Nijerya´da Şiilik gün geçtikçe yükselen sosyal ve siyasal bir trend olarak karşımıza çıkıyor. İran´ın Afrika´da Şii ideolojiyi desteklediği en önemli merkez olan Nijerya´da Şii ideolojinin Şii karşıtlığı, Selefilik ve Nijerya devleti ile ilişkileri karmaşık bir denklem oluşturuyor. Nijerya´da Şii ideolojinin temeline ilişkin, Alexander Thurston´un "Maydan Politics&Society"de 15 Mayıs 2017´de yayınlanan analizi Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.
*
Afrika´nın en kalabalık ülkesi olan Nijerya, kıtanın en büyük Şii topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Şiilerin Nijerya Müslümanları arasında üç milyona varan ya da yüzde 3 ile yüzde 5 arasında bir nüfus büyüklüğüne sahip oldukları tahmin ediliyor.
Ülkede en görünür ve ihtilaflara sebep olan olan Şiilik oluşumu, İbrahim Zakzaki (d. 1953) tarafından yönetilen Nijerya İslami Hareketi´dir (IMN).
Şiilik, hükümet baskısına ve Sünni muhalefetine rağmen kuzey Nijerya´da yayılıyor. Sünni muhalefetin öncülüğünü özellikle Selefi hareket üstleniyor. İronik olarak, rakip olsalar bile, hem IMN hem de Selefiler bu çatışmalardan yararlanıyorlar. Her iki hareket de, Nijeryalı Müslümanların sadakatleri için düşmanlarıyla -birbirleriyle ve diğer gruplarla- rekabete girdikçe etki alanlarını genişletiyorlar.
Nijerya İslami Hareketi´nin Kano bölgesinde 2015 düzenlediği Aşura yürüyüşünden bir kare
Nijerya´da Şiilik ve IMN
IMN, Zakzaki´nin 1970´lerde öğrenci radikalizminden ortaya çıktı. Nijerya´nın en büyük üniversitesi olan Zaria Ahmadu Bello Üniversitesi´nde Zakzaki, Müslüman Öğrenciler Topluluğu´na (MSS) liderlik etti. MSS, 1970´lerin sonlarında, Nijerya´nın Müslümanları ile Hıristiyanları ve aynı zamanda farklı Müslüman sosyal gruplarının arasında gerginliğin arttığı günlerde, gittikçe İslamcı ve agresif bir grup haline geldi. 1970´lerin sonlarında, bazı Nijeryalı Müslümanlar, sosyal hayatın İslamileşmesi için önceki yirmi yıldan daha yüksek sesle çağrı yapmaya başladılar.
1979´da gelen İran devrimi birçok Nijeryalı Müslümana ilham kaynağı oldu. 1980´lere gelindiğinde, İran örneğinden ilham alan Nijeryalı aktivistlerin çoğu Sünniydi. Onlar için İran, genel olarak Müslümanların gerçekleştirebileceği şeyleri temsil ediyordu. İran tarafından davet edilen Zakzaki, mezhepçilik yolunu seçti. Zamanla, Şiiliğin dini sembollerini benimsedi.
IMN, Doğu Afrika´da var olan İsmaili mezhebi ya da Yemen´de yaygın olan Zeydi mezhebi yerine, İran´da baskın olan ?İmamiyye Şiiliği" (On iki imam) mezhebini takip ediyor. IMN, Şia´nın imamlarından biri olarak kabul ettiği Hz. Muhammed´in torunu Hz.Hüseyin´in ölümünün anıldığı Aşure gibi Şii ritüellerine de idrak eder.
Şiilik, örgüt hareketinin sadece bir yönüdür, ancak bazı açılardan, Zakzaki, geleneksel bir Nijerya Müslüman dini lideri olarak hareket eder ve takipçilerin pratik sorularını yanıtlar. (Örneğin ülser hastasının Ramazan ayında oruç tutmasının gerekip gerekmediği gibi.) Soru ve cevap oturumlarında, bazı Şii uygulamalarını reddeder, örneğin İmamların bir başkası adına Allah´a aracı olması için dua etmek.
İbrahim Zakzaki
Zakzaki´nin memleketi Zaria, onun üssü olmaya devam ediyor. Ancak yetkililerle tekrarlanan çatışmalarından dolayı, yıllarca hapiste kaldı: 1981-1985, 1987-1989 ve 1996-1998.
Kuzey Nijerya´da, Zakzaki´nin takipçileri, yetkililer ve ana akım toplum tarafından sorunlu kişiler olarak görülüyordu. Örneğin, 1991 yılında, Zakzaki´nin takipçisi Yakubu Yahaya, Kuzeydeki Katsina kentinde, Daily Times gazetesini dine küfür ettiği iddiasıyla hedef alan şiddetli bir protestoya öncülük etti.
2007 yılında, IMN, Nijerya´nın kuzeybatısındaki Sokoto´daki yetkililerle çatıştı. Bu çatışma, 2015 yılına kadar süren hukuki bir savaşı tetikledi. Zakzaki ve Yahaya´ya ek olarak, diğer önde gelen IMN liderleri arasında Kano´daki İmam Kurna ve Sokoto´daki Kasimu Umar yer alıyor. Hepsi ´tartışmacı kişiler´ olarak kalmaya devam ediyorlar.
"Nijerya´daki Şiiliğin yüzü"
IMN, Nijerya´daki Şiiliğin yüzüdür, ancak orada sadece Şiiliği ifade etmezler. IMN ve öncülleri, bölünmeye eğilimlidir. 1994´te, Zakzaki´nin takipçilerinin bir kısmı, onun Şiiliğe dönüşünü reddederek gruptan ayrıldılar, grup kendisi ´Cemaat Tecdid el İslam´ olarak adlandırdı.
Bu arada, IMN´den kısmen ya da tamamen farklı olan Şii akımları da var. Biri Nura Dass ve Saleh Zaria tarafından yönetilen Rasul el Azam Vakfı; Vakfın liderlerinin Zakzaki ile ´bir iyi bir kötü´ ilişkisi vardı, fakat mevcut kriz sırasında (aşağıda açıklanacak) kendilerini onlardan uzaklaştırdılar ve Nijerya devletine bağlılıklarını beyan ettiler.
Nijerya devleti ile IMN arasındaki gerilim
Son yıllarda Nijerya ordusu IMN´ye sert karşılık verdi. Haziran 2014´te, güçlü bir paramiliter dokuya sahip olan IMN´nin Kudüs Günü geçit töreni, şiddet olaylarına sahne oldu. IMN, askeri bir devriyeyi durdurdu ve askerler yürüyüşçülere ateş açtı. Askerler, Zakzaki´nin oğullarından üçü olmak üzere onlarca kişiyi öldürdü.
IMN ile Nijerya devleti arasındaki en son gerilimler Aralık 2015´te başladı. Zaria´daki bir tören sırasında, IMN bir otoyolu kapattı ve Genelkurmay Başkanı Tukur Buratai´yi taşıyan bir konvoyu durdurdu. Generalin adamları, Şii gençlere ateş açtı. Olayı bir suikast girişimi olarak gören ordu, Zakzaki´yi tutukladı.
Ortaya çıkan şiddet yaklaşık 300 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin tutuklanmasına neden oldu. Zakzaki´nin kıdemli yardımcılarından bazıları ´İran destekli terörizme´ destek olmakla suçlandı. Onlar ise suçsuz olduğunu iddia ediyor. Ölenler arasında Zakzaki´nin üç genç oğlu vardı.
Nijerya´da güvenlik güçleri ve IMN göstericileri sık sık karşı karşıya geliyor
Zakzaki hapiste kalmaya devam ediyor [Editörün notu: 28 Kasım 2018 itibariyle Zakzaki halen hapiste.] Devletin adaletsizce onlara zulmettiğine inanan IMN, başkentte ve kuzey kentlerinde ?Zakzaki´yi Serbest Bırakın? adı altında şiddetli protestolar başlattı. Aralık 2016´da, bir Federal Yüksek Mahkeme, yetkililere, suçlama olmadan tutukluluğun yasadışı olduğu gerekçesiyle Zakzaki´yi serbest bırakmalarını emretti.
Sağlık durumu kötü olan ve çok sayıda acil talep dikkatine sunulan Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammadu Buhari, Zakzaki´yi serbest bırakmayı reddetti ve Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütlerinden tepkiler yükseldi. Buhari´nin yokluğunda görevli olan Başkan Yardımcısı Osinbajo da Zakzaki´yi serbest bırakmayı reddetti.
Krizin ortasında, eyalet yönetimleri IMN karşıtı hareket ediyorlar. IMN´nin kalesi olan ve Zaria şehrinin bağlı olduğu Kaduna eyelatinde hareketin faaliyetleri yasaklandı. Dinler arası çatışmaların yoğun olduğu Plateau´da, en kalabalık kuzey eyaleti olan ve Şii aktivizmi için bir merkez olan Kano´da yetkililer IMN´nin faaliyetlerini kısıtladılar.
Nijeryalı demokrasi yanlısı aktivist Jibrin İbrahim, IMN´nin Kaduna´da yasaklanmasını ?Örgütün yasaklanması, örgüt üyeleri tarafından kendi dinlerini uygulamada anayasal haklarının yasaklanması olarak anlaşılacaktır.? diyerek eleştirdi. Devlet yetkilileri IMN´ye baskı uygularken, diğer Müslüman gruplar örgütün dini meşruiyetini sorgulamakta.
Şii karşıtlığı
Şii karşıtı düşünce kuzey Nijerya´da güçlü ve büyümeye devam ediyor. Bir noktaya kadar Şiilik ve Şii karşıtlığı birlikte gelişir, çünkü bazı Sünni aktörler iddia edilen Şii tehdidine karşı çıkarak bu durumdan yararlanırlar.
Şiiliğe karşı en çok tepki, tamamen yazılı naslara dayalı bir din anlayışına sahip olan ve kendini Sünni İslam´ın en saf hali olarak gören Selefi hareketinden geliyor.
Dünyanın dört bir yanında, Selefiler keskin bir biçimde Şii karşıtıdır. En iyi ihtimalle, Nijerya ve diğer yerlerdeki Selefiler, Şia´nın kitlesini çok cahil görüyorlar. En olumsuz olarak ise, Şiileri hain, kafir ve ?terörizm? ihraç eden kişiler olarak görüyorlar. Selefiler, Şiilerin Hz. Muhammed´in sahabelerine karşı antipati duymalarına atıfta bulunarak genellikle onları ?Rafizi? - ?reddediciler? diye adlandırırlar.
Birbirinden farklı Selefi hareketler de ülkede oldukça aktif durumda
Selefiler, Şia´nın temel olarak dürüst olmadığını savunurlar. Selefiler, Şiiliğin zahir (görünür) ve batın (gizli) gerçeklikler kavramlarını ve takiye (zulüm veya zorlama ile yüz yüze geldiğinde din ile ilgili ilişkisini reddetme) mefhumlarını ele alır ve bunları Şia´nın sapkın bir İslam inancına sahip olduğunu söylemeye sebep olarak gösterirler.
Örneğin, Nijeryalı Selefiler, Şia´yi Kuran´ın bütünlüğünü reddetmekle suçlamaktadır. Bu, dünya çapında tartışmalı bir konudur. Pek çok Şii, Sünnilerle aynı Kuran´ı kabul ettikleri konusunda ısrar ediyor. Diğerleri Hz. Muhammed´in sahabesi ve damadı Hz. Ali´nin, Kur´an´ın farklı bir şekilde düzenlenmiş ve Peygamber´in kapsamlı yorumlarının bulunduğu bir versiyonuna sahip olduğunu, ancak Hz. Ali´nin sahip olduğu bu Kuran´ın kaybolduğunu veya ortadan kaldırıldığını söylüyor. Bir diğerleri ise, Cebrail´in Kur´an´ı Hz.Ali yerine Hz.Muhammed´e bildirerek hata ettiğini söylüyor.
Selefiler, radikal Şiilerin bu görüşlerini sanki tüm Şii topluluğunu temsil ediyormuş gibi ele alıyor.
Selefiler, Şia´nın değil kendilerinin Hz. Muhammed´in sahabeleri ve torunlarının gerçek savunucuları oldukları iddiasındadır. Bu, sadece ilk üç halife olan, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman´ı Şia´nın eleştirilerinden korumayı içermez. Bu aynı zamanda, Şia´nın, ilk imam olarak kabul ettiği ve Hz. Muhammed´in gerçek varisi olarak saydığı Hz.Ali hakkındaki görüşlerinin büyük ölçüde yanlış olduğunu tartışmayı da gerektirir.
Şiilerin Hz. Muhammed´in ailesine ve nesline duydukları bağlılığa karşılık vermek için Nijeryalı Selefiler, Sünnilerin bu gibi şahıslara en münasip şekilde kıymet verdiklerini kanıtlamaya çalışıyorlar. Bu yüzden Sokoto´nun Cibiyar Ahlul Baiti ve Sahabbai (Ehli Beyt ve Sahabe Merkezi) organizasyonu Şiilere değil, Selefilere aittir.
Uzun yıllar boyunca Nijeryalı Selefiler, tehlikeli bir şekilde şirke eğilimli gördükleri Sufileri eleştirdiler. Ancak Sufi karşıtlığı, Sufilerin Müslüman yöneticiler, seçilmiş yetkililer ve büyük halk kitleleri arasında sahip olduğu etki göz önüne alındığında, Nijeryalı Selefileri kendilerinden daha kuvvetli bir güçle çatışmaya sokuyor.
Selefiler, Sufi karşıtlığıyla pek çok taraftar kazandı, ancak Sufizmle karşı karşıya gelmeleri onlar için zahmetli bir savaş olmaya devam ediyor. Şia onlar için daha savunmasız bir hedef. Şia karşıtlığı, Sufizmden vazgeçen Nijeryalı Müslümanların, Şiilik ya da başka bir azınlık hareketine değil de, Selefiliğe yönelmesini garantiye altına almaya yardımcı oluyor.
Nijerya´daki Kadiri tarikatı mensuplarının katıldığı bir etkinlik
Şii karşıtlığını vurgulamak aynı zamanda Nijerya Selefizmini, mezhepsel polemiklerin genellikle Sufi karşıtlığını gölgelediği yerlerde küresel Selefizm ile daha da yakınlaştırır.
Nijeryalı Selefiler Suudi Arabistan´la yıllardır yakın ilişkilere sahipler, Suudi fonlarından yararlanıyor ve gelecek vaat eden genç Nijeryalı vaizleri Medine İslam Üniversitesi´nde okutmak için gönderiyorlar. Nijeryalı Selefiler için, Şii karşıtlığı, küresel siyaseti mezhepsel terimlerle yorumlayan bir ana anlatının parçasıdır.
Sünnilerin uzun zamandır süregelen suçlamalarını ifade edersek; Nijerya Selefilerinin, Şia´nın Sünnilere karşı kafirleri desteklemekte olduğunu, İranlı "Rafizilerin" Afganistan ve Irak´ta savaşmak için Amerika ve diğer Avrupalı kafirlere yardım ettiğiyle bağlantı kurarak tartıştıklarını görürüz. İran´ın Nijerya´daki nüfuzunun daha fazla tartışmaya yol açması nedeniyle Selefiler, Şia karşıtı söylemlerini artırıyor ve tek alternatif olarak Suudi tarzı Selefiliği sunuyorlar.
IMN Suudi eylemlerini protesto ettiğinde (örneğin Yemen´de), Selefiler Şii rejimlerini (Suriye´de Beşar Esed´in Nusayri rejimi dahil) kınadılar. Bu şekilde, küresel çatışmalar yerelleşiyor ve yerel olanlar küreselleşiyor.
Nijerya´daki Şia, Selefilerin saldırılarına şiddetle karşılık verdi. 2006 yılında, Selefilerin ?Şia için Bir Meydan Okuma: Cevabını Vermedikleri 70 Soru? kitapçığının yayınlanması, öfkeli bir Şii karşılığına yol açtı. Şia´ya göre, Nijeryalı Selefiler ?Vahhabi? Arap hükümetlerinin piyonları ve ?tekfir?in kötü niyetli pazarlamacılarından başka bir şey değildi. Selefiler, ?bütün dinî gruplar arasında, Şia´nın Müslümanlara karşı tekfirciliğini geçecek başka bir grup yoktur." diyerek buna karşılık verdi.
Şii karşıtlığı, IMN ile Nijerya devleti arasındaki mevcut çatışmadan daha eski tarihe dayanıyor. Ancak mevcut çatışma, Selefilerin eleştirilerini tekrarlamasına izin veriyor. Kaduna eyaleti, IMN´yi yasakladığında bir Selefi lider, ?İslam´ı, kendilerine Müslüman diyip dinin doğru öğretilerini uygulamayan iki yüzlü insanlardan temizlemek için güzel bir adım? açıklamasını yaptı. Selefiler, hükümetin Selefizmi destekleyeceği (zaten Selefiler Kano´da ve diğer yerlerde önemli görevlerde hizmet ediyor) ve Şiiliği kısıtlayacağı konusunda umutlu gözüküyorlar. [Editör notu: Yazıda bahsedilen Selefi gruplar Boko Haram, El Kaide ve IŞİD´e bağlı silahlı grupları kapsamamaktadır. Kastedilenler yerel Selefi dernek, vakıf ve cemaatlerdir.]
IMN düzenli şekilde gösteriler düzenleyerek Zakzaki´nin serbest kalmasını talep ediyor
Çatışma ayrıca gerilimi tabanlar seviyesinde de artırıyor. 2016 yılının Ekim ayında Kano´daki Sünni gençler, pala ve sopalarla kendilerini silahlandırdı ve bir IMN törenine saldırdı. Bu gençlerin Selefiler tarafından organize edilip edilmediği net değil, ancak kuzey Nijerya´nın en önde gelen Sufi liderlerinden biri olayları böyle görüyor, Selefi gençliğin ?kendi kendilerine hüküm vermeleri? konusunda uyarıyor. Sufi lider, Selefilerin Şii karşıtı şiddetinin Hristiyan ve Sufi karşıtı şiddeti tırmandırabileceğinden korkuyor.
Sonuç
Nijerya´daki Şiiliğin geleceği nedir?
Bazı analistler, devlet ile yaşanan krizin IMN´yi yeraltına inmeye zorlayacağından ve Boko Haram tarzında bir isyan başlatacağından korkuyorlar. Şimdilik, bu tür korkular gerçekleşmeden kalıyor: IMN, Zakzaki´yi serbest bıraktırmaya çalışırken araçları olarak, sokak protestolarını, mahkemeleri ve kamuoyunu, gizli terörizmden ziyade kullanmaya devam ediyor.
Eğer durum daha da kötüleşirse -Zakzaki tutukluluk hali üzere ölürse, daha fazla lider suçlanmadan öldürülür ya da gözaltına alınırsa ve daha fazla eyalet IMN hareketini yasaklarsa- o zaman daha fazla şiddet ortaya çıkar. Ancak bu tür bir şiddet, Boko Haram´ın terörizminin bir kopyası olmayacaktır. Büyük ihtimalle, ciddi ayaklanmalar içerecektir.
Nijerya´daki Selefiler ve Şiiler arasındaki söz savaşı, gözlemlenmesi gereken bir başka trend. En iyi ihtimalle, bu tartışmalar kuzey Nijerya´da daha ayrım dolu bir Müslüman manzaraya giden kayalık yolda zor bir adım olabilir. Belki de yükselen nesiller retoriği yumuşatır ve diyalogu keşfeder.
Fakat bu olasılık şu anda uzak görünüyor: Müslümanlar arası şiddet, devlet otoritelerinin IMN´nin meydan okumalarına yönlendirmede yaşadığı bariz zorluklar ve Şiiler ile Selefilerin tekfir dilini kullanma eğilimi, her iki grubun da yakında herhangi bir zamanda birbirlerine karşı hoşgörülü olmayı kabul etmeyeceğini gösteriyor. Kutuplaşma büyük olasılıkla devam edecektir.
Analizde yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve orjinal haliyle aktarılmıştır ve Mepa News´in editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak: Mepa News