Tarih: 28.05.2022 12:55

Osman Kavala, Soros'la ilişkisini anlattı

Facebook Twitter Linked-in

Osman Kavala’ya George Soros’la ilişkileri de soruldu.

Verdiği cevaplarda savunmacı bir pozisyon takınan Kavala, Soros’la ilgili iddiaları aklamaya çalıştı.

Soros’la bağlantılı Açık Toplum Vakıf’nın kurucularından Can Paker, geçtiğimiz yıl yaptığı bir röportajda, “Açık Toplum'u ben, İshak Alaton ve Altınay kurduk. Soros'un vakfının 10 yıl başkanlığını yaptım. 2010'dan sonra koptuk. Çünkü Soros  Türkiye'ye, daha doğrusu  Ak Parti’ye muhalefet etmemizi istedi.” İfadelerini dile getirmişti.

Kavala’nın aksi bir tutum takınması dikkatlerden kaçmadı.

Osman Kavala’nın ilgili açıklamaları şu şekilde:

"Sorosçuluk"un Türkiye'de esrarengiz bir konuya dönüşmüş olmasında Soros'un ülke aleyhine gizli ve yıkıcı faaliyetler gösterdiğine dair iktidar çevrelerinden gelen iddiaların önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Soros'un Yahudi olması da gizli ve sinsi planlar yürüttüğüne dair söylemlere çekicilik unsuru kazandırıyor. Casuslukla suçlandığım ikinci iddianamede Soros'a bağlı kuruluşların, evrensel kültürü yayarak milli kültürleri yozlaştırdığı ve böylece dünya üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştıkları iddia edilmiş. Bu, malum, Yahudilerle ilgili antisemitist komplo teorilerini akla getiriyor.

Ülkemizde Soros'la bağlantılı olan tek kuruluş Açık Toplum Vakfı'ydı. Avrupa Birliği'nin demokratikleşme programlarıyla tamamen örtüşen konularda sivil toplum projelerine destek sağlıyordu. Hangi projelere ne kadar destek sağlamış olduğunu da web sitesinde, yayınlarında kamuya açıklıyordu. Ülkemizde Soros'un bilinenlerin dışında gizli faaliyetler yürütmüş olduğu iddiası ideolojik bakış açısını yansıtan bir komplo teorisi ürünü.

Sizin George Soros ve onunla bağlantılı kuruluşlarla ilişkiniz tam olarak nasıldı?

Ülkemizde Açık Toplum Vakfı kurulmadan önce Soros kaynaklı fonlardan sivil toplum kuruluşlarına destek, bir irtibat ofisi aracılığıyla gerçekleştiriliyordu. Beni de projeleri değerlendiren danışma kuruluna davet etmişlerdi. Sonra, destek faaliyetlerinin daha kurumsal ve şeffaf bir niteliğe kavuşması için Türk yasalarına göre bir vakıf kurulmasına karar verildi. Ben de kurucular arasında yer aldım ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Hiçbir zaman diğer yönetim kurulu üyelerinden farklı bir konumum, yetkim olmadı.

Sizce George Soros'la bağlantılı bir kuruluş tarafından maddi kaynak verilen bir kuruluşun veya projenin siyasi olarak tamamen bağımsız olması mümkün mü?

Vakıftan destek almak için yollanan projeleri, konularına hakim, saygınlığı olan yurttaşlarımızdan oluşan danışma kurulu inceler, olumlu bulduklarını Yönetim Kurulu'nun onayına sunar. Ben siyasi saiklerle herhangi bir projeye müdahale edildiğini ya da projenin reddedilmiş olduğunu hatırlamıyorum. Ancak, siyasi girişim olarak anlam taşıyan projeleri gerçekleştirenler, siyasi tavrı yansıtan faaliyetler yürütenler, zaten destek için Açık Toplum Vakfı'na başvurmazlar. Böyle durumlarda Açık Toplum'dan fon desteği almanın uygun olmadığı, damgalanmaya neden olacağı açıktır. Doğrusu ben de, katıldığım siyasi nitelikli girişimler için Açık Toplum Vakfı fonlarından yararlanmayı hiç düşünmedim. Türkiye bir Ukrayna ya da Gürcistan değil, uzun yıllara dayanan demokratik muhalefet geleneğine, güçlü siyasi dinamikleri sahip bir ülke. Sivil toplum alanında yürütülen projelerin siyasi dengeleri etkilemesi söz konusu değil.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde iktidar çevrelerinin, hem George Soros hem de onunla ilişkili kuruluşlarla bir dönem ilişki kurduklarını görüyoruz. Bu ilişkiye dair gözlemleriniz nelerdir? Bu nasıl bir ilişkiydi? Ve sizce ne zaman ve neden iktidar çevreleri George Soros ve çalışmaları karşısında eleştirel bir konuma geçti?

Soros'la ilgili iktidara yakın bazı yayın organlarında olumsuz, suçlayıcı yayınlar oluyordu, ancak George Soros ülkemizi ziyaret ettiğinde hükümet yetkilileri ile de görüşürdü. En son 2015'te böyle bir görüşmenin olduğunu biliyorum. Soros'un hükümet aleyhine faaliyet gösterdiği, hükümeti devirmek için Gezi kalkışmasını planladığı, finanse ettiği şeklindeki uçuk komplo teorisi gerçekten çok çarpıcı bir gerçeklik sonrası dönemi ürünü. Sanırım, hükümeti devirmek için dış güçlerin saldırılarda bulunduğu söylemine somut bir dayanak bulunamadığından Soros etrafındaki gizlilik algısı kullanılarak bir dış düşman yaratılıyor ve Sorosçuluk, suç sayılmayan faaliyetleri kriminalize etmek için muğlak bir suçlama olarak kullanılıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —