Deprem riski bakımından 3. bölgede olduğu değerlendirilen ve bölgede yaşanacak olası bir depremden etkilenme riski bulunan Diyarbakır´da, olası bir sallantıda 25 bin bina çökme tehlikesiyle karşı karşıya! Özelde Diyarbakır, genelde ise tüm Türkiye´de, yaşanacak olası bir depreme karşı herhangi bir hazırlık yapılmadığını belirten vatandaşlar, devletin mevcut yapılarda iyi bir denetim yapmadığı görüşünde. Vatandaşlar, depremin tehlike olmadığını, asıl tehlikenin depreme dayanıksız yapılan yapılar olduğunu vurguluyor.
İlke Haber Ajansı muhabirleri, Diyarbakır sokaklarında vatandaşların nabzını tuttu.
Vatandaşlara, ´Hiç deprem yaşadınız mı, deprem anında nasıl davranılması gerekir, sizce, ev ve iş yeriniz depreme dayanıklı mı, deprem sigortası yaptırdınız mı?´ gibi sorular yöneltildi.
Vatandaşların verdiği cevaplar, ülkenin olası bir depreme karşı hem yapı hem de bilinç itibariyle hazırlıklı olmadığını gözler önüne seriyor.
Mikrofon uzattığımız vatandaşların çoğunluğu, ev ve iş yerlerinin depreme dayanıklı olmadığını ve deprem sigortalarının da bulunmadığını dile getirdiler.
Kimi vatandaşlar, deprem anında nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili bazı bilgilere sahipken, kimi vatandaşlar da deprem anında ne yapacaklarını bilmediklerini ifade ettiler.
İnşa edilen yapılarda iyi malzeme kullanılmadığına ve yaşanacak olası bir depreme karşı herhangi bir hazırlık görmediklerine değinen bazı vatandaşlar da devletin, denetleme mekanizmasındaki acizliğinden yakınıyor.
Vatandaşlar, bundan sonra yapılacak yapılarda denetimlerin arttırılarak, yeni konutların depreme karşı hazırlıklı yapılması talebinde bulunuyor.
Vatandaşların belirttikleri tüm bu hususlar, son yıllarda kentleşmenin tavan yaptığı ilde, olası bir depremin bilançosunun ağır olacağı düşüncesini hâkim kılıyor.
"Maalesef depreme karşı bir hazırlık yok"
Şu ana kadar hiç deprem yaşamadığını ve evinin de olası bir depreme karşı hazırlıklı olmadığını belirten Murat Yetik, "Çünkü evim eski yapıdır. Depreme karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Artık deprem ile yaşamak zorundayız. Buna da alışmak zorundayız. Fakat maalesef depreme karşı daha önceden yapılan bir hazırlık olmadığı için riskle karşı karşıyayız. Bizim talebimiz, bugünden sonra yapılan yapıların daha sağlam yapılması ve daha iyi denetlenmesidir. Eski konutlar için deprem sigortası yapılmıyor. Benim yaşadığım konut eski olduğu için deprem sigortası yapılamıyor." dedi.
"Yapılarda iyi malzeme kullanılmıyor"
Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili bazı bilgileri bildiğini aktaran Savaş Demir, mevcut yapılarda iyi malzemenin kullanılmadığına dikkat çekerek, "Şu ana kadar depremi yaşamadım ama deprem anında yapılacak şeyleri biliyorum. Öncelik can ve çevre güvenliği olacak. Milleti, açık alanlara yaymalıyız. Bina ve çatı altlarından uzak durmalıyız. Evlerimizin veya iş yerlerimizin depreme dayanıklı olduğunu sanmıyorum. Artık kimse işini güvenilir bir şekilde yapmıyor. Yapılarda, iyi malzeme kullanılmıyor, iyi çalışma ve altyapı yok! Şu ana kadar deprem sigortası da yapmadım." ifadelerini kullandı.
"Deprem anında panik yapmamak lazım"
Deprem anında panik yapılmaması gerektiğini dile getiren Remzi Yaprak, "2004´te Bismil´de deprem yaşadım. Çok şükür fazla bir şey olmadı. Deprem yaşanacağını önceden söylediler. Biz de tedbirimizi aldık ve dışarıda yattık. Şu an ki evimiz depreme dayanıklı değildir. Sadece benim ki değil, herkesin ki dayanıklı değil! Deprem sigortası yapmamışız. Yarın mağdur olmamak için deprem sigortası olsa iyi olur. Deprem anında panik yapmamak lazım. İstemesek de panik yaparız ama en azından tedbirimizi alabilmeliyiz. Sığınabileceğimiz bir yer olmalı. Çocuk varsa yangın merdivenlerini kullanmalıyız." şeklinde konuştu.
"Evimizin depreme dayanıklı olduğunu sanmıyorum"
Vatandaşlardan Şükran Geyik, şunları söyledi:
"Diyarbakır Huzurevlerinde bir defa deprem yaşamıştım. Deprem, biraz şiddetli olmuştu ve ürkütücüydü. Avizeler falan sallanıyordu sürekli. Aşağı inmek için annemler hazırlıklarını yaptılar o vakit. Birkaç dakika sonra deprem durunca aşağı inmedik. Deprem anında merdivenlerden aşağı inilmemesi, bir eşyanın arkasına saklanılması gerekiyor. Şu ana kadar herhangi bir deprem sigortası yatırmadım ve bulunduğumuz evin depreme dayanıklı olduğunu da sanmıyorum."
"100 evin 5´inin dahi depreme dayanıklı olduğunu düşünmüyorum"
Çoğu yapının depreme dayanıksız olduğuna işaret eden Halil Gezici, "Ara ara Diyarbakır´da sallantılar oluyordu fakat büyük çapta bir deprem görmedik. 1970-74´te falan Lice ilçesinde şiddetli bir deprem olmuştu. Kaç yıl önce Bingöl´de, İstanbul´da ve en son Van´da yaşanmıştı. Bu ülkede bulunan 100 evin 5´inin dahi depreme dayanıklı olduğunu düşünmüyorum. Bütün bu yapıları müteahhitler yapıyor ve bunun için elde ettikleri karı iyi biliyoruz." dedi.
"Devlet iyi bir denetim yapmıyor"
Devletin de iyi bir denetim yaptığına inanmadıklarını ve deprem sigortası yerine iyi bir denetimin gerekliliğine vurgu yapan Gezici, şunları kaydetti:
"Ülkemizde bulunan her köy, ilçe ve şehirde deprem olma riski de vardır. Evimiz olursa deprem sigortasını yaparız. O da mecbur olarak yapılıyor zaten. Kimseye bir faydası yok. O arada para kazanmak için zorla yaptırıyorlar. Ev sallandıktan ve çocuklarımla beraber altında kaldıktan sonra ne yapayım bana verecekleri paraya. Ev yapıldığı zaman denetimi iyi yapılsın. İnşa eden müteahhit iyi inşa etsin ve kimsenin başına bir şey gelmesin. Bizim isteğimiz budur. Zorunlu deprem sigortası depremlerin ve felaketlerin önünü kesmiyor. Deprem olduğu zaman dışarı kaçacak imkânımız varsa iyidir. Eğer olmasa da bu işten anlayan insanlardan öğrendiğimiz kadarıyla diyorlar, ´kendinizi dolap, kapı ve kolonların alt kısımlarına verin. Hatta elektriğiniz, elinizin yanında kalsın, deprem çantanız bulunsun.´ Bu tavsiyelerde bulunuyorlar."
"Depremden ziyade bu yapılar tehlikelidir"
Birçok deprem yaşadığını ifade eden Emin Turhalı ise "En son Düzce depremini yaşadım. Geceydi ve uyuyorduk. Baktık bir gürültü oldu. Çocuğumu aldım ve merdivenden dışarıya kaçtık. Herkes dışarıya çıktı. Ben pazarcıydım o zaman. Elimde ne varsa onu dışarıdaki millete dağıttım. Apartmanlar çökmüştü. Ondan sonra ben şunu anladım; deprem bir tehlike değildir. Depremden ziyade bu yapılar, yaptığımız yanlışlar ve uygulamalar tehlikelidir. Deprem sigortamızı yaptık." ifadelerini kullandı.
Mikrofon uzattığımız diğer vatandaşlar ise şunları kaydettiler:
"Ziynet Menekşe, ´Hiç deprem yaşamadım. Deprem anında neler yapılır bilmem. Deprem anında dışarıya çıkarız herhalde. Deprem sigortası hiç yapmadım.´
Bünyamin Halef, ´Allah´ın takdir ettiği neyse onu kabulleneceğiz. Deprem anında kendimi hiç saklamam. İnsan ölümden kaçmaz. Ölüm, zaten bizimle geliyor.´
Nihat Kılıç, ´Herhangi bir deprem durumunda camdan uzak durulması lazım. Bir köşeye çekilip kafanı koruyacaksın ve depremin geçmesini bekleyeceksin. Şu ana kadar hiç deprem sigortası yaptırmadım.´
Mehmet Çelik, ´Bingöl´de 1996 yılında askerlikteyken bir defa depremi yaşamıştım. Normal bir insanın yaşadığı bir panikti ve başka bir sıkıntı da olmadı. Oturduğum ev, bildiğim kadarıyla depreme dayanıklı değil. Deprem sigortası yaptırmadım.´
Hikmet Avcılar, ´1999´da Adapazarı´nda bir ara bir deprem yaşadık. Çok büyük bir korku vardı. Allah kimseye göstermesin. Şu an ki mevcut yapıların depreme dayanıklı olduğuna inanmıyorum. Deprem sigortası da yaptığımız yok."