Tarih: 15.08.2018 06:43
Papaz Andrew Brunson´un kulağına küpe
15. 08. 2018 Çarşamba
Evanjelist papazın biri Hindistan´daki Müslümanları Hıristiyan yapmak için iki yıl çalışmış, bir tane Müslüman´ı Hıristiyan yapamamış. Bu arada Amerika´nın en pahalı liselerinden birinde okuyan oğlu, uyuşturucu bağımlısı olmuş ve Amerikan tıbbı bu delikanlıyı uyuşturucudan kurtaramamış. Hanımı, dünyada en az uyuşturucu kullanan ülkeleri araştırırken halkı Müslüman ülkelerin en iyi durumda olduğunu görmüş ve bunlar arasından Türkiye´yi seçmiş. Adını Fatma koyduğum bu kadını rahmetli Ahmet Yivlik aracılığıyla tanıdım. Benim Çemberlitaş´taki Atikali Paşa Camii´nde Cuma namazı öncesi yaptığım tefsir sohbetlerine aralıksız 15 yıl devam eden Ahmet Yivlik bey, namaz sonrası, ?Bizim oraya gidelim, Amerikalı bir hanım Müslüman olmak istiyor, Kelime-i Şehadet´i senin anlatmanı istiyorum? dedi, gittik, anlattık, birlikte Şehadet getirdik ve Müslüman oldu.
Yanında oğlu da vardı. Ailecek dost olduk, gidip gelmeye başladık. Aradan dört yıl geçti Fatma Hanım, ?Pazar kahvaltısını ailenizle beraber bizim evde yapalım, oğlum Müslüman olacak? dedi. Gittik, Müslüman oldu, adını İbrahim koydum, aradan iki yıl geçti Amerika´daki arkadaşı gelmiş onun da Müslüman olmasına sebep olmuş, benim önümde, Fatma Hanım´ın evinde Kelime-i Şehadet´i getirdi. Ben bu Müslüman olma olaylarını daha önce anlatmıştım. Onun için kısa kesiyorum. Asıl anlatacağım, rahmetli Ahmet Bayazit´le beraber Ege ve Akdeniz´de hayırlı bir hizmet için yaptığımız seyahatte anlattıklarından birini nakletmek: Ahmet Bayazit, Türk sinema tarihinde yurt dışı film ödülünü 1977 yılında ?Çok Sesli Bir Ölüm? filmiyle Türkiye´ye kazandıran film yapımcısı ama kameranın ve fotoğraf makinesinin önünde olmayı hiç istememiş değerli bir yol arkadaşı ve az bulunan nesli tükenen dostlardan biriydi. Allah rahmet eylesin. O anlattı: ?Özal´ın başbakanlığı döneminde Afrika´ya gittik. Fakirliklerini anlatacak bir yazarımız yok, biz fotoğrafladık ama yayınlasak kimseyi inandıramayız. Böyle bir köye uğradık. Köyün ileri gelenleri Müslüman olduklarını ancak birkaç dakikalığına Hıristiyan olduklarını ve sonra Kelime-i Şehadet getirip geriye Müslüman olduklarını şöyle anlattılar: Hiçbir gelirimiz yok. Yiyeceğimiz kadarını topraktan alıyoruz. Ama kuraklık nedeniyle topraktan da bir şeyler çıkmayınca ölümle karşı karşıya kaldığımız bir anda bir kamyon buğday geldi köyümüze. Şoför mahallinde şoförün yanında oturan adam papazmış. Bize, ?Hıristiyan olursanız çuvalları buraya indireceğiz, olmazsanız yolumuza devam edeceğiz´ dedi. Biz de toplu halde İstavroz çıkardık. Onlar bize broşür bıraktılar ve gittiler. Hemen o broşürleri yaktık ve toplu halde Kelime-i Şehadetimizi getirdik? dedi. Andrew Brunson´un, bunun böyle olduğunu, hele hele hiçbir Kürt´ün Hıristiyan olmayacağını buraya gelmeden önce bilmesine, geldikten sonra da olmadığını görmesine rağmen çalışmaya devam etmesinin tek sebebi, İsa (Aleyhisselam) elbisesiyle casusluğun daha kolay olmasıdır.
Ramazan aylarından birinde, bu günlerde Bodrum´da oruç tutan sayısı yüzde 15, tutmayan sayısı yüzde 85, Şırnak´ta ise tutan sayısı yüzde 85, tutmayan sayısı yüzde 15?diye yazmıştım. Şırnak´ta görev yapan müftü ile bir sene sonra Diyarbakır imamlarına konuşma yapmak için gittiğimde görüştüğümde, ?Şırnak´ta tutan sayısı yüzde 95´in üzerindedir. Tutmayan olmaz ancak mazeret nedeniyle tutmayanlar da fidyesini verirler? demişti.
Papaz/casus denilen Andrew Brunson´un kulağına küpe olsun. O küpe de Müslüman olmasına sebep olsun.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —