Tarih: 09.10.2018 11:51

Nijerya´ya Döşenen Mayın

Facebook Twitter Linked-in

09.10.2018 Salı

Nijerya yaklaşık 200 milyonluk bir ülke. Zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip. 1960 yılında bağımsızlıklarını kazandılar. Tam olarak işletilemese de geniş tarım arazileri var. Ülkede 250´den fazla etnik kimlik bulunuyor. Afrika´nın en kalabalık Müslüman nüfusu Nijerya´da yaşıyor. Müslümanlar nüfusun yüzde 50´sini oluşturuyor. Ülkenin yüzde 40´ı Hıristiyanlardan müteşekkil. Kalanlar ise yerel dinlere inanan insanlardan oluşuyor.

Nijerya dünyada petrol rezervinde 8, doğalgazda ise 9. sırada. Aynı zamanda Nijerya Petrol İhraç Eden Ülkeler (OPEC) üyesi bir ülke ve diğer bazı örneklerinde de olduğu gibi başını kaldırmaya fırsatı olmasın, sürekli bir problemle boğuşsun diye hedefe konulmuş durumda.

Günümüzde terör örgütleri emperyalistlere alan açan birer öncü kuvvet gibi bir misyonla hareket ediyorlar diyoruz ya, işte Nijerya´da da aynı durum söz konusu. Bu açıdan bu amaca hizmet eden ve 2002 yılında kurulan Boko Haram terör örgütü de Nijerya´nın kuzey kesiminde etkisini yıllardan beri sürdürüyor. Peki, ne demek Boko Haram? Örgütün adının tam açılımı, ?Batı tipi eğitim haram? demek. Neden bu isimle böyle bir örgüt kurulmuş? Geçmişte Nijerya sömürgeyken, hatta bağımsızlığını kazandıktan sonra da, İngilizler tarafından halkın inanç, gelenek ve kültürlerine aykırı modellerle eğitim dayatmasında bulunulmuş. Bu da zaman içinde İngilizlere tepkiyi beraberinde getirmiş. Bu hassasiyet toplumda karşılık bulmaya başlamış ve neticesinde halkın bu tepkisi istismar edilerek birileri tarafından silahlı terör örgütüne dönüştürülmüş.

 

Peki, neden? Çünkü Boko Haram tamamen Nijerya´daki toplumsal dinamiklerin üzerine oynuyor. Mesela kilise saldırıları, sivil halka dönük katliamlar, kız öğrencilerin kaçırılması, resmi binalara dönük sistematik eylemler Nijerya iç barışını doğrudan tehdit eden girişimler olarak kendisini gösteriyor. Ayrıca Boko Haram´ın etkilediği bir diğer ülke olan Çad yetkilileri de Boko Haram´ın elindeki silahların yaklaşık yüzde 40´ının Fransız yapımı olduğunu söylüyor. Afrika´da bilinen anlamda bir silah üretimi olmadığına göre, bu örgütlerin silahları kimlerden hangi yollarla temin ettiğine iyi bakmak gerekir. Kamerun, Nijer gibi gelişmemiş ülkeleri de etkilediğini dikkate alırsak, terör örgütlerinin Afrika´da emperyalist odakların amaçlarına hizmet ettiği sonucuna rahatlıkla ulaşabiliriz. Bir de ABD tarafından Boko Haram özelinde Afrika´da İslami terör başlığıyla programlar düzenlenmesi bir taşla hangi amaçlara ulaşılmak istendiğini de net olarak ortaya koyuyor. Daha yeni açıklanan BM´nin raporuna göre Boko Haram´ın saldırıları nedeniyle Nijerya´da 1 milyon çocuk yetersiz beslenme ile karşı karşıya. Düşününüz; yeraltı kaynaklarınızla dünyanın önde gelen bir ülkesi olacaksınız ve açlık sorununuz olacak. Burada bir terslik olduğu görülmüyor mu?

 

Ortadoğu´daki ayak izlerini takip ettiğinizde, Afrika´da olup bitenleri iyi incelediğinizde, dünyanın dört bir tarafındaki çatışma alanlarını masaya yatırdığınızda şu gerçeği net olarak görebiliyorsunuz. Bu coğrafyalar her açıdan emperyalizmin at oynatmaya çalıştığı verimli topraklardır. Terör örgütleri gibi yapılanmalar da aslında bu bölgelere sistematik bir şekilde döşenen mayınlardır. Boko Haram örneğinde olduğu gibi önce attıkları adımlarla o toplumda sorunları kendi elleriyle oluşturuyorlar. Sonra da o sorunlara karşı oluşan tepkiyi devşirerek yine kendi çıkarlarına hizmet eden terör örgütlerini çıkarıyorlar.

Bu oyun çözülmeden sorunun kökenine inilemez. Şayet dünyada barış, huzur, adalet inşa edilecekse bu ayak izlerinin dikkatli bir şekilde takip edilmesi şarttır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —