Amerika büyükelçisi Komer´in aracı ODTÜ´de yakılıyor..
Amerikalıların kurduğu ODTÜ´de Amerikan elçisinin arabasının yakıldığını biliyor muydunuz? Komünistlerin Moskova´ya yollanmak istendiği yıllarda ODTÜ Türkiye´de anti emperyalist mücadelenin en ön saflarında yer alan bir kurum idi.
1956´da kurulan ODTÜ, iki gündür yine gündemde. 2006 yılında çizilmiş bir karikatürden üretilen pankart (ki buna dair mahkeme sonuçlanmış ve karikatür beraat etmiştir) ve benzer eleştirel pankartlar okulu öğrencileri geçmişi ile ODTÜ´yü tartışmaya dahil etti.
ODTÜ Türkiye´de en başarılı çocukların sadece devletin kaynakları ile ve kendi zekaları ile eğitim gördükleri bir kurum. ODTÜ´yü kazanmak zor. Hemen her zaman sınavlarda en başarılı %1´lik dilimden öğrenci alıyor.
ODTÜ´ye giren öğrencilerin çalışkan/zeki olduklarına şüphe yok.
Kuruluş hikayesi aslında sonraki süreçlerinin çok daha dışında. ODTÜ´yü 1956´da Amerikalılar kuruyor. Amaçları Türkiye ve çevresindeki ülkelerden öğrencilerin Amerikan sisteminde iyi bir eğitim aldıkları bir üniversite kurmak. Üniversitenin başarısı Amerika´nın başarısı olacak.
Okul başarılı oluyor. Ankara´nın çorak bozkırında sadece ilim ve irfan ile değil, efsane rektörü Kemal Kurdaş´ın (Milli Gazete´den Mustafa Kurdaş´ın kulakları çınlasın. Bu soyadı başka kimsede yok sanıyordum) girişimi ile yemyeşil bir ormanı yaratması ile de.
Ama Amerika´nın hesabı çarşıya uymuyor. Amerikan tipi özgür üniversite soğuk savaş dönemine denk gelen anti komünist çığrıcılığı ODTÜ´de ters tepki yaratıyor. ODTÜ´lüler Amerikancı olmuyor. Tam tersi yurtseverler olarak ortaya çıkıyor.
ODTÜ Amerika´nın istediği bilimsel başarıya ve bölgesinde saygınlığa fazlasıyla ulaşıyor. Ama Amerika´nın istediği Amerikancılık ODTÜ´den içeri girmiyor. Bugün özellikle havuz tipi basında yada iktidara yakın çevrelerde bolca gördüğümüz Amerikan karşıtlığını bundan 40 küsur sene önce keşfediyor ODTÜ.
Doğruyu tekeli altına almış olanlar geçmişe dair bilgiyi, tarihsel olayları özünü de tekel altına alacaklarını sanıyor. Oysa ODTÜ bu ülkede anti-Amerikan geleneğin merkezi ve savunucusu rolünü maalesef bugünkü söz sahibi blokun öncülerinin neredeyse gün geçirmeksizin ?Komünistler Moskovaya? söylemleri ile Amerikancı oldukları dönemde de ortaya koyuyorlardı.
Bugün Moskova´ya güle oynaya giden bu eski anti-komünist gelenek ise Amerika´nın bu ülke için soğuk savaş döneminde yarattığı ortamdan çıkış için gayret edenlere ciddi bir özür borçlu.
ODTÜ´nün mezuniyet gününde sadece iktidar karşıtı değil, iktidar yanlısı pankartlar da vardı. Yozgat üniversitesinde aynı çoğulculuğa nasıl bakılırdı? Bunu insafa ve izana bırakıyorum. Ama ODTÜ´de olmayan yegane özellik tektiplik. Tektip olmaya meraklılar adeta tek tornadan çıkmış gibi aynı manşetle ODTÜ´yü yargılıyor.
Oysa herkesin; farklı düşünenlerin beraber olmasını övmesi gerekirdi.
ODTÜ için söz söylemek önce ODTÜ´ye girip ODTÜ´de olmayı gerektirir. Bunun biricik yolu ise liseyi başarı ile bitirip üniversite sınavında derece sağlamaktır. Bunu yapan yapabilen herkesin ODTÜ´yü anlamaya ve anlatmaya selahiyeti vardır.
?
Ve bir kitap önerisi: ODTÜ Tarih Direniyor. Yazarı: Yaşar Bürkev
