Özenle "Kanaat Önderi " İmalatı Yapılır

İnsanın başı sıkışmaya. Hani derler ya denize düşen yılana sarılır. Yılana insan nasıl sarılırı anlayabilmek için denize düşmeye gerek yok...

Özenle

Hasan Dündar Yazdı;

İnsanın başı sıkışmaya. Hani derler ya denize düşen yılana sarılır. Yılana insan nasıl sarılırı anlayabilmek için denize düşmeye gerek yok. Günlük hayatta da o kadar deniz var ki sarıldıklarımızın tür olarak yılan ile bir benzerliği olmasa da yılanca davranışlar hepimizi üzebilmektedir. Denizlerde yılanlar belki türü en az olan canlılardır. Gerçek hayatın denizlerinde de böyledir. Ne iyi adam… Ne iyi genç… Bu zamanda bu kadar iyi…iyilik… sözlerini hepimiz söylediğimiz zamanlarla birlikte başkalarında da sıkça duyarız. İşte bu hayat denizlerinde yılanların dışında karşımıza çıkan ve bize çözüm üreterek yol gösteren, yardım eden, kol kanat geren, borç veren, arabasına alan, hastaneye yetiştiren, barıştıran, arabuluculuk yapan, kısacası hayat denizinde boğulmamızı engelleyenin adıdır kanaat önderi. Yani “Kanaat Önderi” fertlerin ve toplumların anlama ve kavrama farklılıklarından dolayı, bir gruba veya bir topluluğa problemi anlatan ve çözüme kavuşturan kişi demektir. Kanaat önderlerinin önderine de belki lider demeliyiz. Veya liderler kanaat önderlerinin önderleri mi olmalıdırlar. Komünist ya da faşist liderlerin yanında danışıp konuştukları adamları olmakla birlikte tarihteki birçok kral ya da imparatorun da şurası ya da akıldaneler topluluklarından bahsedilir.

Çözüm sürecinde “Akil adamlar” kavramı ile oluşturulmaya çalışılan anlayışta;  Kanat önderliği sistemini çalıştırmaktı herhalde. Fakat gazete haberlerinde “Akil adamlar” heyeti “kanat önderleriyle” görüştü başlıkları akil adamları tabirinin kanaat önderinin karşılığı olmadığı gerçeğini yansıtmıştır. İletişim biliminde sıkça kullanılan bir tabir. Siyasal gündemimize oturan Akil adamlar gibi Kanaat önderleri de sorunun çözümünde bir nevi arabuluculuk yapıp taraflar arasındaki ana sorunları başlıklar halinde çözmeye çalışanlar demektir..           

Kanaat önderinin belirlenen  ölçütü nedir bilinmez yada duruma, zamana, zemine ve topluma göre değişebilir. Ama en öz tanımla akil adam  'aklı başında adam' demektir. Fakat akil adamında bir yandan  kamuoyunda halkın güvenini kazanmış yani bir bakımdan Kanaat önderliği misyonunu üstlenecek kişiler olması gerekiyor.          

Günümüzde ise liberal demokrasinin bir öngörüsü, kıskacı, zorlaması, geleneği, işleyiş şekli yada ferdin kamusala müdahalesinin olmazsa olmaz koşulu olarak STK lar oluşmuştur. Burada sivillik, sivil toplum yada Silahsız Türk Kuvvetleri denilen dernek yada vakıf gibi oluşumların boyutunu tartışmak niyetinde değilim.Yani mevcutta STK’ların varlığını kabulüyle devam edersek, her STK başkanı, başkan yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri birer kanaat önderidir. Yani anlayacağınız toplumda kanaat önderi olmak isteyenler de birer vakıf yada derneğe girmeli en kısa yoldan yönetime ve oradan başkan yardımcısı ve başkan olmalıdırlar. Olamadılarsa hemen kollar sıvanmalı yeni bir dernek pardon STK kurulup yeniden mücadele verilerek “kanaat önderi” olmak için yönetim kurulu, başkan yardımcısı ve başkan olunmalıdır. Aksi taktirde birliklere, federasyonlara, platFormlara giremezler, giremezsiniz, hatta oralara çağrılmazsınız dolayısı ile adamdan da sayılmazsınız. Memleket meselelerinde ve memleketi ilgilendiren işlerde hep bu STK başkanları konuşurlar, karar verirler ve sözleri dinlenir. Alaylı isen , işin göbeğinde bir ömür çürütsen de, kendini vakıf etmişsen bile, o etiketin yoksa geçmiş olsun. Sen kim? kanaat önderi kim?… Konuşsan bile sözün kaç para eder… 

Bu noktada haksızlık etmeyelim bu STK başkanlarının “kanaat önderi” haberlerini yapmak için medya patronları özel bir cımbızlama ile kanaat önderi yapılabilir. Hatta bazı yazar çizerlerde bu babtan kanaat önderi listesine dahildir. Diğer bir kanaat önderi grubu da para babalarıdır ya da parası olanlardır. Paran oldu mu her yerde borun öter derler ya, işte öyle bir şey. Paran varsa kimse nereden kazandığına pek bakmaz. Sen artık en doğru sözü söyleyensin, geçmişin tertemiz ve sözü en çok dinlenen olursun. Veya o ayağa yatarlar seni söğüşleyene kadar. Sen de toplantı sonrası davan, hareketin ya da hayır için sevap işlemiş olarak muzaffer komutan olarak dönersin aile ocağına. Başına bir iş gelirse de davana girecek bir avukat bile bulamazsın günümüz mücahitlerinden. Seni ziyarete de ancak aynı soyadı taşıyan ailen ve aile bireyleri gelebilir.             

Haksızlık etmeyelim, tamam ''Hem siyasiler, hem kanaat önderleri hem sivil toplum kuruluşları hem medya hem de yazarlar akil adam ya da kanaat önderi olarak davranmak zorundadır. Fakat ne kanaat önderi ne de akil adam aklını siyasi otoriteye, bir gruba, bir etnik kökene, bir mezhebe, bir ideolojiye hatta bir dine kiraya veren adam değildir. Kanaat önderinin siyasi partisi, bir grubu ya da tarafı, etnik kökeni, mezhebi, ideolojisi ve dini olabilir. Fakat herkesin her kesimin fikrine, sözüne,kararına itibar edeceği, söylediğini içine sindirebileceği ve uyabileceği insanlar olmalıdırlar. Akil adam vatandaşın kanaat önderi, akil adam vatandaşın gidip danıştığı adam demektir. Kanaat önderinin bir ağırlığının(Homo Şişko değil) olması lazım. Eğer bir ağırlığı yoksa önüne gelen, hemen durumdan vazife çıkarmak suretiyle ‘Ben bir akil adamım’ derse olmaz. Onun bir kıymeti harbiyesi olmaz. Katkı verebilecek, söz söyleyebilecek, örnek teşkil edecek temsil kabiliyeti yüksek, kanaat önderliği yapabilecek çok sayıda isim belirlenebilir. Fakat bunlar havada kuş gibi uçuşurlarsa bunlar ancak pır pır eden kanatlı önderleri olabilirler.         

Soğuk savaş döneminin bir aleti ya da şimdilerde de NATO, AB ve türevi politikalarda son derece uyumlu organik aydıncıkların iyi bir reklam kampanyasıyla; STK başkanları, başkan yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri olarak Kanaat önderinin, zihinsel yeteneklerinin halktan ve temsilcilerden daha üstün olduğu ön kabulüyle başlatılan bir süreçle STK’laşma  furyası aldı başını gidiyor. Çünkü uzlaşı gerekiyor ve bu uzlaşı ancak sorunların çözümünde başka bir ulu güç ilüzyonu yaratılarak çözülebilir. İlüzyon diyorum çünkü son dönemlerin oluşturulan kanaat önderi adacıklarına, topluluklarına, federasyonlarına, platFormlarına bir bakınız. Cılızda olsa aykırı bir ses göremeyecek ve duyamayacaksınız. Ayrıca duruma göre, alınacak karara göre, tarafa göre, etnik kökene göre, mezhebe göre, ideolojiye göre de kanaat önderleri imalatı yapılmaya başlandı ve hızla devam etmektedir.             

Özenle imalatı yapılan “kanaat önderleri” ile kararlar alınmakta, sözler ve duyurular yayınlanmakta, imzalar atılmakta, nutuklar ve söylevler irad edildiği halde değişen bir şey olmamaktadır. Nasrettin hoca deyimi ile “ye kürküm ye” ifadesi ile yılların çilesi ile iki büklüm olmuş insanımızın alnında yılların düşünce izleri birer birer artmakta ve kalınlaşmakta iken etiketliler, paralılar, vesayetçiler hala hükümlerini sürdürürken özenle imalatını yaptıkları kanaat önderleri de onların Kur’anî tabirle “bahçelerinin” günümüz tabiri ile de “seralarının” bahçıvanlıklarını yapmaktadırlar…      

Kalın sağlıcakla… Vesselam…

 

Kaynak: Hikmet Akademisi