Tarih: 18.03.2021 12:12

Parti kapatmak, milletvekilini cezaevine göndermek neden kaderimiz?

Facebook Twitter Linked-in

Peki şimdi ne yapacağız? Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu hapse atacak, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapısına kilit mi vuracağız?

Yazıya şaşkınlık ifade eden bir soruyla başlamış olabilirim ama şundan emin olabilirsiniz: Gergerlioğlu hapse girse, HDP kapatılsa hiç şaşırmayacaklardan biri ben olacağım.

1980’li yıllarda üzerinde cam bulunan bir yazı masam vardı ve camın altındaki bana en yakın yere, bir yabancı gazeteden kestiğim Benjamin Franklin’e ait bir özlü sözü yerleştirmiştim.

“Bir kölenin en büyük arzusu azad olmak değil, kendine ait bir köleye sahip olmaktır” diyordu Amerikalı filozof-siyasetçi.

O özlü sözü tarihin tekerrür ettiğinin bir başka biçimde ifadesi olarak algılamıştım.

Kendi yakın siyasi tarihimiz tekerrürlerle dolu

Geçmişte Tayyip Erdoğan cezaevi yüzü görmedi mi, gördü. İçinde yer aldığı partiler kapatılmadı mı, kapatıldı. İktidarda 20. yılını kutlamasına az bir zaman kalan kurucularından olduğu AK Parti kapatılmaktan kıl payı kurtulmadı mı, kurtuldu.

Tayyip Erdoğan şimdi cumhurbaşkanı… AK Parti ise 2023’ü de iktidar olarak devirmeye, 2030’lu yıllarda da iktidarını sürdürmeye iddialı.

İşte tarih böyle tekerrür ediyor: AK Parti iktidarında da cezaevleri siyasilerin ikinci adresi oluyor, partiler için kapatma davaları açılıyor.

Yarın, öbür gün bir başka parti iktidar olsun, onun döneminde de benzer durumlar yaşanmayacağına, tarihin o zaman da tekerrür etmeyeceğine kimseyle iddiaya giremem. 

Burası Türkiye’dir ve burada tarih mutlaka tekerrür eder.

AK Parti geçmişin üzerine sünger çekmek ve kendisine oy vermeyen insanlarla birlikte demokrasi temelinde geleceği kurmak vaadiyle iktidara geldiğinde, kendime yakın hissettiğim insanların kurucusu olduğu, şahsen de fikirlerimle katkıda bulunduğum bu yeni oluşumun farklı olduğuna inanarak aksini düşünenlerle iddiaya girmiştim.

İddiayı kaybettim.

Gergerlioğlu kim, HDP ne?

Ömer Faruk Gergerlioğlu kişi olarak AK Parti kadrosu ile, HDP de AK Parti ile pek çok bakımdan benzeşiyor

Gergerlioğlu İmam Hatip mezunu. Dişiyle tırnağıyla çabalayıp zorlukları aşarak Tıp Fakültesi’ni bitirip doktor olmuş bir Anadolu çocuğu. Ispartalı. AK Parti kurucuları arasında eski başkanları ve pek çok üyesi bulunan Mazlumder’i görev yaptığı Kocaeli’nde temsil ettiği günlerde demokratik sapma noktalarında yaptığı açıklamalarla ülke gündemine girmişti. 

Herhalde milletvekili olduğu HDP’dekilerden daha fazla arkadaşı-dostu AK Parti’de vardır Gergerlioğlu’nun.

Ömer Faruk Gergerlioğşu

Tayyip Erdoğan belediye başkanı olarak siyasi hayat içerisinde bulunurken okuduğu bir şiir yüzünden yargının eline düşmüş, cezaevi ile tanışmıştı; Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun cezaevine kadar sürebilecek serüveni de bir internet sitesinde yayımlanan ve halen erişilebilen bir haberi Twitter üzerinden paylaştığı için başlamış oldu.

Benzerlikler çok belirgin, değil mi?

HDP’yi siyasi hayatımızda var olan pek çok başka partidense AK Parti’ye yakın kılan özellikler de saymakla bitmez. 

Bugün HDP’de yer alanların önemli bir bölümü geçmişte Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış partilerden tanıdığımız siyasiler. 

HDP’li olmak kendilerini siyaseten doğru ve üstün gören dar bir kesim tarafından ‘dışarılıklı’ olmakla eşdeğerde; tıpkı AK Parti içerisinde siyaset yapan kadroların da bir zamanlar o muameleye maruz bırakıldığı gibi. 

Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı olmuş, ancak onun yasağının kaldırılıp milletvekili ve başbakan olabilmesi için yasa çıkarılmış, ara seçim yapılmıştı; önceki partilerinde siyasi yasaklı kılınan bugünün HDP’lileri ise siyasi yasaklı oldular ve süreleri dolana kadar da öyle kaldılar.

AK Parti kurulduğunda kurucu kadro geçmişte yaşananlardan ders çıkarmış ve farklılıkları çok bariz insanlarla yola çıkma tercihinde bulunmuştu; HDP’nin bugünkü kadrosu da Ömer Faruk Gergerlioğlu’na kadar uzanan kendilerinden bayağı farklı insanları bünyesinde barındırmakta.

Tesadüfün böylesi

Gergerlioğlu’nu milletvekillikten eden ve kendisine cezaevi yolunu gösteren fezlekenin onaylanması ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından HDP için başlatılan kapatma girişimi aynı güne denk geldi.

Tesadüf müdür?

Polisiye romanlar, filmler ve dizilerde sık sık dedektiflere birisi aynı soruyu yöneltir ve aynı cevabı alır. “Ben” der dedektif, “Hayatta tesadüfler olduğuna asla inanmam.”

İsteyen hayatta böyle tesadüflerle karşılaşılabileceğine inanmakta serbest elbette.

Ya tarihin mutlaka tekerrür ettiği konusu?

DEP’li Orhan Doğan yaka paça Meclis’ten çıkartılıyor..

Dikkatlerimizi Tansu Çiller’in DYP genel başkanı ve başbakan olduğu 1994 yılına çevirelim: DYP ile ortak hükümet kurmuş olan Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) oy tabanını genişletebilmek için Halkın Emek Partisi’nden (HEP) isimleri listelerinden aday göstermiş ve Meclis’e taşımıştı. HEP Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı (1993), Meclis’e girdikten sonra HEP’e geçmiş kadronun bunun üzerine oluşturduğu Demokrasi Partisi’ni (DEP) de kapattı Anayasa Mahkemesi (1994).

Tansu Çiller Meclis’te o kadronun dokunulmazlıklarını kaldırtarak kendilerine hapis yolunu açtı.

Tarih tekerrür ederken ben

Milletvekillerine dokunulmazlık -ister şiir ister düz yazı ve söz olarak, günümüzde ise sosyal medya yoluyla- görüşlerini serbestçe ifade edebilmeleri için tanınmış bir özgürlük alanıdır. Milletvekilleri Meclis çatısı altında da dile getirdikleri görüşlerden dolayı suçlanamazlar.

AK Parti’den önce sonradan AK Parti’de bulunanların içinde yer aldığı Refah Partisi kapatılırken Anayasa Mahkemesi kapatılmaya sebep oldukları gerekçesiyle bazı milletvekillerinin siyasi yasaklı olmasına da hükmetmişti.

Bendeniz bütün bu süreçlerde, hangi gazetede yazıyor idiysem, parti kapatmaların ve siyasi hayat içerisinde yer alan insanların dokunulmazlıklarını kaldırmanın, siyasileri cezaevleriyle tanıştırmanın yanlış olduğunu, parti ve şahıs ayırmaksızın, hem yazdım hem de sorulduğunda söyledim.

20 yıl önce artık o tür yazılar yazmak zorunda kalmayacağımı düşünmeye başlamıştım ki, 2008’de AK Parti’yi kapatma amacıyla dava açıldı, ondan 12 yıl sonra da aynı durum HDP’nin başına geliyor.

Girişte sorduğum soruya cevap olarak ne yazmıştım burada tekrarlayayım: “Ömer Faruk Gergerlioğlu hapse girse, HDP kapatılsa hiç şaşırmayacaklardan biri ben olacağım.”

Maalesef öyle.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —