Müsilaj

Herkes kendi ürettiği müsilajı azaltabilse dünya güzelleşecek. Elinizden geleni yapın, gerisini ‘Külli İrade’ye bırakın, o halleder.

Müsilaj

Yaşar Süngü yadı;

Sürekli artan yoksulluğa, adaletsizliğe, havanın suyun toprağın kirletilmesine karşı Who’s Gonna End? (Kim Dur Diyecek?) diyor sanatçı Sertab Erener.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Ofisi tarafından lanse edilen yeni şarkı ile herkesi sorumluluğunu bilmeye ve harekete geçmeye çağırıyor.

Şarkının klibinde, BM meclis kürsüsünden konuşturulan sanal dinozor karakteri, insanlara çağrıda bulunuyor ve “Yok Oluşu Seçme” diyor.

**

Dünyayı yaşanmaz hâle getirenlerin hâkim olduğu BM’nin yan kuruluşunun temiz bir dünya çağrısı yapması da bu asrın en tirajı komik hadiselerinden biri.

Yani beşli çete denilen ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa’nın uluslararası sermayeli şirketleri hem dünyayı kirletenlerin başını çekiyorlar hem de “çevremizi koruyalım” çağrısının öncülüğünü yapıyorlar.

Dünyanın gözü önünde çevre katillerinin suçluları aradığı büyük bir tiyatro oynanıyor ve makul çoğunluk da buna inanıyor.

**

Dünyayı kandırmak için uzmanları da kullanıyorlar.

Uzman terörü derken kastettiğim şey bu.

İsminin önünde Prof. yazan biri diyor ki; Deniz taşımacılığı dünyadaki toplam yük trafiğinin miktar olarak yaklaşık yüzde 90’ını ifade ediyor. Dünyada 100 bin civarında yük gemisi var. Bunlardan çıkan sera gazları dünyada çıkan toplam sera gazının yüzde 3’ünü bile oluşturmuyor. Buna limanlar dahil.

Yani “Denizlerdeki kirlenmenin sebebi yük gemileri değil, dolayısıyla küresel sermaye masum” diyor.

Başka bir isminin önünde Doç. yazan biri de dünya için en tehlikeli sera gazının ineklerin yellenmesiyle meydana geldiğini söylüyor ve hayvansal gıda tüketiminin azaltılmasını, bitkisel tüketimin artırılmasını öneriyor.

Muhtemelen bunun bir sonraki adımı da hayvan sayısının azaltılması yönünde bir takım katliam projeleri olacaktır.

Kuş gribi ile kuşları, tavuk gribi tavukları katlettik.

Yakında inek gribi çıkarıp bütün inekleri sahiplerine katlettirerek insanları bitkisel tüketime yönlendirmek fikri akla aykırı gelmiyor artık.

İneklerden sonra sıra muhtemelen insanlara gelecek.

“Bu kadar nüfus her gün şu kadar yellenirse havada şu kadar tehlikeli sera gazı oluşuyor. Fazla nüfus tehlikeli” demelerine de çok az kaldı.

Covid19 salgını ile nüfus azaltma projelerini deniyorlar. Devamı da gelecektir.

Böyle aptalca bir zaman diliminde yaşıyoruz.

**

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD), İMEAK Deniz Ticaret Odası ile düzenlediği toplantıda müsilajın suyun içindeki çözülmüş oksijeni kullanarak diplerdeki oksijeni tükettiğini söylüyor.

Marmara Denizi’nin dibine çöktüğü söylenen müsilaj nedir?

Müsilaj, hemen hemen tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde. Deniz suyundaki oksijeni tüketerek suyu öldürüyor. Su ölünce önce suyun içindeki bütün canlılar sonra zaman ilerledikçe soluduğumuz hava sonra da besin ihtiyacımızı karşıladığımız toprak ölmeye başlıyor.

**

“Köpeğe dikkat, kediye de dikkat edin o da az manyak değil” yazmış köşkün dış kapısına birisi.

Dünyanın kirlenmesine ve yaşanmaz hâle gelmesine katkıda bulunanlar sadece zenginler, sermaye sahipleri ile bunlara göz yuman siyasiler ve bürokratlar değil.

İşsizlik sopasıyla ucuz işçi çalıştıran işveren, çalışanın sigortasını eksik yatıran patron, kalitesiz mal üreten üretici, sarı ışıkta yavaşlayacağına hızını artıran şoför, otobanda makas atan maganda, sokakta iki arabanın park edeceği alana sadece kendi arabasını koyan komşu, dolar arttı diye kirayı artıran ev sahibi, her hafta etiketleri değiştiren pazarcı, market, ulaşım firmaları, boşandığı karısını öldüren eski koca, kılıçlı psikopat ve şımarık evlatlar yetiştiren anne baba, vesaire vesaire.

Herkes karınca kararınca, yapabildiği, becerebildiği kadar dünyayı yaşanmaz hâle getirmeye katkıda bulunuyor.

Katkının miktarını insanca davranışlarımızın, insani olmayan davranışlarımıza olan oranı belirliyor.

Müsilajı deniz dibinde aramanıza gerek yok başka yerlerde suçlu da aramayın, evinizden başlayın, sokağa çıkın, caddede, trafikte, hastanede, kamu kurumlarında, işyerlerinde, parklarda marketlerde her yerde görebilirsiniz.

Herkes kendi ürettiği müsilajı azaltabilse dünya güzelleşecek.

Elinizden geleni yapın, gerisini ‘Külli İrade’ye bırakın, o halleder.