Dün Sefaköy Anadolu Lisesi´nde misafirdim. Ben konuşma yapmaya gittim ama yüreğim onlarda kaldı. Ben konuşma yapmaya gittim onlar konuştukça ben susup dinledim.
Ben bugün yazmaya geldim ama bir edebiyat hocamızın selamlama konuşması karşısında ondan da vazgeçtim. Şimdi sizleri onun selamlama konuşmasıyla başbaşa bırakıyorum.
***
Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam,
Zira bu vatan bana değil milletime aittir.
Miletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir,
Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
Sultan Abdülhamid Han
Bugün bir daha dönmemek üzere gidenleri, tarihin yazdığı en gerçek, en şerefli kahramanları yâd etmek üzere huzurunuzda bulunuyoruz.
Bugün, sınır hatlarında gözlerini kırpmadan nöbet tutan askerlerimizi hatırlamak için buradayız.
Ve bugün sınır ötesinde, yüreklerindeki vatan aşkıyla düşmana korku salan yiğitlerimizi konuşmak için buradayız.
Savaşların getirdiği zaferler insanlık için en buruk sevinçtir. Bir savaş kazanıldığında elbette mutlu olunur. Fakat bilinmelidir ki her savaşta ölen insanlıktır. Amacımız savaşların zaferleriyle mutlu olmak değil. Eğer amaç vatan savunmasıysa, hürriyet davasıysa, bir ölüm-kalım mücadelesiyse buna artık savaş diyemeyiz. Ve bunu anlatmak boynumuzun borcudur.
Bu dava büyük? Bu, bir
vatan davası?
Vatan özgürlüktür, hürriyettir.
Sevgili gençler, her gün eve gidiyorsunuz, okulunuzdan çıkıyorsunuz, özgürce, çantanız sırtınızda, bir taşa vuruyorsunuz ayağınızı, ıslık çalıyorsunuz, şakalaşıyorsunuz belki arkadaşlarınızla. Kimse önünüze çıkıp ?Dur, bu yoldan gidemezsin!? demiyor. Sonra evinize varıyorsunuz. En özgür, en huzurlu olduğunuz yer? Başımı sokacak bir evim olsun başka bir şey istemem, diyoruz değil mi?
Sevgili gençler birileri, bizden önce giden birileri bu coğrafya parçasını vatan yaptılar. Şu an ciğerlerimize bu nefesi çekebiliyorsak unutmayalım gençler, birileri nefeslerini kaybettiği içindir.
Bizler sıcak yatağımızda rahatça uyuyabiliyorsak uykusuzluktan, yorgunluktan gözleri yandığı halde sınır hatlarında nöbet tutan askerimiz gözünü bile kırpmadığı içindir.
Kır çiçekleri? Ne kadar da güzeldir.
Ilık bir ilkbahar günü rastladıysanız eğer; papatyalar, gelincikler, arı çiçeği, sümbül, mavi mine çiçeği hepsi bir arada baharın müjdesini verirler.
Bütün doğa aynı hoşgörüyle bakar aslında görmesini bilene.
Yaratılanlar arasında, sanırım, sadece insan denilen varlıktır bir arada yaşayabilme sırrına eremeyen?
Bir arada, birlik olamayan, güzelliği bozan, çirkinleştiren. O halde bunu bilmeyene anlatmak gerek.
Şu anda sınır ötesinde yapılan tam da budur aslında.
Birileri bizim için nefeslerini kaybediyor? Evet...
O nefeslerin tekrar hayat bulması için yaşananları anlamalıyız gençler.
Kardeşlerimiz bu zor görevdeyken, biz, en azından yaşananları anlamalıyız?
***
Gençler, hepinize selam olsun...