Nisa Suresi 34. Ayeti Kadına Şiddeti mi Emrediyor

İlahiyatçı yazar Mehmet Gündoğdu yazdı:

Nisa Suresi 34. Ayeti Kadına Şiddeti mi Emrediyor

Nisa suresini 34. Ayetinde Allah (c.c); eşler arası şiddetli geçimsizlik söz konusu olduğunda,  “dövmeyi” değil, “boşamayı”, bir başka ifadeyle “ayrılmayı”  tavsiye etmiştir.

Bu ayetin nuzül/ vahyediliş sebebi, kocası tarafından tokat yiyen bir kadının (Habibe bt. Zeyd) Rasulullah’a başvurması üzerine Rasulullah’ın aynı şiddette bir tokadın da kadın tarafından kocasına atılması (kısas) hükmünü/fetvasını verince bu ayet nazil olmuştur.

“Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları serbest bırakın/ayrılın.  Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür” (Nisa,4/34).

Bu âyet inince Rasulullah “ben bir hüküm verdim,  Allah ise başka bir şey diledi.  Şüphesiz Allah’ın dilediği daha hayırlıdır” diyerek;

Eşler arasında vurma, dövme, gibi şiddet uygulamanın Yüce Allah tarafından nehy edildiğini

açıklamıştır.

Buna rağmen, ayette geçen وَاضْرِبُوهُنَّ    kelimesine,  Türkçe meallerde genelde ‘dövme’ manası verilmiştir.

Ancak  Resulullah’ın bu konudaki sözleri ve tavsiyeleri de kaynak gösterilerek, Ebu Bekir ibn Arab gibi bazı müdakkik müfessirler  ‘ibaha’ yani serbest bırakma/ayrılma manası vermişlerdir.

Ayrıca Kur’an’ın nazil olduğu zaman diliminde  وَاضْرِبُوهُنَّ   kelimesi daha çok ‘İbaha’ yani serbest bırakma/ayrılma manasına kullanılıyordu.

Ancak daha sonraki dönemlerde bu kelime daha çok döğme manasında kullanılmaya  başlanmıştır.

Bu ayrıntıyı fark edemeyen bazı kimseler    وَاضْرِبُوهُنَّ   kelimesinin  (Emevilerin  cahiliyeye dönemi Arap adetlerini esas alan yanlış İslam anlayışının etkisi ile) Tefsirine ve türkçe meallerde döğme manasını vermişlerdir.

Peygamber Efendimiz,  bu ayetin tefsirini hadislerinde/sözleriyle  ve hükmünün nasıl uygulanacağını  şöyle göstermiştir.

“Kadınların hukuku konusunda Allah’tan sakının.” (Müslim, Hac, 147.) buyurmuş, “Sizin en hayırlınız, eşlerine karşı en iyi davrananınızdır.” (Tirmizi, Rada’, 11.)

“Sizden biri günün sonunda aynı yatağı paylaşacağı hâlde (nasıl oluyor da) hanımını dövmeye kalkışır?” (Buhari, Tefsir, Şems/1.) diyerek eşine şiddet uygulayan erkeklere bu tavrı hiç yakıştırmamıştır.

 “Eşleriniz size Allah’ın emanetidir. Emanetlere ihanet ermeyiniz.”(Veda Hutbesi) diyerek de erkekleri kadınlara iyi muamelede bulunmaya teşvik etmiştir.

Peygamberimizin “Allah’ın emaneti” ifadesini kullanması bilinçli bir tercihtir.

Kadın senin mülkün değil! Kadın sana ancak emanettir! Sahibi sen değilsin, el uzatamazsın. Keyfi davranamaz, haklarını ihlal edemezsin, ‘İstersem severim, istersem döverim’ diyemezsin demektir.

Bir sefer esnasında hanımları taşıyan develeri hızlıca süren Enceşe’ye! “Yavaş sür, kristalleri taşırken yavaş ol!” (Buhari, Edeb, 111.) ikazında bulunarak kadınlara nazik davranılması gerektiğine dikkat çekmiş;

Müslümanlar için en güzel örnek olan Hz. Peygamberin, hayatı boyunca hiçbir kadına şiddet uygulamadığını, Hz.  Aişe validemiz bildirmektedir.(İbn Sa’d , et-Tabakât, I, 367)

Dolayısı ile Nisa Suresinin 34. Ayetinin tefsiri ve manası bu şekildedir.