21.10.2018 Pazar
izim gelenekte gülbanklar var. ?Sabahı şerifleriniz hayr ola, şerler def ola, hayırlar feth ola ?. Tekkelerde okunurdu. CHP´nin tek parti ideolojisi bu geleneği tasfiye etti. Ancak öte taraftan sekülerleştirerek taklit etti. Gülbanklar gitti, onun yerine Onuncu Yıl Marşı ve Andımız gibi yeni ?seküler gülbanklar? geldi. Gerçi gülbanklar daha mistiktir. Maneviyata ve ruha hitap ederler. Bireyin iç dünyasını temel alan bir pedagojiyle bütünleşirler. Onuncu Yıl Marşı ve Öğrenci Andı için aynı şeyi söylemek zor. Modern ideolojilerin ve ulusçuluğun bütün öfkelerini, kolektivizmlerini ve hayallerini taşırlar üzerlerinde. Maddi bilince hitap ederler. İnsanı kesinliğe çağırırlar. İdeolojik tonları bir hayli yüksektir. Öfke ve kızgınlık duygularını ayaklandırırlar. Bireyi kolektif kimlik içinde yok olmaya ve kendi varlığını yok saymaya inandırırlar.
Öğrenci Andı da insanı kolektif varlık içinde kendini yitmeye davet eder. Her gün bütün öğrenciler kendilerini kolektif yapıya kurban olmaya ant içer. Bireyselliklerini, şahsiyetlerini unutmak üzere bir kolektif katılım andı bu. Öznenin ölümüdür bu. İnsanın varlığından vazgeçerek kolektif aidiyete katılması. Bunun açık adı faşizmdir. Faşizmde kolektif yapı kutsaldır (seküler kutsallık). Şahıs hiçtir. Özne öldürülür. Ancak bir tane ?süper özne? vardır. Tanrı ile birleşen bir süper özne. Siyasal liderdir bu. Ya da siyasal bir toplum muhayyilesi. Öğrenciler coşkuyla onun içinde erimeye çağrılır. İrade, üst süper irade içinde yok olur. Ulus bilinci denir buna.
1933 yılında yarısı dönemin Milli Eğitim Bakanı Raşid Galip tarafından yazılan öğrenci andı, 12 Mart rejimi ile yeni bir bölüm eklenir. Öğrenci andına ruh veren duygu, 1930´ların dünyada yaygın olan nasyonal sosyalizminin ruhudur. Şahsiyeti yok eden ve devlet tapıcılığını getiren bir söylem taşır içinde. Türk, burada nasyonalizm sosyalizm ruhuna feda edilir. Elbette ruhtan kast ettiğimiz ideolojidir. Dünyevi, maddi, kolektivist?Türkler, bin yıl boyunca bu topraklardaki aidiyetlerini İslam üzerinde sürdürdüler. Bunu yaparken de şahsiyetlerini her zaman yücelttiler. Onu koruyarak millet oldular. nasyonal sosyalizmin şahsiyeti katleden sonradan gelme ideolojisine katılmaları ise dayatma ile mümkün oldu. Batı ideolojisinin bu ruhunda ne millilik ne de yerlilik var. Sadece nasyonal sosyalizm var. Milliyetçiliğin sosyalizmle ülfetinden doğan kırma bir ideoloji. Bugün de bunun peşinde sol ulusalcıların gitmesi tesadüfi değil. Sol ve milliyetçiliği evlendirme peşinde olanların Andımız için yeniden harekete geçmelerine de şaşmıyoruz.
28 Şubatı da aynı ideolojinin bekçileri ve kadroları yapmıştı. Onuncu Yıl Marşı da o zaman yeniden diriltildi. Ak Parti bu zulüm içinden yükseldi. Milletin özgürlük talebinin sesi olarak çıktı. Baskıcı ideolojinin ve millete dayatılan zorbalığın altından kalkmak için demokratik açılımlar yaptı. Reformlarla Türkiye, yeni Türkiye oldu. Buna ilk darbeyi önce FETO, sonra da PKK vurdu. Nasyonal sosyalizm için Yeni Türkiye dayanılmazdı. Çünkü karanlık için bütün ışıklar dayanılmazdır. Ak Parti´nin reform hareketi terör ve güvenlik ile bloke edildi. Hatta darbe girişimleri ile pekiştirildi.
Şimdi Eğitim Sen gibi sol, devrimci, ulusalcı bir sendika, öğrenci andının geri getirilmesi için Danıştay´a başvuruda bulundu. Danıştay da buna binaen 2013 yılında alınan kararı bozuyor. Gerekçe olarak andın kaldırılmasında bilimsel kanıt gösterilmediği yönünde. İnsan sormak istiyor: Danıştay bir bilim kurulu mu? Danıştay´ın sivil iradenin ve toplumsal mutabakatın sonucunda ortaya çıkan bir kararı bozma yetkisi var mı? Yargı yeniden yasa mı koymaya yöneliyor? Bu sorular önümüzde duruyor. Türkiye´nin gerçekleştirdiği reformları daha da ileri götürmesi yerine geriye doğru gidilmesi en fazla ürkütücü olan şey. Şimdi bu nasyonal sosyalist zihniyet, acaba başörtüsü serbestliğine de mi yasak getirecek diye insan sormadan edemiyor.
Türklerin Anadolu´dan dünyaya açılması ve Türkiye Cumhuriyeti´nin iç sorunlarını köklü bir biçimde çözebilmesi için reformlar şart. Bu reformların ilham kaynağı da ne Avrupa´nın nasyonal sosyalizmidir ne de Amerikan liberalizmi. Bu coğrafyanın ruhundan gelen ve çağdaş dünyaya kendisini açan idraktir. Gençlerimizi coşkuyla ortak millet, ortak akıl ve ortak kalp bilinci içinde hareketlendirecek ?modern gülbanklarımız? neden olmasın?