Kayseri’de, 2'nci Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun; 6 Eylül’de yayınlanan emir kapsamında, fabrikadaki personel ve ailelerine başörtüsü ile sakal yasağı koydu.
2013 yılında kamuda, 2017 yılında ise Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde başörtü yasağının kaldırılmasına karşın iç emir yöntemi ile alınan bu karar büyük tepki doğurdu.
Fabrikada çalışan sivil sayısının 700'den fazla olduğu aktarıldı.
BAŞÖRTÜSÜNE ‘ÇAĞ DIŞI’ DENİLDİ
Yayınlanan emirde şu ifadelere yer verildi:
"Müdürlükte görev yapan tüm personelin, lojmanlarda ikamet eden subay astsubay ve aileleri ile bunları ziyarete gelen misafirlerin ve iş takibine gelen şahısların türban, çember sakal, topuklara kadar uzanan pardösü vb. ideolojik amaç simgeleyen çağ dışı kıyafetler ile fabrika müdürlüğe girmesine ve komutanlık içerisinde gezmesine müsaade edilmeyecektir.”
“KİMSEYİ SAKALLI GEZDİRMEM”
Yeniçağ Gazetesi'nde yer alan haberde; Albay Coşkun, iddialara göre kurumdaki sivilleri toplayıp şu ifadeleri kullandı:
“Sakal serbestliğini tanımıyorum, kimseyi burada sakallı gezdirmem. Sendikanız dava açsın, ben alışığım böyle şeylere.”
“KARARI SEHVEN İMZALADIM”
Milli Savunma Bakanlığı’ndan ( MSB) konuya ilişkin tepki geldi. Türk demokrasi tarihinin karanlık bir tezahürü olan karara yönelik soruşturma başlatıldığı açıklandı.
ALBAY COŞKUN GERİ ADIM ATTI
EnSonHaber'den aktarılan bilgilere göre; Coşkun, 'Kararı sehven imzaladım' açıklamasında bulunsa da Bakanlık tarafından açığa alındı.
Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, emrin darbeci zihniyete hizmet, eski Türkiye’ye bir özlem olduğunu söyledi. Yazgan şu ifadeleri kullandı:
“Yayınlanan emirde başörtüsünün ‘çağ dışı kıyafet’ olarak nitelendirilmesi, sakal bırakanlara ‘cezai işlem’ uygulanacağı tehdidi, eski Türkiye’ye özlem duyanlara ve darbeci zihniyete hizmet etmektir. Büro MemurSen’in konuyu ortaya çıkarması ve kınamasından sonra müdürlükten yapılan ‘iç emrin sehven yayınladığı’ açıklaması bizleri ve kamuoyunu tatmin etmemiştir. Bildiriyi yayınlayan Albay’ın, başörtüsünü ve sakalı ‘çağ dışı’ olarak nitelendirip personele ceza tehdidinde bulunmasını bir kez daha kınıyor bu bildiriyi toplumsal huzura yönelik aleni bir saldırı olarak değerlendiriyoruz."