Bu ay zaferler ayı… 1071 Malazgirt’ten 30 Ağustos’a 1922’ye uzanan bir tarih zinciri.
30 Ağustos Millî Mücadele’nin nihaî zaferi. Türk-Yunan savaşını kesin mağlubiyetle bitiren zafer. 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanır. Şimdi bu kutlamaların ihmal edildiği iddia ediliyor. 1930’larda 30 Ağustos kutlanıyordu. Fakat devletin üst kademesi ilgi gösteriyor muydu? Mesela 1934’de 1.Türk Dil Kurultayı var. Gazi, Buyani Cumhurbaşkanı Kurultayı takip ediyor, kutlamalara katılmıyor.
O günlerde gazetelerde ilgi çekici bir gündem var: Bir fabrika haberi.
Fabrika da, ne fabrikası? Tahmin edin bakalım!
Vatandaşı fazla yormayalım: Bira fabrikası!
Fabrika haberinden önce, 21 Ağustos tarihli Hâkimiyet-i Milliye’de bir bira reklamı ile karşılaşıyoruz: “Bira içkilerin en sıhhisidir.” Bu o sıralar meşhur bir marka olan Bomonti Birası’nın reklamıdır bu.
Hakimiyet-i Milliye (kısa süre sonra Ulus adını alacaktır) Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelir gelmez yayınlamaya başladığı gazetedir. Kemal Paşa’nın ve Halk Partisi’nin yayın organıdır. Ertesi gün bu gazetenin başyazı sütununda “Ankara birası” yazısını görürüz.
Hakimiyet-i Milliye’nin başyazısını “Ankara Birası”na ayırması boşuna değildir. Ankara’da yeni bir bira fabrikası açılacaktır ve bu gazetede bir gün önce her nasılsa rakip firmanın reklamı yayınlanmıştır! Başyazıda, Ankara birasının pek yakında çıkacağı müjdesi veriliyor. Bu bira Aman biralarına müsavi kalitede olacakmış, memleketimizde bira sanayiinin teessüsüne (kurulmasına) doğru ilk hamleyi teşkil edecekmiş. “Bira sanayii mi? Evet!.. Biz öteden beri memleketimizde biranın yayılmasına, su gibi içilmesine taraftar olanlardanız.” “Taşdelen vs. adi suyun kadehine on kuruş vermektense 15 kuruş vererek bir şişe bira içmek mümkün olur. Vatandaş da bu surette hem miydesini bozmaktan kurtulur, hem de dolayısiyle fazla gıda almış olur.” (O zamanın imlasına dokunulmamıştır)
“Ne başmakale” değil mi? Yazarı da mühim adam, hem milletvekili hem profesör: Zeki Mesut Alsan! Peki böyle bir adam henüz açılmamış bir bira fabrikası için neden övücü bir yazı yazar?
Çok makul bir açıklaması var: Bira fabrikası Gazi’nin, yani Atatürk’ündür!
Yok canım! Çanakkale kahramanı, Büyük Taaruz’un başkumandanı böyle işlerle mi uğraşıyor? O dediğiniz Kemal Paşa idi, bu Atatürk!
Atatürk’ün bira fabrikası 1934 sonunda açılıyor. Bir müteşebbis olarak Atatürk’e kim ne diyebilir?
Kimse bir şey diyemez. 1937’de bira fabrikası genişletiliyor, tabii genişletebilir de. Fakat bu müteşebbisin bir talebi var: Hükümet rakip bira fabrikasının kapatsın!
Eski Başbakanlardan Nihat Erim, dönemin Milli Savunma Bakanı Kâzım Özalp’a dayanarak anlatıyor: “Şükrü Kaya, (İçişleri Bakanı) İnönü’ye gelmiş. “Bu akşam Çankaya’da heyet-i vekile (bakanlar kurulu) var. Bazı kararlar tebliğ edeceğiz” demiş. İsmet İnönü “Ya, acaba bu kararlar nedir?” demiş.
Şükrü Kaya “İstanbul’da Bomonti bira fabrikasının kapatılması, Ankara’da çiftlikteki fabrikanın kalması” demiş. Şükrü Kaya ayrıldıktan sonra İnönü, Kâzım Özalp’e “Ne dersin Atatürk bunu bize yapar mı? Böyle şey olur mu?” demiş. Akşam Çankaya’da Kâzım Özalp ile İnönü yan yana oturuyorlarmış. Bir aralık Atatürk “Bu İstanbul’daki fabrikayı kapatmalı. Bir işe yaramıyor” demiş, İnönü anlamazdan gelmiş. “Hangi fabrikayı Paşam?” demiş. Atatürk “Bomonti fabrikasını” demiş. Bu söz üzerine İnönü hiddetle “Bu nasıl iş? Bu nasıl hükümet? Bizim gıyabımızda görüşülüyor, kararlar alınıyor. Sonra bize tebliğ ediliyor. Böyle bir şey olur mu? Böyle hükümet olur mu?” demiş. Atatürk “Ne oluyorsun yahu?” demiş. İnönü “Evet, hem de bunu kim yapıyor? Atatürk yapıyor. Bir takım gayri mes’ul (sorumsuz) insanlarla karar verip bize tebliğ ediyor” demiş. Atatürk bu asabiyetin manasını anlamamış. Kâzım Özalp, İsmet İnönü’nün eteğini çekmiş, sigara vermiş. Bunun üzerine Atatürk ‘Anlaşıldı. Bu akşam seninle konuşulmayacak’ demiş ve ayağa kalkarak ‘Allahaısmarladık’ diyerek ayrılmış.”
Bu tarihten sonra İnön’ü bir süre izinli sayılıyor sonra da Celâl Bayar başbakanlığa getiriliyor. Tabiî Bomonti de devletleştiriliyor, tekel birası oluyor!
İşte Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren 13 yıl başbakanlık yapmış olan İsmet Paşa’nın gerçek azil sebebi!
Atatürk’ün bir bira fabrikası olacağı aklınızdan geçer miydi? Geçse dahi onun serbest rekabet yerine rakip firmanın kapatılmasını hükümet meselesi yapacağı? Bu sebeple 13 yıllık başbakana yol verileceği?
(Yok yok, biz yalan söylüyoruz! Siz gene malûm kitaplarda yazan makul görünümle sebeplere inanın!)