Hasan el-Benna, Osmanlı imparatorluğunun yıkılma sürecine girdiği ve İslam dünyasının bastan aşağı sömürgeleştirildiği bir dönemde doğduğu, Mısır'da İslami mücadeleye başladı. Bu mücadelenin örgütsüz başarılı olamayacağını düşünen Hasan el-Benna, daha sonra tüm İslam ülkelerini gerek örgütlenme gerekse düşünce bakımından etkileyecek Müslüman Kardeşler teşkilatını kurdu.
İslam'ı iman ve bir hayat düzeni olarak savunulmasının mücadelesini veren el-Benna, mücadeleye başladığı dönemde Osmanlı imparatorluğu yıkılmış ve toprakları sömürgeci güçlerce işgal edilmişti. İşgal ve sömürge durumundan kurtarılmasının ve özgürleştirilmesinin mücadelesini veren Afgani ve Abduh'un tohumların attığı İslami çaba karşılık bulmuş ve 1928 de Müslüman Kardeşler hareketi doğmuştu.
El- Benna'nın seleflerinden devraldığı miras; "Kur'an ve Sünnete dönüş, cihat ruhunun uyandırılması, içtihat kapısının açılması, yeniden tecdit ve ıslah." Onun bütün çabası bu mirası sürdürmek ve yeni kuşaklara devretmek olmuştur.
Hasan el-Benna'nın mücadelesi İslam dünyasını sömürgeci güçlere karşı, Müslüman toplumların özlerine dönmesini sağlamak, bu öze dönüş Mısır'dan başlayıp diğer İslam ülkelerini de içine alarak, sömürge karşıtı bir bilinç ve direnişle toplumu yeniden inşa etmektir.