Brexit konusu, Britanya politikasının geleneklerini, alışkanlıklarını değiştirmeyi ve şaşırtmayı sürdürüyor.
Anlaşmasız Brexit karşıtları, aralarında çok sayıda eski bakan ve tecrübeli politikacının bulunduğu iktidar partisi milletvekillerinden, İşçi Partisi, Liberal Demokratlar, İskoçya ve Galler Ulusal partileri, Yeşiller ve bağımsız milletvekillerinden oluşan geniş ve çok renkli bir yelpaze oluşturuyor.
Bu büyük güçlü ve çeşitli grup içinde gelecek Salı günü Parlamento açıldığında atılacak adımlar etrafında en geniş ittifakları oluşturacak ihtimaller üzerinde harıl harıl görüşmeler sürdürülüyor.
Grubu birarada tutan net bir amaç var: Başbakan Boris Johnson´un hem Avrupa Birliği hem İngiltere Parlamentosu tarafından onaylanan bir anlaşma sağlamadan Brexit´e geçişini ne yapıp yapıp engellemek.
Brexit için İngiltere Parlamentosu tarafından geçirilen yasa ile belirlenen son tarih 31 Ekim. Başbakan Boris Johnson bu tarihe kadar AB ile bir anlaşma sağlamak istediğini ancak sağlanamaz ise anlaşmasız ayrılığın gerçekleşeceğini söylemişti.
Brexit´in "anlaşmalı" yapılması, ayrılık sonrası AB-İngiltere ilişkilerini belirleyecek müzakerelerin yapılacağı çerçevesi, süresi, kuralları belli bir geçiş döneminin başlaması yani yumuşak ve güvenli bir geçiş süreci demek.
Anlaşmasız bir Brexit ise AB ile İngiltere arasındaki ilişkilerin hiç bir anlaşmayla düzenlenmediği bir döneme girilmesi demek ki bunun siyasi ve ekonomik bakımdan büyük bir kaosa yol açacağı kaygısı çok yaygın.
Telif hakkıPA/EPAImage caption
Takvimde belirlenen sürenin bitimine bu kadar az zaman kala Başbakan Boris Johnson´un Kraliçe´nin de onayını alarak Parlamento faaliyetlerini 5 hafta askıya alma kararı anlaşmasız Brexit kaygılarını iyice artırdı.
Buna engel olmak isteyen milletvekillerinin önünde gerçekten çok zor bir süreç var çünkü hedef Başbakan Johnson´un bir politik adımının şu ya da bu ayrıntısına muhalefet etmek değil, hükümetin planının odağını gerçekleştirmesini engellemek.
Bunu yapabilmek için deyim yerindeyse yeniden şapkadan bir tavşan çıkarmaları ve mesela geçtiğimiz aylarda İşçi Partisi´nden Yvette Cooper ve Hilary Benn ile Muhafazakar Parti´den eski bakanlar Nick Boles ve Oliver Letwin´in bütün gelenekleri yıkarak ortak önerge vermeleri gibi, daha önce eşi görülmemiş bir hamle yapmaları gerekecek.
Acil durum kurallarını kullanan milletvekilleri, Mart ayında Avam Kamarası´nın kontrolünü ele geçirerek gündemi belirlemiş ve sadece bir oy farkla o sırada başbakan olan Theresa May´ı - aksi halde 31 Mart´ta bitecek olan- Brexit sürecini ertelemeye zorlayan yasa değişikliğini geçirmeyi başarmışlardı.
Başbakan Boris Johnson´un Brexit´in belirlenen tarihte anlaşmalı ya da anlaşmasız "mutlaka" gerçekleşeceği konusunda, Mart ayında başbakan olan Theresa May´den çok daha net ve kararlı olduğu gözönüne alınırsa gelecek hafta atılacak adımların çok daha kritik olduğu kesin olarak söylenebilir.
´Garantisi yok´
Telif hakkıAFPImage caption
Kulislerde son günlerde görüştüğümüz muhalif milletvekilleri bir plan üzerinde epey ilerleme sağlandığını fakat hala verilecek yasa değişikliği önergesinde kullanılaca ifadeler üzerinde tartışmaların sürdüğünü söylüyorlar.
Sızan bilgilere göre verilecek önergeyle Brexit tarihinde ne süreyle, hangi tarihe kadar erteleme isteneceği hala belirlenmiş değil ve takvim meselesi hala son derece hassas bir konu olarak muhalif blokun önünde duruyor.
Görüşmelere katılan milletvekillerinden biri, sadece Başbakan Johnson´u anlaşmasız bir ayrılık için mutlaka Avam Kamarası´nın onayını almaya zorlayacak, dolayısıyla anlaşma sağlanamazsa kendi başına adım atmasına engel olacak bir önerge de verilebileceğini söyledi.
Avam Kamarası Salı günü açıldığında anlaşmasız bir Brexit´in önünü kesecek bir önergenin hazır olacağına inandığını söyleyen bu milletvekili, kullanılacak ifadeyle Başbakan´a takvimi erteleme mecburiyeti de konabileceğini kaydetti.
Peki verilecek önerge yeterli desteği bulabilecek mi? Bazı milletvekilleri destekten çok emin görünüyor ama tereddütlü olanlar da var.
Eski Adalet Bakanı David Gauke bunlardan biri. Bana "Önergenin geçeceğinin hiç bir garantisi yok" dedi.
Aldığım izlenim, anlaşmasız Brexit konusundaki kaygıları ağır basan ve Başbakan Johnson´un çizgisine karşı çıkan bir çok Muhafazakar milletvekilinin gelecek hafta hükümete karşı oy vermeye istekli ve hazır oldukları yönünde.
Fakat onların oyu yeterli değil. Herhangi bir hükümete karşı önergenin geçebilmesi muhalefet partilerinin de desteğini gerektiriyor.
İşçi Partisi liderliğinin desteği net görünse de bütün İşçi Partili milletvekillerinin desteği garanti değil.
Her zaman olduğu gibi, önemli bir başka faktör de milletvekillerinin geldikleri seçim bölgesinde, seçmenleriyle yaptıkları görüşmelerden nasıl bir izlenimle çıkacakları. Bazı İşçi Partisi milletvekilleri kendileri AB´den anlaşmasız ayrılmaya tamamen karşı olsalar hatta ayrılmama yanlısı olsalar bile, geldikleri bölgede seçmenler derhal ayrılıktan yanaysa bunu dikkate almak zorunda hissedeceklerdir.
Hükümetin Avam Kamarası´nda dışardan destek veren Kuzey İrlanda birlikçilerinin Demokratik Birlik Partisi ile birlikte yalnızca 1 sandalyelik bir çoğunluğu var. Dolayısıyla sayılar birbirine çok yakın ve son ana kadar herhangi bir oylamadan hangi tarafın zaferle çıkacağını tahmin etmek zor olacak.
Bir milletvekili burada sonucu, seçmenleri çoğunlukla AB karşıtı olan İşçi Parti milletvekillerinin ne kadar ikna edilebileceğinin belirleyeceğini söyledi.
Oylamada 20´den fazla İşçi Partisi milletvekili muhalif bloku desteklemezse ya da çekimser kalırsa, önergenin geçemeyeceği hesaplanıyor.
Bütün bunların yanında çok basit bir soru da anlaşmasız Brexit´i engelleme hamleleri için yeterli zaman olup olmadığı. Çünkü bir de geçirilecek tekliflerin Lordlar Kamarası´nda görüşülmesi gerekiyor.
Sabahlara kadar sürebilecek Parlamento faaliyeti için uyku tulumları hazır edilmiş durumda.
Bazı milletvekilleri gerekirse hafta sonunda da oturumlar ve oylamaların sürebileceğini söylüyor.
Hükümetin ise bu kavgaya neredeyse keyifle hazırlandığı izlenimi var.
Burada Başbakan Johnson´un yanında yer alanların temel tezinin yine Britanya halkının referandumla verdiği kararı uygulamaya çalıştıkları ve bazı parlamenterlerin gereksiz yere halkın iradesiyle oynamasına engel olmaya çalıştıkları çizgisinde olması bekleniyor.
Fakat yine de hükümetin gelecek hafta muhalefetin başarılı olamaması için çok ciddi bir çaba göstermesi bekleniyor çünkü kaybederlerse başbakanın Brexit planlarının önüne büyük bir engel çıkmış olacak.
Kısacası Avam Kamarası Salı günü yerel saatle 14.30´da açıldığında İngiltere Parlamentosu ile yeni başbakan arasındaki ilk çetin mücadeleyi izlemeye hazır olun!
Kaynak:: bbc.com/türkçe