Ölümden öte köy var mı?

Mustafa KAYA'NIN Yazısı; Amerika Türkiye’yi her taraftan kuşatmaya devam ediyor. 1991’de ilk adımını attığı, 2003’teki işgal ile birlikte kendince tescil ettiği Irak’ta yaşattığı süreci şimdi ise Suriye’de hayata geçirmeyi tasarlıyor.

Ölümden öte köy var mı?

Amerika bazen yanında görünerek, bazen doğrudan hedef alarak Türkiye’yi her taraftan kuşatmaya devam ediyor. 1991’de ilk adımını attığı, 2003’teki işgal ile birlikte kendince tescil ettiği Irak’ta yaşattığı süreci şimdi ise Suriye’de hayata geçirmeyi tasarlıyor. Güvenli Bölge konuşulurken, sözde Türkiye’nin endişelerini dikkate alıyormuş gibi yapıyor, oysa tam anlamıyla Suriye üzerinden kuşatma-çevreleme taktiği uyguluyor. Rus işgali sırasında Pakistan’ın endişeleri üzerine inşa ettiği taktiğin son aşamasını, bugün de Türkiye’ye uygulamak ve güney sınırımızı sürekli müdahaleye açık hale getirmek istiyor. YPG/PYD’yi de destekleyerek işin maliyetini minimize edip kalıcılığını onlar üzerinde kurgulamayı hedefliyor.

Diğer taraftan ise Akdeniz’de doğrudan ve taammüden Güney Kıbrıs’ın tezlerini savunuyor. Doğalgaz aramalarında kendi şirketlerinin Güney ile işbirliği yapmaları için her şeyi yapıyor. Bunu da Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında akıl hocalığını yaptığı işbirliği zeminini kullanarak hayata geçiriyor. Şimdi de Akdeniz’in yanına Ege’yi eklemiş durumda. Zaten yok muydu diye düşünebilirsiniz. Evet, vardı ama bugünkü var oluşu, başta da ifade ettiğimiz gibi planlı kuşatma harekâtının önemli bir aşaması gibi duruyor. Ege’deki yaptıklarını açıklarken, Yunanistan’ın güvenlik kaygılarına cevap verdiğini iddia ediyor. Onlar davet ettiler, ben de geldim diyor. Türkiye ise Akdeniz’de varlığını hissettirmeye ve oldubittilere karşı dikkatli olduğunu bölgedeki arama gemileriyle göstermeye çalışıyor. Tabi Türkiye’nin attığı adımlar en çok da Yunanistan’ı tedirgin ediyor. Batmak üzere olan ekonomisini AB’nin kendisini de düşünerek yaptığı yardımlarla yoluna koymaya çalışan Yunanistan, ekonomisini AB’ye, güvenliğini ise ABD’ye havale etmiş durumda. Dün basına yansıyan haberlerde ABD ve Yunanistan arasındaki yeni gelişen ilişkilerle ilgili önemli detaylar vardı. Bilindiği gibi Yunanistan bu zamana kadar Dedeağaç, Selanik, Kavala, Larisa ve Girit’te ABD askerlerinin bulunmasının önünü açmıştı. Bunun devamında Amerika Dedeağaç’a bir savaş gemisi, 2 bin asker ve 700 araç göndermişti. Yunanistan şimdi de Ayvalık’ın karşısına denk gelen Teselya-Stefanoviç bölgesini Pentagon’a tahsis etmiş. Oraya önemli bir helikopter üssü kurulacakmış. Bu üssü tamamen ABD askerleri kullanacakmış. Apache gibi ağır taarruz helikopterleriyle birlikte Black Hawk ve Chinook gibi nakliye helikopterleri de bu üsse konuşlandırılacakmış.

Amerika çemberi iyice daraltmanın derdinde. Nefessiz bırakıp kendi tezlerini hayata geçirmek, bölgesel hesaplaşmalarda elini güçlü tutmak, bu arada da Türkiye’yi Güvenli Bölge’de olduğu gibi dezenformasyonlarla, kendi uygun gördüğü bir zamana kadar elinde tutmak istiyor. ABD bunu yaparken, bir de Türkiye’nin büyük yanlış yaparak komşu ülkelerle attığı köprülerin tamir edilmesine müsaade etmiyor. Benden başka seçenekle uğraşamazsın, benim senin için hazırladığım sona razı ol mesajı veriyor. Zaten öyle bir adım atarsan da bu kuşatma planımla karşında yine ben varım, haberin olsun demek istiyor.

Hani bazı zaman dilimleri vardır. İnsan yüzleşmek zorunda kaldığı önemli bir tehditle mücadele edebileceğini göstermek için “ölümden öte köy mü var?” diye kendi kendine kararlı bir şekilde sorar. Suriye, Kıbrıs, Akdeniz, Ege derken galiba bu soruyu ülke olarak kendimize sormaya doğru son sürat yol alıyoruz. Ne dersiniz?