Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

……ne yapsa yeridir

Emekli diplomat ve gazeteci Yalım Eralp, ABD’de seçim kazanıp başkanlık makamına geçen Donald Trump’ın, konularla ilgili “neyi nasıl yapacağı, neyi nasıl söyleyeceği; konuşacağına dair bilinmezlerin varlığına işaret ediyor.

……ne yapsa yeridir

Panama’yı, geçiş ücretlerini düşürmemeleri halinde “Kanalı elinizden alırız” diye tehdit eden Trump, şimdi de Grönland’ı ABD’ye katmak istediğini söyledi. Önceki döneminde de Grönland’ı satın almak istediğini söyleyen Trump, Danimarka ile kısa süreli diplomatik krize yol açmıştı. Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino: “Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.”

 Ama Trump bununla kalmadı. Donald Trump, Truth Social adlı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Maliye bakanı istifa ederken ya da Vali Justin Trudeau tarafından kovulurken, Büyük Kanada Eyaleti şaşkına döndü.” ifadesini kullandı . Trudeau sonra istifa etti ama parti  içi kavgalar nedeniyle…

 

 

Devam etti: İş bir defa daha  Grönland adasına sıçradı; Trump, devasa adanın mülkiyetinin ve kontrolünün ABD için “mutlak bir gereklilik” olduğunu söylemişti. Başkan Trump “ loose cannon” yani adeta ağzı gevşek. Aklına ne gelirse söylüyor.

Fransa tarafından 1881 yılında başlanan Panama Kanalı inşası, mühendislik sorunları ve yüksek işçi ölüm oranları nedeniyle durduruldu. Fransızların başarısız girişiminden sonra, 4 Mayıs 1904’te ABD projeyi devraldı. İnşaat ABD tarafından tamamlanarak, Kanal 15 Ağustos 1914’te hizmete açıldı.

 

Kanalın Panama’ya bırakılacağı anlaşma elbette zaman zaman çatışmalar çıkardı. Anlaşma ABD senatosunda +1 oy farkı ile kabul edildi fakat ABD’liler bu anlaşma için zamanın Başkanı Carter’ı suçladılar. Ve anlaşma iki aşamalı olduğundan dolayı, yani teslimatın tamamı 1999’da gerçekleşecek diye planlandı. Kanalın tam teslim tarihi olan 1999’da  Panama’ya bırakıldı. Kanaldan geçiş ücreti geminin boyu ve taşıdığı yüke göre değişiyor. Tahıl taşınıyorsa ücret başka, likit gaz taşınıyorsa ücret daha yüksek.

Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino: Trump’a cevaben “Ülkemizin egemenliği ve bağımsızlığı pazarlık konusu değildir. Panama Kanalı Panama’ya ait ve öyle kalacak.”dedi.

Ancak Trump Panama Kanalı ve Grönland  için askeri harekattan bahsederken Meksika  Körfezinin adının da Amerika Körfezi olarak değiştirilmesini istiyor.

 “Özerk Grönland topraklarının önemli kısımlarını kontrol eden Danimarka hükümeti, Başkan seçilen Donald Trump’ın güvenlik zorunluluklarını öne sürerek Grönland’ı satın alma isteğini yinelemesinden sadece birkaç saat sonra, Danimarka   adanın savunma harcamalarında önemli bir artış yapacağını duyurdu. Danimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen, mali paketin kron cinsinden “çift haneli milyar tutarında” ya da en az 1,5 milyar $ olduğunu söyledi.”

1946 yılında ada için ABD Danimarka’ya 100 milyon dolar önermiş.

Amerika’nın komşusu Kanada ise Trump’ın Kanada ve Başbakanı hakkındaki ifadelerini ciddiye almamış görünüyor.

 Trump son olarak Kanada’nın Amerika’ya katılmasını önerdi. Anlaşılan devletleri şirket gibi görüyor.

Amerika’nın geçmişinde toprak satın alma adeti vardı.1867 yılında Rusya’nın Alaska için istediği 7.2 milyon dolarlık teklifi kabul etti ve Alaska’yı satın aldı. Rusya şimdi pişman. Putin şimdi Alaska’yı yeniden satın almak istediklerini bir kez söylemişti.

Amerika 1803 yılında Louisina’yı Fransa’dan 15 milyon dolara satın almıştı.

Trump’in ifadeleri normal şartlarda devletler arasında krizler yaratır. Ama beklenen olmadı. Herhalde Trump’ın Grönland hakkındaki sözleri bir açıdan Putin’i sevindirmiş olmadı. O da benzer nedenlerle Ukrayna’ya saldırmıştı.

 Trump’ın taleplerinin stratejik nedenleri var tabii. Ama yolunun bu olmadığı açık.

Trump America first derken ABD tarihindeki toprak genişlemesi olan “Manifest Destiny”i de (Kaçınılmaz Kader) kastediyor.

Dünya değişirken Trump diplomasiyi de değiştirdi. Bu sözleri Trump değil de başka bir ABD Başkanı söylese idi belki tepkiler farklı olurdu. Sefirler geri çekilir ilişkiler bozulurdu. Trump’ın ilk döneminde Erdoğan’a, tutuklanan rahibin serbest bırakılması için yazdığı mektubun ise diplomaside örneği yoktur.. Sağı solu belli değil.

Devletlerin çoğu” o Trump’dır ne derse yeridir” diye düşünüyor olmalı. Ama sadece Trump mı! Seçilmiş Başkan’ın yakın adamı Elon Musk Alman sağcı partisini desteklediğini açıkladı  ve İngiltere’nin  Başbakanına hakaret etti. Ne ekip ama. Galiba Avrupa’yı karıştırmaya geldiler. Şehre inmiş eşkıya gibi…

Bırakın diplomasiyi ilişkilerde usul-adap diye bir şey vardır.

Bir de çok yakın tarihte ölen Carter’a bakın. Trump ile Carter gece ile gündüz gibi…



Anahtar Kelimeler: …… yapsa yeridir

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER