Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Oradan Başlamalı

Alabildiğine köktenci bir perspektif ihtiyaç vardır: İşçiliği, efendilik kibirlerini deveran ettiren fabrika ve sermaye düzenini sorgulayacak bir perspektife…

Oradan Başlamalı

Ahmet Örs yazdı;

Toprağından, üretimden kopartılan ve kentlere tıkılıp ucuz iş gücü olarak istihdam edilen ve sadece tüketiciliğe koşullanan halkımız derin bir yoksulluk ve çaresizlik batağına itilmiş bir hâlde.

Döviz kurlarındaki amansız yükseliş beraberinde bütün fiyat politikalarını alt üst etmiş durumda. Öğrenciler barınamıyor, aileler başlarını sokacak bir çatı bulamıyor. Kiralar katlandı; gelirler, giderleri karşılamaktan her geçen gün daha da uzağa düşüyor. Pek yakında iflaslar yaygınlaşacak, insanlar borçlarını çeviremeyecek, yeni toplumsal krizler hayatı herkes için bir kez daha cehenneme çevirecek.

Sıralanan bütün bu tespitler ülke insanının, farklı kuşakların habersiz olduğu gerçekler değildir, sıradandır. Yaşanagelen bunca kepazelik karşısında nasıl bir çıkışa tutunulacağı önemliydi, şimdi bu önemin derecesi muhakkak daha bir artmış ve anlaşılmış olmalıdır: Yeryüzünü, ülkeleri, halkları dâimî eziyet hâline mahkûm eden bu döngüden nasıl çıkılacak?

“Hakça üretimle bölüşüm”, ardından da “adil paylaşım” düstûru yol haritamızın en başına tutturulmalıdır. “Hakça üretim ve bölüşüm”de gönderme yapılan yer bellidir. Hakça üretimin parametreleri de çok boyutludur elbette. Helal dairesini referans olarak buralara taşımamız gerekiyor. ‘Helal’in sadece alın teri olmadığı, Rabbimizin razı olacağı bir çerçevenin her bir aşamada gözetileceği üretimlerin kast edildiği anlaşılmalıdır. Helal için her türlü sömürü ve ifsattan uzak durmaya gayret eden bir üretim anlayışını ikame etmek gerekiyor.

“Hakça üretim”den sonra yine “hakça bölüşüm ve adil paylaşım” zorunludur. Bunun gerçekleşebilmesi için sırtlanlık sûretinde tecessüm eden ve bütün egemenler, efendiler nezdinde boy gösteren ihtirasların bertaraf edilmesi, heva ve heveslerden arınan bir öz benlikle yol yürünmesi tek seçeneğimiz olmalıdır. İnfak, öz benlikleri arındıran ilahi bir muştu olarak algılanmalıdır, ödev olmanın beraberinde getirdiği dayanılmaz bir yük şeklinde değil. İşte ancak o muştu mutlak manada bir “hakça bölüşümü, adil paylaşımı” tesis edecektir.

“İnfak”ı dilenciye verilen sadaka olarak algılayan geniş kesimlere ya da art niyetli kişilere izah etmek gerekiyor. Devletlerin tanrısal edalarla yaptığı dayatmayı/(sözde)dağıtımı reddeden bir tutumdan bahsediyoruz. Bu tutum insanlığı ve hatta bütün canlı âlemini başka bir seviyeye taşıyacaktır. Bambaşka bir rûha aşina kılacaktır herkesi. Ekonomiden istişârî alanlara değin geniş bir çeperde bambaşka bir siyasallığı inşa edecektir.

Şimdilerde, derinleşip yaygınlaşan bu yoksulluğun ortasında asgari ücret görüşmeleri yapılıyor. “Şu rakam olsun, bu şartlar yerine gelsin” gibi birtakım temelsiz ve ilkeselliklerden yoksun teklifler yapılıyor, bunlarla bağlantılı müzakereler yürütülüyor. Oysaki alabildiğine köktenci bir perspektif ihtiyacı vardır: İşçiliği, efendilik kibirlerini deveran ettiren fabrika ve sermaye düzenini sorgulayacak bir perspektife… Oradan başlamalı, dünyayı yeniden kurmalı ya da kurulu olanı dağıtıp başka kurulum seçeneklerinin önünü açmalı. Asgari ücret meselesi etrafında yapılan eylem ya da açıklamalarda bu ilkesellik gözetilmezse havanda su dövülmüş olacaktır sadece, düzeni pekiştiren adımlar atılacak, yine mazlum-mustazaf kitleler kaybedecektir.

Bütün kölelik ve yoksulluklar, işçilik hâlleri ya da işsizlikler, hakkaniyetsiz üretim ve bölüşüm süreçleri hep bir şeyleri işaret eder: Zalim, müfsit düzenlerin karakterlerini! Bu meseleleri, insanları bu fotoğrafa ulaştırmak için dillendirmek icap eder. Aksi tavırlar, ezen-ezilen münasebetlerini tahkim etmekten öteye geçmeyecek, kula kulluk düzenini akîdeleştirmekten başka bir sonuç vermeyecektir.

Hâlbuki insanı, tabiatı çürüten, yozlaştıran bütün şirk ve zulüm düzenlerine karşı kendisine yönelinecek tek bir otorite vardır ve ancak o otoritenin Kur’an’la işaret ettiği yol yürünülürse yeryüzü bu ifsat düzeninden kurtulabilir. Yazının girişinde bahsedilen yeryüzü cehennemi yerine “Dâr’us-Selam” olur, yani bir barış ve esenlik yurdu; bütün insanlık, börtü böcek ve baştan başa tüm yeryüzü için.

 

Kaynak:Yeni Pencere



Anahtar Kelimeler: Oradan Başlamalı

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER