Tarih: 15.11.2018 19:05

Okul Kütüphaneleri Nasıl Olmalı?

Facebook Twitter Linked-in

Kütüphaneler, kitap ormanlarıdır. Kitabın kokusu yoğun olarak buralarda teneffüs edilir. Kitabın tadına çoğu defa buralarda varılır. Hal böyle iken kitaba ve okumaya olan muhabbetin mekânı olan kütüphaneleri özenle oluşturmak, kurarken her aşamada okuma zevkini esas almak oldukça önemlidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı (Şehir) kütüphanelerinin son yıllarda hem fiziksel şartları hem de kitap varlığı açısından revize edilmesi bu noktada takdire şayan bir gelişme.

Ülkemiz açısından düşünüldüğünde çocukların kitapla ilk ciddi teması kurduğu yerler okul kütüphaneleri. Nitelik açısından olmazsa bile ilk defa sayıca fazla kitapla karşılaşılan, kitap kokusunun yoğun olarak alındığı yerler buralar. Okuma ve evde kütüphane oluşturma gayretimiz göz önüne alındığında, bu böyle. Okul kütüphanelerinin, fiziksel yapıları ve nitelikli eserler açısından donanımlı yerler olduğunu söylemek ise oldukça zor. Raflarını ansiklopedilerin doldurduğu okul kütüphaneleri, okuma odaklı bir yaklaşımdan çok araştırma odaklı bir yaklaşımla oluşturulmuş durumda. Ansiklopedilerin fonksiyonunu kütüphanelere konacak tek bir bilgisayarın yerine getirdiği düşünüldüğünde, bu tarz ansiklopedi yoğunluklu kütüphanelerin işlevselliğinin olmadığı ortaya çıkıyor. Peki, ne yapmalı, okul kütüphaneleri nasıl oluşturulmalı?

Okul kütüphanelerine yönelik toplu bir çaba yok

Öncelikle şunu ifade edelim: Okullarda hem fiziksel açıdan özenli hem de nitelikli eserlerle donatılmış kütüphaneler kurmaya yönelik genel bir çabanın varlığından bahsedemiyoruz. Okul kütüphaneleri daha çok Türkçe ve edebiyat öğretmenlerinin ya da okuma ilgisi yüksek idealist öğretmenlerin kişisel çabaları ile şekilleniyor. Dolayısı ile okullara kütüphane kurmak noktasındaki fikirlerimiz, tavsiyelerimiz bu öğretmenlerimize yönelik çağrılar olma özelliği taşıyor.

Okullarda dört başı mamur kütüphaneler olmazsa da hemen hemen tüm okullarda kütüphane olarak ayrılmış fiziksel mekânlar mevcut. Bu açıdan yer konusunda sıkıntı yaşanmayacaktır. Tabi öğrenci yoğunluğundan dolayı sınıfa dönüştürülmüş kütüphaneler de söz konusu olabilir. Bu durumu istisna sayalım.

Kütüphaneleri okulun genel havasından ayrıştırmak gerekli

Kütüphane kurarken ya da var olanı revize ederken dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri kütüphanenin okulun genel havasından ayrıştırılması. Bunu şöyle açalım. Her öğrencinin oturabileceği ayrı masa ve sandalyelerin varlığı, okumanın kişisel bir deneyim olma özelliğine hizmet edecektir. Zira sınıflardan arta kalan öğrenci sıra ve masaları ile donatılmış bir kütüphane, öğrenciye cazip gelmeyecektir. Okuma deneyimini kişiselleştirmeyeceği gibi sınıf sıra ve masaları muhtemelen zihinlerinde sınıf ortamını ve belki de sıkıntıyı çağrıştıracaktır. Oysa kütüphanenin kendilerine nefes aldıran bir mekân olarak algılanması oldukça önemlidir. Yine kütüphanelerin iyi aydınlatılmış olması da bu noktada elzemdir.

Niceliksel açıdan kitap varlığının okumaya etkisi

Kütüphane fiziksel olarak gözden geçirildikten sonra sıra kitap varlığına gelecektir. Şayet kütüphane sıfırdan kurulmuyorsa, revize ediliyorsa, öncelikle var olan kitap varlığını gözden geçirmek gerekli. Bu aşamada öğrenci seviyesinin üzerindeki kitapları, ansiklopedileri, kısaca herhangi bir işlevselliği olmayan kitapları ayıklamak gerekiyor. Zira kuru ağaçlardan bir ormanda kimsenin gezintiye çıkılmayacağını hepimiz biliriz. Tüm kitapların oldukça canlı ve kendine çeken bir yapısının olması gereklidir. Kütüphanelerin kitap varlığının niceliksel yanının okuma alışkanlığına hiçbir etkisinin olmadığı bilinmelidir.

Kitap çağrısı yapacaklar, dikkat!

Sosyal medyada sık sık çeşitli okullardan kütüphane kurmak için kitap çağrısı yapıldığına şahit oluyoruz. Gerek revize ediliyor olsun, gerekse sıfırdan kütüphane kuruluyor olsun kitap çağrısında bulunmak oldukça işe yarar bir faaliyet. Fakat çağrıyı da dikkatli yapmak gerekli. Yoksa koli koli ansiklopedi akışının olması işten bile olmaz. Zira evlerin vitrinlerinde okullara yollanmayı bekleyen ansiklopedi varlığından haberdarız. Dolayısı ile çağrının çok genel kalmaması, hedeflenen kitapların niteliğe göre sınırlandırılması gerekir. Sınırlandırmayı yaparken öğrenci seviyesi, kitapların türü, yayınevi, yazar, çeviri ise çevirmenin kim olduğu gibi konularda sınırlandırmalar getirmek işi baştan özenli tutmaya karşılık gelir. Bu sınırlamanın kitap göndereceklere antipatik gelebilmesi gibi bir ihtimale rağmen böyle yapmak gerekir. Zira rastgele gönderilmiş kitapları olduğu gibi kütüphaneye koymanın okumaya ısındırma noktasında bir işlevselliği olmayacağı gibi, bu kitapları elden geçmenin, ayıklamanın zaman kaybına yol açacağı da aşikardır.

Görsel açıdan da kütüphaneleri donatmak gerekli

Fiziksel olarak özel bir mekân havasının verildiği ve az da olsa nitelikli eserlerle donatılmış bir kütüphaneye sahibiz artık. Şimdi ormanımızı çeşitli çiçeklerle donatıp daha ilgi çekici hale getirmeliyiz. Bu noktada yazar fotoğraflarının, kitaba ve okumaya dair afişlerin, şiir afişlerinin kütüphane duvarlarını süslemesi gerekiyor. Okumama gerekçesi olarak çokça zikredilen görselliğe hitap etmek için kütüphaneye görsel kitaplar bölümü veya imkânlar ölçüsünde film arşivi oluşturmak, görselliği okumanın yanında işe koşmak anlamına gelecektir.

Tüm bu teknik detayların hayatiyet kazanması ise oldukça basit bir duruma bağlıdır: Öğretmenlerin nitelikli okurlar olmasına.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —