Dünyada koronavirüs kadar hızlı yayılan ırkçılık Müslümanlara yönelik saldırılara bahane ediliyor. Bu konuda başı 200 milyonluk bir Müslüman nüfusa sahip olan Hindistan çekiyor. Hindistan’da aşırı Hindu milliyetçisi Narendra Modi hükümeti 2014 yılında göreve geldiğinden bu yana Müslüman halka yönelik sistemli bir ayrımcılık uygularken bu durum koronavirüs salgınında daha da şiddetlendi. Salgın öncesi Hindistan önce Cammu Keşmir’in özel statüsünü ortadan kaldırdı. Ardından Müslümanlara ayrımcılık içeren tartışmalı vatandaşlık tasarısı kanunlaştı. Bunun üstüne bir de Hindistan’da, salgının Müslümanların katıldığı dini seminerden kaynaklandığı yolundaki propaganda ülkede yeni bir ırkçı saldırı dalgasını başlattı.
Hindistan’daki yetkililer ülkede 25 bine yaklaşan vaka sayısının mart ayının başlarında Tebliğ Cemaati tarafından başkent Yeni Delhi’de düzenlenen etkinliğe katılan kişilerde Kovid-19 tespit edilmesinden kaynaklandığı iddiasını ortaya attı. Tebliğ Cemaati on milyonlarca üyesi olan çokuluslu bir Müslüman dini hareketi. Salgın nedeniyle bazı Hindu milliyetçisi politikacılar da Müslüman karşıtı söylemlerini artırdı. Irkçı Maharashtra Navnirman Sena partisinin lider Raj Thackeray, “Cemaat üyeleri vurulmalı” diye demeç verdi. Çok sayıda sosyal medya kullanıcısı, “coronajihad” etiketi altında Müslümanlara yönelik, “cahil”, “Kovid-19 salgınının taşıyıcısı”, “Hindistan’ı Müslümanlardan temizleyin” şeklinde ifadeler kullandı. Başkent Yeni Delhi’de bazı gruplar yardım dağıtan Müslümanlara ‘virüs yayıcılar’ suçlaması yönelterek kriket sopalarıyla saldırdı. Pencap eyaletinde de Sih tapınaklarından ‘Müslümanların gıda ürünlerinde virüs var’ anonsları yapıldı. Ülke genelinde çok sayıda Müslüman kendilerine yönelik düşmanlığın arttığını, eczane ve marketlere kabul edilmediklerini ifade ediyor. Telangana eyaletinde bazı hastanelerin, Müslümanların sağlık kurumuna girişini reddettiği belirtiliyor. Uttar Pradeş’in kuzeyindeki Meerut kentinde bir hastane koronavirüs testi negatif olmayan Müslümanları kabul etmeyeceğini belirten bir reklam yayınladı.
İNGİLTERE’DE VİRÜS YAYMA İFTİRASI
Özellikle Brexit sonrası Müslümanlara yönelik ırkçılığın yükseldiği İngiltere’de parlamentonun Müslüman karşıtlığına karşı çalışma grubunun raporunda, ‘Müslümanların virüsü yaymakla suçlandığı’ ve hedef haline getirildikleri ifade edildi. Raporda, aşırı sağcı ve ırkçı grupların eski görüntüleri yayarak camilerin hâlâ açık olduğunu öne sürdüğü, Müslümanları da ‘virüsü yaymakla suçladıkları’ belirtildi. Rapora göre ülkedeki bazı gruplar, ‘virüsü temizlemek için camilerin yıkılması gerektiğini’ de savunuyor. Tell Mama adlı İslam karşıtı ırkçı bir örgüt ise bir Müslüman kadının İngiliz bir erkeğe kasten öksürdüğü şeklinde sahte bir videoyla internette kirli propaganda yaptı.
FRANSA’DA RAMAZAN BAHANESİYLE KARA PROPAGANDA
Avrupa’da Müslümanların en yoğun yaşadığı ülke Fransa aynı zamanda Kovid-19 salgınından en çok etkilenen üç ülkeden biri. Bu nedenle Müslümanlara yönelik propaganda makinesi burada da salgını malzeme olarak kullanıyor. Ramazan ayından Müslümanların sosyal mesafe kurallarını ihlal edeceği ve camilerde toplanacağı şeklinde paylaşımlarla nefret körükleniyor. Oysa bu konuda polis kayıtlarına geçen hiçbir olay yok.
ABD’DE İSLAMİ MERKEZLER HEDEFTE
ABD’deki ırkçılar da benzer şekilde İslami merkezlerin korona salgınının kaynağı olduğu propagandasından hareketle saldırı çağrıları yapıyor. Mart ayında FBI Timothy Wilson adlı birinin İslami merkezlere saldırı planladığını ortaya çıkardı.
SRİ LANKA’DA ÖLÜ YAKMA ZORLAMASI
Sri Lanka’da ise Müslümanların dini kurallarının hiçe sayılarak ölülerinin yakılmaya zorlanması tepki çekti. 73 yaşındaki Bishrul Hafi Mohammed Joonus adlı Müslüman Kovid-19’dan ölüp zorla yakılan ikinci kişi oldu. Joonus’un oğlu “Babamın cenazesi polis gözetiminde bir araçla götürüldü ve yakıldı. Hükümetin Müslümanlar için bu konuda bir düzenleme yapması gerekli” diye konuştu.
