Sait ALİOĞLU
07. 08. 2018 Salı
?İnnalillahi ve innaileyhîraciun!´
1965 yılında Erzurum´un Narman ilçesi Sütpınar köyünde doğan Orhan Tutar´la tanışıklığımız, yaklaşık yirmi beş küsur seneye dayanmaktaydı.
Ben, o yıllarda Cağaloğlu´unda faaliyet gösteren ve döneminin en büyük kitap dağıtım şirketlerinden sayılan Birleşik Dağıtım´da çalışırken, rahmetli Orhan kardeşimin, yine bir arkadaşıyla Cağaloğlu Çatalçeşme sokak´ta bulunan Üretmen Han´ın girişinde çalıştırdıkları dönerci dükkânının hemen her gün müdavimi idim?
Biliyorsunuz, ?insan ne yiyorsa, odur´ esprisine uygunluk içerisinde, bir Müslüman olarak yediğimize, içtiğimize dikkat etmeli, helal kazanmalı, helallinden harcamalı ve helal gıda tüketmeliydik. Hem, en uygun fiyatından harcamalı, hem doymalıydık ve hem de israf da etmemeliydik. Yoksa bunu hesabını Rabbimize nasıl verirdik oysa?
Rahmetlik Orhan daha sonra ?belki o zamanda ilgileniyor olabilirdi- tekstil işine girmiş ve kendi işini kurmuştu. Sanırım vefat ettiği güne kadar -5 Ağustos 2018 Pazar- bu işle iştigal etti.
İşte, kaderin cilvesine bakınız ki, Çad´da su kuyusu açmak için çalışma yapan Orhan kardeşimiz, İnceada´da serinlemek ve yüzmek için girdiği denizde boğulma suretiyle Rahmet-i Rahman´a kavuşmuştu. Yani dünya sırasını savmış, aramızdan ayrılmıştı.
Doksanlı yılların başlarındaki tanışıklığımız, daha çok dönerci dükkânına uğramamla sınırlı idi. Yine de zaman kısa da olsa selamlaşır, hal hatır sorar ve halleşirdik; genel ahval içre?
Onunla iki binlerin ortalarından sonra, çeşitli ders gruplarında bulunmuşluğumuz ve hasetsen de Fatih´te halen faaliyetini sürdüren İslamcı bir dernekte karşılaşmamız, aramızdaki ilişkiyi daha da pekiştirip kalıcı kılmıştı.
Tevhid ehli idi. Temel referansı öncelikle Kur´an´dı. Daha sonra ise tabii ki sahih Sünnet ve bugüne kadar sapasağlam gelmiş bulunan ve imbikten süzülerek belirginleşen ilmi düşünce ve yine günümüz şartlarında oluşup Kur´an´a ters düşmeyen ?çağdaş´ bilgiler bütünlüğü idi?
Lafı eğip bükmez ve muhatabının da durumunu dikkate alarak söylem geliştirir ve onları aynı minval üzere eyleme dökmeye çalışırdı. Bu da çoğu kez devrin yöneticilerini rahatsız ederdi. İşte bundan dolayı, o birkaç kez cezaevinde kalmıştı. Egemenlerin diliyle söylersek, o eline silah alıp ?terörist´ olmamıştı, ama net ve yalın düşüncelerinden dolayı birkaç kez cezalandırılmıştı. O da onun ahirette mükâfatı olurdu inşallah?
Bayağıdır görüşemiyorduk onunla. Onunla ilgili olarak geçen gün -6 Ağustos 2018 Pazartesi- onunla birlikte benimde ?üyesi´ ve gönüllüsü olduğum Mazlumder´den Orhan Tutar´ın vefat ettiği konusunda bir e-posta aldım. Her vefat haberinin akabinde olduğu üzere ?içten´ bir İnnalillahi ve innaileyhîraciun! çekmiştim. Ama onun vefat ettiğine bir türlü inanamadım. Cağaloğlu´nda yıllardır tanıdığım bir kardeşime, dostuma, dava arkadaşıma telefon açtım. Durumu sordum. ?Haberim yok, ama bir araştırayım´ dedi ve yaklaşık bir saat sonra Orhan´ın vefat ettiğini teyit etmiş oldum.
Daha sonra Orhan´ın bir yakın akrabası olan bir kardeşimi de aradım. Lakin ona ulaşamadım, anladım ki cenaze ve taziye işi ile ilgileniyorlardı! Onunla da daha sonra görüşüp taziyetlerimizi o kardeşimizin şahsında, Orhan kardeşin ailesine sunmuş olacak ve acılarını paylaşacak, dertlerine ortak olacak ve yanlarında bulunmaya gayret gösterecektik!
Orhan Tutar hayatına dönercilik ve tekstilcilikle birlikte birde davetçiliği ve yazarlığı sığdırmaya çalışmıştı. Onun kendi ve çoluk çocuğunun rızkı için yaptığı işlerin yanında bir Müslümana yakışır biçimde hareket etmeye çalışması, insanları gerek sözlü ve gerekse de yazılı ?video vb.- medya aracılığıyla uyarmaya ve ulaşmaya çalışması, onun bize ikram ettiği dönerden daha az değerli değildi bir defa?
O bu arada bir iki kitaba da imza atmıştı. Bunlar; a) Cihad Nedir, b) Kur´an´la Uyarmak.
Ne diyelim; O´ndan geldik, yine O´na dönecektik. Dönüş O´na idi?
Rabbim Orhan kardeşime rahmetiyle muamele etsin. Ailesine ve yakın akraba-i taallukatına sabr-ı cemil niyaz eder, onun kardeşlerine gösterdiği Müslümanca davranışının bizlerin şahsında devam etmesini umar, ona ve bize dar-ı bekada iyilikler ve güzellikler dileriz?
Dünya bir imtihan yeriydi. Herkes bir şekilde imtihanını verecek, ya kazanı olacaktı,ya da kaybedeni?.
İnşaallah kazananı olurduk bu dünya imtihanının...
?Sen ki bir çınar gibiydin ey Orhan, ey Orhan
Müslüman doğdun, yaşarken de Müslüman
Ve Vefat ederken de Müslüman??
Rabbimizin sonsuz rahmetiyle?
Haber Duruş
