Tarih: 10.08.2019 17:26

Osmanlı devrindeki İstanbul depremlerinin kısa tarihçesi

Facebook Twitter Linked-in

Emre Gül´ün Dünya Bülteni için kaleme aldığı "konu ile ilgili" makalesi...

İkinci derece deprem bölgesinde yer alan ve Kuzey Anadolu fay hattının çok yakınında bulunan ?İstanbul?, tarih boyunca şiddetli depremler geçirdi. Bu depremlerde birçok yapı ve bina yerle bir olurken, binlerce insan da yaşamını yitirdi. ?Osmanlı İmparatorluğu? döneminde büyük yıkıma ve can kaybına sebep olan ilk deprem, 1489 tarihliydi. Bunu ise 14 Eylül 1510 yılında ?Kıyamet-i suğra?, ?Küçük kıyamet? olarak adlandırılan deprem takip etti. Sultan II. Bayezid´in saltanatı zamanında yaşanan bu afet, kaynakların ittifakıyla gece yarısı meydana geldi. 4000-5000 kişinin öldüğü deprem, imparatorluk başkentini adeta harabeye çevirdi. Başta Topkapı Sarayı olmak üzere İstanbul´daki birçok cami, medrese, mektep, hastane, imaret, çarşı ve su bendi hasar gördü. Sarsıntılar, kaynaklarda geçtiğine göre bir tsunamiye de yol açtı ve deniz suları kabarıp İstanbul ve Galata surlarından aşarak mahalleleri sular altında bıraktı. 109 camii ve mescid, 1070 ila 1300 ev ile birlikte surları dahi yıkan ve Çorum´dan Edirne-Dimetoka´ya kadar hissedilen deprem, halk arasında büyük korku ve paniğe neden oldu. Başkent halkı, Sultan II. Bayezid de dâhil olmak üzere bahçeler ve açık yerlerde kurulan çadır ve çatma odalarda oturdu. Şehrin durumundan rahatsız olarak Edirne ve Dimetoka´ya giden padişah, benzer bir manzarayla orada da karşılaşınca hızlı bir imar faaliyetine girişildi. Başkent, 2 ay gibi kısa bir sürede Osmanlı mimarisine uygun şekilde ağırlıklı olarak ahşap binaların yapımıyla yeniden inşa edildi. Aralıklı şekilde 30 veya 45 gün süren depremler, bir rivayete göre İstanbul´un çeşitli semtlerinde 400 kuyu kazıldıktan sonra kesilmişti. 

1557, 1690, 1766 depremlerini atlatan İstanbul, Osmanlı dönemindeki diğer önemli ölçekteki bir felaketi de1690 yılında yaşadı. Akşam güneş battıktan sonra meydana gelen deprem, Fatih Camii kubbesinde hasara yol açarken, minaresini, Topkapı surlarını ve çok sayıda evi yıktı. Artçıları birkaç gün devam eden, 24-25 Mayıs 1719´da zevali saat 12.30´da başlayıp üç dakika süren depremse özellikle İzmit Körfezi civarında etkili olmakla birlikte payitahtın surlarında hasara neden oldu. Sultan III. Ahmed devrinde meydana gelen bu deprem, iki üç-gün süren hafif sarsıntılarla devam etti. Şehir, ise ?Lale Devri? ile ismi özdeşleşen ?Nevşehirli Damad İbrahim Paşa? tarafından bir kez daha surlarıyla birlikte onarımdan geçirildi.

İstanbul, tarihindeki en şiddetli depremlerden birini de 22 Mayıs 1766 yılında yaşadı. Güneş doğduktan yarım saat sonra başlayan bu deprem, yaklaşık iki dakika sürdü ve şehirde büyük bir yıkım ve can kaybına yol açtı. Ahşap ve kargir yapılarla birlikte Fatih Camii, Atik Ali Paşa Camii, Kariye Camii, Eyüp Sultan Camii gibi birçok camii ya hasar gördü veyahut yıkıldı. İstanbul´a su sağlayan şebekenin de zarara uğradığı sarsıntılar aylarca devam etti. İstanbul halkı, bir kez daha büyük bir korku ile çadırlarda yaşamaya başlarken, Sultan III. Mustafa şehri terk etti. Afet sonucunda tahminlere göre: 22 bin keselik (11 milyon kuruş) maddi hasar meydana geldi. Şehrin yeniden imarına, özellikle de III. Mustafa´nın nakdi yardımlarıyla başlanarak depremde hasar gören Baruthane, Topkapı Sarayı, Yeniçeri odalarında tamirat yapıldı. Fatih Camii ise yeniden inşa edildi.

1790, 1802, 1804, 1837, 1841 depremlerinin ardından Osmanlı dönemindeki son şiddetli deprem ise 10 Temmuz 1894 yılında, Sultan II. Abdülhamid´in saltanatı zamanında meydana geldi. ?Merkez üssü Yeşilköy´den 8 kilometre uzaklıkta ve güneydoğu Marmara Denizi´nde olduğu tespit edilen güneyden kuzeye doğru üç sarsıntı şeklinde hissedilen bu deprem?, ?Tercüman-ı Hakikat Gazetesi´nin 11 Temmuz 1894 tarihli nüshasında yer alan bilgiye göre bir dakika kadar sürdü. Ezani saat 4.45´te zevali saat 12.27´de başlayan ve önemli oranda yıkım, hasar ve ölüme yol açan deprem, başkent dışında Marmara Denizi, Karamürsel, Adapazarı, Yanya, Bükreş, Girit, Yunanistan, Konya ve Anadolu´nun büyük bir bölümünde de hissedildi. Özellikle Adalar ve yakın çevresi büyük hasar gördü.

Birçok resmi ve sivil bina ile birlikte Kapalıçarşı, Bitpazarı, Yağlıkçılar, Çadırcılar, Mercan Çarşı tarafları, camiler, minareler, medreseler, mektepler karakollar, rıhtımlar, hanlar, dükkânlar, evler yıkıldı. Bina ve evlerden çıkamayan yüzlerce kişi enkaz altında can verdi. Hatta sokakta yürürken üzerlerine yıkılan duvarların altında can verenler de oldu. Yaralananlar ise hemen hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Fatih, Beşiktaş, Ortaköy, Sultan Ahmet, Aksaray, Edirnekapı, Topkapı, Balat, Bakırköy, Silivrikapı zarar gören başlıca semtlerdi. Bazı binalar risk nedeniyle hükümet tarafından yıktırıldı. Duruma derhal müdahale eden Sultan II. Abdülhamid, ?Şehremaneti?, ?Sıhhiye? ve ?Zaptiye Nezareti?ni harekete geçirerek yaralıların hemen tedavisini, ihtiyacı olanlara yardım edilmesini, çadırlar kurulmasını emretti ve ayrıca fırınlardan bol miktarda ekmek dağıttırdı.

Depremzedeler yararına açtırdığı bağış (hesabına) defterine önemli miktarı kendisinden olmak üzere 6 aya yakın bir sürede 82, 874 Osmanlı altını civarında para toplandı. Sultan II. Abdülhamid, bununla da yetinmeyerek Atina Rasathanesi Müdürü Eserinisti (D.Eginitis) ile İstanbul Rasathanesi Müdürü Kumbari (Coumbary)´ye deprem hakkında bilimsel bir araştırma raporu hazırlatarak bilgi almıştı.

Kaynaklar: Hamiyet Sezer, ?1894 İstanbul Depremi Hakkında Bir Rapor Üzerine İnceleme? Ankara Ü.D.T.C.F. Tarih Araştırmaları Dergisi 1996, c. XXVII/29, Ankara, 1997. İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul, 2011.

Kaynak: dünyabülten,.Net




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —