ABD emperyalizmi Suriye topraklarına yerleşirken PYD’nin IŞİD ile savaşını bahane etmişti.
Kobani’ye sıkışan PPD’ye havadan yapılan mühimmat yardımı, sonrasında Kürdistan Bölgesel Yönetiminden gelen askeri destek sözde Kobani Kantonu/Devrimi sürecini doğurdu.
Sonrasında tozpempe hayaller kuruldu. Amerika destek verecek ve Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e ulaşan bir koridor üzerinden devletleşme sağlanacaktı.
Bu süreçte Amerikan emperyalizminin güvenilmez olduğundan bahseden tüm Kürtler siyaset bilmemekle ve gericilikle suçlanıyordu.
Amerikan’ın bölgede kalıcılığı üzerinden kurgulanan(emperyalizme yaslanarak devlet olma) bu tezin bölgesel aktörler tarafından nasıl karşılanacağı, bunun ne tür bir agresif tavra neden olabileceği hesaplanamadı.
PYD Sözcüsü Salih Müslim IŞİD ile olan savaşta hızını alamamış ve “şeriat ile savaşıyoruz” söylemleri ile ABD’nin İslam Dünyasına yönelik taarruzunda yandaşlık işlevi görebileceklerinin altını çiziyordu.
Oysa devletler arasındaki ilişkiler menfaate dayalıdır. ABD’nin bölgedeki birinci amacı ne Esedi devirmek ne de PYD’yi devletleştirmekti(gücü yetseydi elbette ikincisini yapmak isterdi… ama yazımızın konusu bu değil)
IŞİD ile savaşında ABD’nin karada kendisi için savaşacak bir partnere ihtiyacı hasıl olmuştu. IŞİD tehlikesi biter bitmez PYD’ye olan ihtiyaç da sona ermiş oluyordu. Nitekim dün ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in açıklaması o kadar net ki!!!
Kendilerinin göreve gelme nedenlerinin PYD’ye hizmet olmadığını ifade eden Esper şu ifadeleri kullandı:
"Uzun süredir NATO müttefiki olan bir ülkeye karşı Kürtleri (YPG/PKK) savunmak ya da otonom bir Kürt devlet kurabilsinler diye onlara yardım etmek üzere görevlendirilmedik."
Esper ABD'nin Suriye'de YPG/PKK ile iş birliği yapmasının temel nedeninin DEAŞ'la mücadele olduğunu söylüyor ve ekliyor “Türkiye bir NATO müttefiki ve bir NATO müttefiki ile savaşa girecek değiliz."
Peki Rakka’da, (ABD için) Halep’te (Esed için) binlerce Kürdün ölmesine neden olanlar bundan ders çıkarır mı dersiniz?
Evet Amerika kendi emperyal politikası için ortadoğuda diktatörlerden yararlandığı gibi sosyalist iddialı örgütlerden de yararlanmayı iyi biliyor.