Eğitim süreci tüm kesimleri her zaman ve mekânda etkileyen ve ilgilendiren birincil sorumluluk alanı olmuştur. Eğitim ile sadece devlet kurumları değil sivil kurumlar da önemli sorumluluklar almış ve pratikler ortaya koymuşlardır. Sivil Eğitimin, Türkiye ve dünyanın dönüşümünde önemli katkıları olmuştur ve olacaktır. STK´lar, cemaatler ve tarikatlar, sivil alanda gerçekleştirdikleri eğitim programları, faaliyetleri, etkinlikleri ile büyük bir toplumsal hizmete imza atmış bulunuyorlar.
Bu sayıda ?Sivil Eğitim? süreci içerisinde büyük fedakârlıklar ve çabalar ile eğitim çalışmalarını gerçekleştiren STK, cemaat, tarikat ve medreselerin eğitim eksenli çalışmalarını dosya olarak gündeme taşımak istedik. Bu oluşumların eğitim çalışmalarındaki pratiklerinin, ufkun, eleştirinin, tekliflerin ve tespitlerin her kesim için önemli bir paylaşım teşkil edeceğine inanıyoruz.
Tarikat ve cemaatlerin asli fonksiyonu olarak görülen bireyi, toplumu ve kamusal alanı hedefleyen eğitim çalışmalarının tartışılması elzemdir. Ne yazık ki bu konudaki tartışmalar genellikle tarikat ve cemaatleri mahkûm eden, yok sayan ve varlığını tehdit olarak gören zihinsel düzlem üzerinden yürümektedir. Bu ezberci ve sağlıksız söylemlerin son bulmasını ümit ediyoruz. Dışarıdan hâkim olan bu yanlış algıya karşılık içerinden de yeterli bir özeleştiri yapıldığı söylenemez. Tarikat, cemaat ve medreselerin eğitim çalışmaları, programları, yöntemleri ve müfredatları sağlıklı bir algı ile üzerinde konuşulmamaktadır. Cemaat, tarikat ve medreseler; bireysel, toplumsal ve kamusal değişimi ve ihtiyacı göz önüne alarak gelenek içinde tevarüs eden eğitim çalışmalarını ne yazık ki tartışmamaktadır.
Müslümanların "Sivil Eğitim" tecrübesi ve birikimi Türkiye ve dünyanın değişimi için hayati önem arz etmektedir. Bu alandaki çalışmaların verimliği ve sürekliliği Müslümanların bireysel ve toplumsal değişimi için zorunludur. Bu dosyanın meseleyi sağlıklı zeminde tartışılmasına vesile olmasını diliyoruz.
Dosyamızın ?efradını cami, ağyarını mani´ cinsinden kapsamlı olmasını isterdik. Fakat kimi çevrelere ulaşamayışımız, kimi çevrelerinde ?soruşturma´ sorularımıza cevap vermekten özenle imtina etmeleri nedeniyle asıl hedeflediğimiz sonuca ulaşabilmiş sayılmayız bu sayımızda? Doğrusunu söylemek gerekirse ?soruşturmalar´ tam da anlattığım nedenlerden dolayı dört dörtlük olmasa da, ?dosya makalelerinin´ bu açığımızı kapattığına inanıyoruz.
Özgün İrade 96 sayfalık hacmiyle her zaman olduğu gibi yine cıvıl cıvıl? Okuma aşkı olan her seviyeden insanımızın sayfalarımızda okuyabileceği yazılara yer veriyoruz ve bunu önemsiyoruz da. Bu yönüyle de dergimize ?özgün´ diyebiliriz.
Bakalım bir sonraki sayıda karşınıza hangi önemli ve özgün bir konuyla çıkacağız. Her sayımız taptaze bir nimet gibi bahşedilmiş? Dergi de nimet, devlet de? Kıymetini bilmez, hakkını vermezsek kuş misali elimizden uçar gider? Bakakalırız...