On beş yılın sonunda Ülkemizin ve özellikle Ak partinin içine düştüğü sarmalın temel sebeplerinden biriside siyasilerin, teşkilatların ve yerel yöneticilerin vatandaşlarla , STK’lar ve kanaat önderleri ile aralarındaki yeterli diyalogların sağlanamaması ve "ORTAK AKLIN" devreye sokulamamasıdır... Bu bir vebaldir ve buna engel olanlardan hesabı sorulmalıdır. Bunu da kim soracak ayrı bir konu tabii. Tek bir Reis hangisine yetişsin ki!
Yeni bir başlangıç olarak Reis’in geçenlerde teşkilatlarına seslenerek ; "Bize Ömerler Lazım, İşte biz bu Ömer’leri bulduğumuz zaman şu anda geldiğimiz konumdan çok daha farklı bir konuma Allah'ın izniyle çıkacağız. Teşkilatlarımızı Kanaat Önderleriyle güçlendireceğiz." demesi Tabi’i ki çok önemli bir gelişmedir ve bir itiraftır. Ama çok geç kalınmış bir durumdur.
Ak parti ilk kuruluş misyonunu kaybetmeden "Ömer’leri ve Kanaat Önderlerini" ve gerçek inanmış insanları bu güne kadar bırakın kadrolarına katmayı sadece dinlese, inanın böyle bir duruma düşmezdi. Zararın neresinden dönerseniz kârdır derler ama bu farklı bir durum. Diyelim ki Ömer’leri bulmaya karar verdik, bunu kim yapacak. AK parti içindeki AKP’liler buna müsaade edecek mi, ya da AK partililer Ömer’lere ne kadar tahammül edecekler.
Bazı vatanını, bayrağını ve medeniyetini seven samimi insanların bu çağrı karşısında sorumluluk üstlenip etrafındaki “Ömerleri” yetkili makamlara! Tavsiye ettiklerinde bu yetkili makamlar bu Ömerler hakkında ne tür dosyaları meydana çıkaracaklar ve sütün içinde ak kaşık arayacaklardır. Ak partiye ve bürokrasiye çöreklenmiş FETÖ ve METÖ ( MENFAAT TERÖR ÖRGÜTLERİ) vari derin yapılanmaların Ömerlerin önüne ne engeller çıkaracağını görmemek için bu güne kadar olanlardan bi haber olmak lazım.
Gerçekte asıl büyük ÖMER sizsiniz Sayın Cumhurbaşkanımız. Öncü lider Ömer olduktan sonra küçük Ömerleri bulmak çok ta zor olmasa gerek. Ya aşağıdan yukarıya doğru yâda yukarıdan aşağıya doğru yardımcı Ömerlerin iş başına gelmesi için ehliyet liyakat sahibi kanaat önderlerinden toplumda karşılığı olan insanların tespit edilmesi gerekir. Israrla göreve talip olanları değil görev almak istemeyenleri bulup ikna etmek gerekir diye düşünüyorum.
Yalnız şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız sizi ayrı bir seviyor ve destekliyoruz ama bu çok iddialı bir talep gelin bu arzunuzu siyaset alt yapısını tamamen düzeltmeden daha fazla dillendirmeyelim. Siyasi partiler yasası ve etik yasası çıkmadan, tabanda gerçek temsiliyet oluşmadan, Ömer’lerimizi piyasaya çıkarıp yıpratmayalım. Zaten günümüzde Dinimizin bazı kavramlarına ( Hizbullah, Cihad, Cemaat ) vb. sahip çıkamadık, bari Ömer’lerimizi kirletmeyelim. Bırakın Siyasette Alt yapısı hazır olmadan bu ismi kullanmayalım. Önce siyaseti gelebiliyorsa Ömer çizgisine getirelim.
Şu ilahi uyarıya da kulak vermek zorundayız. “Bir toplum kendi özünde olanı değiştirmedikçe, Allah o topluluğu hidayete erdirmez.” (Rad-11 )
Müslüman olduğunu iddia eden biz Müslümanlar önce özümüze dönmek ve verdiğimiz sözü hatırlayarak sahih İslam anlayışına dönmek zorundayız. Bireysel değişim sürecinden sonra ancak toplumsal olarak değişebiliriz. Bireysel ve toplumsal değişim ve dönüşümden sonra Allah o topluluğun samimiyetine göre hükmünü verecektir. Allah hiçbir şahıs veya topluluğa zulmetmez. Zulmü ancak insanlar kendi nefislerine ve birbirlerine yapar.
Aramızda hak, hukuk ve adaleti gözeten, ehliyet ve liyakat sahibi Ömerler muhakkak vardır. Yalnız bunları mevcut teşkilatların kadroların ortaya çıkarması çok zor gibi gözüküyor. Ömerleri tek başına mevcut parti teşkilatları bulup ortaya çıkaramaz. Çıkarsa da o Ömerlerin korunup kollanması kim tarafından yapılacak bunlar çok önemli konulardır.
Bu konuda büyük Ömer (REİS) kendisi çok güvenilir özel bir ekip kurmalı ve sahada tarama yapmalıdır. Onların korunup kollanması da belli kriterler çerçevesinde yine merkezi yönetim tarafından yapılmalıdır. Yoksa çok kısa sürede METÖ’ ler tarafından linç edilmesine sebep olur ki buda “Ömer" müessesinin çok ciddi yara almasına neden olur.
Ak partinin yerel seçimler öncesi yayımladığı on bir maddelik seçim manifestosu arasında çok önemli bir yer tutan “Mahalle Meclisleri” bir an önce hayata geçirilmelidir.
Mahalle Meclisleri, Kent Konseyleri, stk’lar ve üst çatı kuruluşları olan Platformlar vb gibi sivil ayağı olan örgütlerin aktif çalışmaya başlaması şüphesiz tüm ülkenin menfaatine olacaktır. Asıl olan Ömerler bu meclislerden test edilerek çıkacak ve yönetime katılacaklardır. Tabi mevcut çarkın arasında değişim dönüşüme uğratılmazlarsa.
Şu an Şehri-Eminimiz olan Hayrettin Güngör Başkan’dan bu konuda da çok büyük bir beklentimiz var. Hayrettin Başkan hala Ömerlerini bulamamışken teşkilatlar için yeni Ömerler bulmak kolay gibi durmuyor.
Buradan Büyükşehir Belediye başkanımıza, Ak parti il yöneticilerine seslenmek istiyorum. Geliniz cesaretli olalım ve Ömerleri bulabilmek için önce Ömerlere kendi kalbimizde yer açalım. Yeni Ömerler hiçbir zaman bizleri koltuklarımızdan etmez.
Kahramanmaraş’ımız öyle şehirlerden bir şehir değildir. Bu şehir için gerekirse mevcut konumlarımızdan fedakârlık yapabilmek erdemdir. Yöneticilerimiz; Tarihimize kültürümüze örf adet ve geleneklerimize sahip, liyakatli, ehliyetli, birileri olmalıdır. Kahramanmaraş’ımızdaki STK'lar ve kanaat önderleriyle istişareli çalışarak bu memlekete değer katacak projelere imza atılmalıdır.
Ak partinin kurtuluş reçetesi daima STK’lar ve kanaat önderleriyle istişare içerisinde (ORTAK AKLI) ön planda tutmasıyla mümkündür.
Haber Kahramanmaraş