Tohum Otizm Vakfı´nca, 7 coğrafi bölgede, 15 ilde bin 235 kişi ile yüz yüze görüşülerek yaptırılan "Türkiye´deki bireylerin otizm algısı ve bilgi düzeyi" araştırmasıyla ülkenin otizm farkındalık karnesi yenilendi.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, her 68 çocuktan birisi otizm riski ile doğuyor, her 20 dakikada bir çocuk otizm tanısı alıyor ancak Türkiye´de hala otizmin ne olduğu, belirtileri ve tedavisi tam anlamıyla bilinmiyor. Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel bozukluk olan otizm, çocuğun çevresiyle yeterli sosyal ilişkiler kuramaması, dil-iletişim alanında belirgin gelişimsel sorunlar göstermesi ve takıntılı davranış biçimlerine sahip olması ile tanımlanıyor.
Türkiye´de yaklaşık bir milyon 142 bin 586 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen 4 milyon 568 bin aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor. Görülme sıklığı bu kadar yüksek olmasına rağmen yapılan araştırmalar otizm farkındalığının ve bilinirliğinin oldukça düşük olduğunu ortaya koymakta.
Yüzde 82 belirtileri bilmiyor
Tohum Otizm Vakfı, araştırma şirketi GfK Türkiye´nin desteğiyle 2015´te ilkini gerçekleştirdiği araştırmayı bu yıl da yaptı.
İlk araştırmada katılımcıların yüzde 29´u otizmi duyduğunu belirtirken, ikinci araştırmada bu oran yüzde 58´e yükseldi. Ancak otizmi duyduğu belirtenlerin yüzde 82´si otizmin belirtilerini bilmiyor.
Otizmin belirtileri en erken yaşamın ilk altıncı ayında fark edilebiliyor. Otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi duymamak, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor.
Ailelerin çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir psikiyatriste başvurmaları gerekiyor. Bilinen tek çare, erken tanı ile yoğun özel eğitim.