Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adına yapılan açıklamalar bizi ters köşelere yatırmaktan başka işe yaramıyor. Bir bakıyoruz, ?Herkesin aklına ihtiyacımız var? deniliyor.
Bu lafı duyunca tabir caizse mest oluyoruz. ?Artık sürtüşme, didişme son bulacak? diye kendi kendimize seviniyoruz.
Hemen ardından, ?Bu dönemin anahtar kelimesi uyum olacak? açıklamasına kulak misafiri oluyoruz.
Bu açıklama bizi daha bir mutlu ediyor. ?Aman ne güzel!? diye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´ne methiyeler düzmeye hazırlanıyoruz.
Ama bir anda keyif kaçıran bir açıklamaya tanık oluyoruz.
Açıklamada ?Kimsenin bizi eleştirme hakkı yok? deniliyor.
Bu açıklamayı duyduğumuz anda, ?Herkesin aklına duyulan ihtiyaç ne oldu?? diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.
?Herkesin aklına ihtiyacımız var? denilirken acaba sadece kendileri gibi düşünenlerin aklını mı kastetmişlerdi diye düşünüyoruz.
Ya da ?bu dönemin anahtar kelimesi? olarak ilan edilen ?Uyum ne olacak?? sorusunu kendi kendimize sormadan edemiyoruz.
Sahi bu şartlarda uyum nasıl sağlanır?
Hem eleştiriye kapıları kapatmak hem de uyumdan söz etmek.
Böylesine bir ikilem karşısında insan ters köşeye yatmaz da ne yapar?
Evet, devletimiz yeniden yapılanırken kafamızda oluşan soru işaretleri bir türlü tatminkâr cevap bulamıyor.
Yapılan bir açıklama ile, ?Tamam, doğru yoldayız? derken ardından gelen açıklama ile yine endişelere gark oluyoruz.
İktidar partisinin sıkı destekçilerinden bir dostumuz ile konuyu görüşürken çok samimi itiraflarda bulundu.
Devletin yeniden kurulduğuna dikkatimizi çekerken, ?Ya çok mükemmel bir sisteme geçmiş olacağız ya da her şey tepetaklak olacak? demek suretiyle önemli bir gerçeğin altını çizdi.
Gözlemlerimiz iktidar partisi yandaşlarında şimdilik göreceli bir iyimserliğin hâkim olduğunu gösteriyor!
Her şeyin iyi olmasını büyük bir sabırla bekliyorlar.
Ancak her şeyin tepetaklak olma riskini de gözlerinden uzak tutmuyorlar.
Biz onlar kadar iyimser olamasak da kulak misafiri olduğumuz açıklamalar ile kimi seviniyor kimi üzülüyoruz.
Sevindiğimiz açıklamaları duyunca, ?Artık ayakları yere basmaya başladı galiba? derken üzüldüğümüz açıklamalarını duyunca da, ?Her şey eski hamam eski tas? demekten kendimizi alamıyoruz.
Anlayacağınız garip duygular arasında gidip geliyoruz.
Ve ?Bu şartlarda uyum nasıl sağlanacak? diye meraklanıyoruz.