşüşün nedenleri arasında Türk ekonomisinde yaşananların da etkisi önemli yer tutuyor. Piyasada artık Türkiye ile ekonomk ilşkilerde düşünceli olunması ve hassas global dengelerin göz önüne alınması arzusu var. Türkiye´nin siyasetini beğenir beğenmezsiniz ama bu gelişmekte olan piyasanın dünyadaki önemi de göz ardı edilemez. Türkiye ekonomisi global dünya ekonomisinin (global domestic product) yüzde 1.5´unu oluşturuyor. Bu büyüklükteki bir ekonomi belki ABD´yi batıramaz ama kendisinde bir şey kötü gittiği anda başta Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, Rusya olmak üzere ve birçok Avrupa ülkesi ve ABD banka ve şirketi de olumsuz etkilenir. Yönetim bunu unutmasın"

BU MESAJ BEYAZ SARAY´A İLETİLDİ

Uzman kaynağım, kendilerine cuma gününden bu yana akan ve özellikle dün (Pazartesi) yoğunlaşan bu tür mesajların Beyaz Saray´a iletildiğini ve bu mesajın özellikle Başkan Trump tarafından alınıp kaydedildiğini duyduklarını söyledi. İşte bu yüzden cuma öğle saatlerinden itibaren yönetimin Türk ekonomisine yönelik tavrında bir optimal nokta arayışı var. Bu dün özellikle yoğunlaştı. Yönetimde şu anda "Biz siyasi hedeflerimiz için gereken ekonomk adımları atalım ama bunların kendimize ve global şirketlere zarar verecek boyutta da olmamasına dkkat edelm. Yani atılacak her adımı o optimal denge noktasında tutalım" tavrı daha ağır basmaya başladı.

ABD PİYASALARI DÜŞÜNMELİ

Konuştuğum bir diğer tecrübeli ulusal güvenlik yazarı arkadaşım şunu söyledi: "Amerika bugüne kadar daima Türkiye gibi gelişmekte olan bir piyasada ekonomik zorluk çıktığında bunun global etkilerini en alt düzeye indirmek için ortalığı sakinlştirici adımlar atar, piyasalara sakinlik mesajları verirdi. Ancak bu yönetim şu anda bunun tamamen tersini yapıyor. Örneğin çelik ve alüminyumda sadece Türkiye´ye konulan bu son kısıtlayıcı vergilerin hiçbir mantığı yok. Yönetim mantık dışı davranıyor gibi. Bunu hem Amerika´nın ulusal güvenlik çıkarlarına hem de global ekonomik düzenin normal işleyişine karşı çalıştığını görünce duracaklardır, buna eminim" dedi.

Dün yazdığım gibi yönetimin bugüne kadar benimsediği ekonomik beklentilerle oynama stratejisi her gün bir kurşun, yani her gün stratejik bir açıklama taktiği üzerine kurulmuştu, ancak cuma gününden bu yana gelen piyasa oyuncuları tepkisinden sonra yönetimin bu stratejisini sürdürmesi pazartesi Washington öğle satlerinde (TSİ akşam 19.00 civarı) artık zor görünüyor Washington´da.

WALL STREET JOURNAL

Bu arada Başkan Trump´a en çok destek veren ve onun en çok seyrettiği kanal olan Fox televizyonunun patronu Rupert Murdoch´un sahibi olduğu Wall Street Journal gazetesi pazartesi günü Türkiye´ye yapılanların benim bu yazıda anlattığım yönünü vurgulayan ve piyasa oyuncularının endişelerini yansıtan içerikte yayın yaptı. Bunun da Beyaz Saray´ı hayli etkilemiş olduğu konuşuluyor Washington´da

GÖZLER TRUMP´TA

Şimdi Türkiye işlerine yoğunlaşmış Washington camiasının gözü Başkan Trump´ta. Dediğim gibi piyasa oyuncularının endişeleri ve beklentileri Beyaz Saray´a etkin bir şekilde iletildi. Ancak Başkan Trump aynı zamanda evanjelistlerin baskısını da üzerinde yoğun hissediyor.

Şimdi sorun, Trump´ın evanjelistlerin istediği gibi Rahip Brunson´a yoğunlaşıp global piyasa oyuncularının taleplerini göz ardı mı edeceği, yoksa kendi işadamı içgüdülerine de uygun düşecek şekilde davranıp Türkiye´ye yönelik gerçekçi mi davranmaya başlayacağı noktasında kilitlenmiş durumda.

Amerika´nın bundan sonraki manevrası bize gidilecek yönü iyice belli edecek. Bu arada başkan Erdoğan´ın son New York Times yazısı da bu süregiden tartışmaya olumlu etkisi açısından mükemmel oldu diye de konuşuluyor Washington´daki bazı çevrelerde.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER